- 1175 Okunma
- 10 Yorum
- 0 Beğeni
YORUMLAR
Yıllar önce Beyazıt’ta Beyaz Saray Çarşısından Laleyi doğru giderken, soldaki Mithat Paşa caddesinden yokuş aşağı tamda Kadırgaya inmeden sağda köşe başında bir Karadeniz pidecisi vardı. İstanbul’daki ilk olmasa ya ikinci ya üçüncü Karadeniz pidecisi. (Kır pidecilerini saymıyorum). Ömer isminde de meşhur bir ustası vardı, Trabzonlu; Ömer Usta. (öldüyse Allah rahmet eylesin, yaşıyorsa kulakları çınlasın) Pide yemeye gittiğimizde, “Ömer usta şöyle kıyması bol bir buçuk kıymalı yap” dediğimizde, suratını ekşitir “pakun uşaklar, giymasi az olduğunlan hep “hamur” yersunuz, giymasi pol olduğunlan hep “giyma” yersunuz, pi poka benzemez. Eğer “ gıymali pide” yemek istiysanuz, keçun oturun yerunuze, işuma karişmayın” der, kalayı basardı. Bir anlamda bu kalay hoşumuza gider, her pide yemeğe gittiğimizde Ömer ustanın bile, bile bam teline dokunurduk.
Bütün bunları niçin anlattım. Tıpkı Ömer ustanın “kıymalı pidesi”ndeki gibi, yazıda da kelime seçiminde, cümle kuruluşunda “imge” kullanımı istiap haddini aşıyorsa, bu benim gibi “alt kültür” mensupları için sıkıntı yaratıyor. Gülistan da boşluklar var, hımm şuraya çarliston ekeyim, şuraya patlıcan, şuraya da mısııır. İmge gani olunca, fazla imgeler kurgu hatalarında rötuş vazifesi görebiliyor. Bu yazan için bir avantaj teşkil etse de, bir bakıyorsun her bir imgede Gülistan ağır, ağır bostana dönmüş. Aslında; bu tenkidim şahsından ziyade yazılarında imge kullanırken kantarın topuzunu kaçıran tüm yazarlar için. Naçizane, bence
Ha birde bakır’ın kirli sarı rengine aldanıp hakir görme, bu gün altınla alaşım yapabilen tek maden yanılmıyorsam bakırdır. Keşke yazının kötü karakteri “bakır adamı” bakır yerine, kaplama, maplama değil direk “teneke” olarak nitelendirseydin, daha uygun kaçardı. Sankim…
İ Babaoğlu..
Adres.
Çat kapı cad. Bizim mah.
Kültür apartmanı, bodrum (alt)kat, daire 1
Edebiyat Defteri / İstanbul
Amaaan sen bana bakma işte, nolcek, Kültür apartmanı, alt katta oturunca insan böyle yorum yapıyor işte. Yoksa Kültür apartmanı, üst katta oturan ultra kültürlü “Orhan Pamukhelva”nın sözlerine kulak verip köyüme mi, dönsem, ne yapsam bilmem ki.
Engin hoşgörülerine sığınarak
Selamlar, saygılar
Aynur Engindeniz
Alt kültür ha...Biz de ordanız. Senin sağında falan (Solda olmayı pek sevmem de. Hem de soldaki sıfırın bir değeri yok, hem de öyle işte)
Orhan PAMUK senin eline su dökemez. Yeminle de söyleyebilirim...
Ha bu arada ileryen günlerde sana bir sürprizim var. Gerçi sen bu sürprizden ancak bir dahaki kurban bayramına haberdar olursun ya neyse...Saygılar, değerli abim...
Zavallı rıhtım, gözlerine tıkadıkları harçta oluşan küçük bir delikten, homurdanarak yürümekte olan adama bakar ve adamın bacağındaki sıyrıktan derisinin altındaki bakırı görür…
sevgili arkadaşım bakır yüzlü insanlar okadar çok ki kutluyorum sevgili yazarımı selam ve sevgilerimi bırakıyorum sayfana...
TEBRİKLER aYNUR. BEN ZATEN DİKKATSİZİMDİR. O YÜZDEN DE SADECE OKUDUM VE TEBRİK EDİYORUM GÜZELDİ. TEBRİK VE SEVGİLERİMLE :)
Aynur Engindeniz
İnsanlık ölmedi..
Öldürmeye çalışanlara inat ölmediğini ispatlamaya çalışıyoruz
Belki çok iyi niyetliyiz
Her dalga geçeni affedip her tokatı sineye çekerek aslında hala insanlık ölmedi diye avazımızın çıktığı kadar bağırıyoruz
Nafilemi dersin....Yok be arkadaşım biz bu insanlığı öldürenler arasında olamayız.Bizim yapımız duygularımız yüreğimiz buna izin vermez.Biz bakırdan insanlar değiliz.Bizim yüreğimiz hala tertemiz ve saf bir bebek gibi duru...İnadına insanlık ölmesin diyenlerden ve çabalayanlardan olalım.Sevgilerimle..Çok güzel bir yazıydı...
Benim adetimdir okuduğum kişiye mutlaka puanım bir sifirdır..yani 10..
Aynur Engindeniz
Daha çok örnekler var, siz de biliyorsunuz eminim. Ama en iyisi bir yerden sonra susup, sessizce bağırmak sanırım...
Sevgilerimle.
Şu cümleyi yakaladım ama:
Çok değil, her zaman değil, arada, yani yüz yılda bir de olsa, yeterdi bana gülümsemek için…
Acaba kadın,arada bir derken nasıl yüz yıl yaşayacak ki;"yüzyılda bir" diyor?
Ayrıca bu yazınızı defalarca okudum.Ne diyem Aynur hanım,keşke senin onda birin kadar yazabisem.
Sevgilerimle canım kardeşim.
Aynur Engindeniz
Ama hata orda değil. Yüz yıl derken edebiyat parçalamış yazar:)
Ayrıca keşke ben de senin onda birin kadar hayat tecrübesine sahip olabilsem.
Durmak yok yazmya devam!!
Aynur Engindeniz
Bana kalırsa finalde ki bakır adamdı..
İnsanlık bitmedi henüz..Kuşatma altında, sanırım..
Çemberi kırmak gerek..Bizler de bunun mücadelesini yapıyoruz diye düşünüyorum..
Düşüncemizle, yazarak ya da kavga ederek ne dersiniz?
Kaleminiz de bu savaşın ortasında, tüm cesaretiyle..
Her zaman olduğu gibi...
Tebrikler Aynur Engindeniz..
Kutluyorum.
Aynur Engindeniz
Ayrıca tüm kelimelerine harfiyen katılıyorum. Kavga nerde ben orada. Asla korkmam çekinmem. Yeterki davamda haklı olduğuma yüzdeyüz inanayım. Ama arkadaşım, bizim kendi kendimize konuşmaktan öteye gitmeyen yazılarımızla olabilir mi bu kavga?
Aynur Engindeniz
IRIZA
insan orada kendini bulur.. tüm gerçeğiyle..
hem de tüm çıplaklığıyla..
yazıların eserlerin yada görüşlerin özelliği zaman sürecinde anlaşılır...
öteye gitmek insanın edebiyatta aşamaya geçmesidir..
ihtiyaca göre yaşayan bu toplumda elbette bu sorunlar olacaktır..
sorunumuzda bu değilmi? günlük yaşamla edebiyatı karıştırmamız ve buna göre hareket etmemiz?ne dersin?
IRIZA
çünkü abi dediğimiz bazı lavuklar bizi ister istemez bazen bizi alt kültüre sokuyor, zaman zaman..
yorumlarla yazılarla..
sen bu lavukları zaten biliyorsun..
aslında bende bunları çok severim..yeterki sayfama gelsinler..
Yine bir Aynur ENGİNDENİZ klasiği daha.. Çok beğenerek okudum. Bütün olarak çok beğendim ama aşağıdaki sözler hayata dair çok özlü sözlerdi. Tebrik ederim. Sevgilerimle..
Bilmediğim cennetten yeğdir, bildiğim cehennem, mi diyorsun benim gibi.
Herkesin bildiği bir rotada asla göremeyeceğim kıyıların hayaliyle ilerlemektense , hiç kimsenin bilmediği bir meçhulde, dalgalı bir mehter dansı yapmak daha heyecanlı…
Bu hayatın “beğenmediğiniz taktirde otuz gün içinde geri iadesi” olsaydı eğer, inan daha birinci dakikasında sözleşmemi iptal ettirirdim. Çünkü, daha ebeden ilk tokadımı yediğim anda anlamıştım yaşamak denen zılgıtın bana göre olmadığını…
Her şey yenilendikçe ve “her arandığında bulundukça” kaybediyor değerini…
- Kadın içerdeyken dışarıyı gözlemliyor sonra minik şemsiyesini açıyor yanılıyor muyum?
Aynur Engindeniz
Aynur Engindeniz
Bence bu yazı bir mektup değil, öykü olarak adlandırılmalı.
Ve öykü olarak oldukça güzel...