- 1722 Okunma
- 20 Yorum
- 0 Beğeni
Özürlü Ruh Hâli
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Evet; özürlü bir ruh hâli benimkisi biliyorum. Beni çerçeveleyen hayatlarla,nesnelerle kaynaşan,degişken bir hâl. Ritüel bir sabah turu uzunluğunda devr-i alem yaptıran. Kendinle bir küs, bir barışık, kendi ayrıntılarının içinde karmakarışık.
Elma şekerinin burnuma bulaşan yapışık kırmızısı, beni tekrar tekrar çocukluğumun perde arkasına götürür. Büyük ada’nın çam kokusu dokunur burnumun direklerine bisikletle yaban ormanlarını arşınlarken. Oysa, dünyanın başka bir ucunda kurulan bir panayırda, gözlerimizle anlaşmayı becerdiğimiz bir Hintlinin tezgahındaydı daha dün o elma.
Özlerim, özlemlerimi ipe dizer, yoluma devam ederim.
Ya sonbaharın ilk günlerinde, yağan yağmura nisbet parkın tek bankına oturmuş, yüzündeki çizgileri bilinmez kaç fırça darbesi ile kapatmış gizemli kadın! Yalnızlığımdan mıdır kucağından ayırmadığı kediye kimsesizliğini okşarca sarılışı? Onunla her göz göze gelişimin bana meçhul geleceğe yolculuk yaptırmasının var mı bir anlamı?
Düşünür, düşüncelerimi vurup birer birer, bırakır ardımda geleceğimi, giderim.
Unutmadan; bir de o kız çocuğu, çantası omuzlarında,sanki tüm hayatı yüklenmiş gibi ...
Her sabah okul yolunda onun annesi olma isteği. Yok öyle değil; canımdan kopma canlarım var benim, lakin evrenin tüm sahipsiz çocuklarını kucaklayabilecek kadar geniş değil yüreğim...
Karamsar değilim, biraz hayal gücü,biraz içgüdü.
Sen sabahın karanlığında adımladığın yollarda gökkuşağına ilerliyorsun küçüğüm...
Umutlanır, bir gülümsemeye çengeller umutlarımı, bir kız çocuğuna hibe eder giderim.
Kasabanın delisini es geçemem elbette. Onun derdi, kederi yok. Bir selam, iki kelâm alır gönlünü. Büyük hesapları aklı ile yitirmiş, mutluluğu Kaf dağının ardına göndermemiş. Her kahkasında biraz beyaz verir,kırmızıya çalarken ruh halim...
Aklanırım günahlarımdan, bırakır üç kuruşluk aklımı Anton’un ellerine, yoluma devam ederim.
Ya kapımın önündeki ceviz ağacına ne demeli!
Buralarda gene sonbahar, yine dalları yüklü. Aramızda soğuk bir savaş her hazan olduğu gibi. Ben ona meydan okurcasına dimdik geçerim gölgesinden,o tüm sinsiliğiyle beni vurmaya çabalar. Her isabetsiz darbesinde, ona attığım çelmede zaferimi kutlarım.
Ve bu sabah o kazandı. Bu mevsimin ilk vurgunu. Özürlü ruh hâlimin bana yaptırabileceklerini hesaba katmadan, yeşil kabuğunu daha soyunmamış, acemi bir cevizle vurdu beni. Taze cevizi ne kadar sevdiğimi bilseydi,eminim bu zaferine bu kadar sevinmezdi. Bu senenin cevizi kesinlikle çok lezzetli.
Vurgun yerim, ve her yenilginin ardından biraz daha güçlenip, biraz daha diş bileyip çelimsiz ataklara, aldırmadan yaralarıma giderim.
Yürürüm aheste yeni iç kanamalara, yeniden ayaklanmalara...
Sözün özü: özürlü bir ruh hâli benimkisi, pansuman edilecek bir yaram varken,elime ,dilime vurdu her zamanki gibi...
YORUMLAR
Sayfamı ziyaret ederek, güzel görüşlerini bildiren, bildirmeyen sizlere ve paylaşımımı günün seçkisi sıfatıyla süsleyen seçki kuruluna teşekkür etmek istedim.
İçinde bulunduğum bu platformda, oldukça kuvvetli, okumaktan zevk aldığım kalemlerle edebiyat adına kumbaralarımızdakileri paylaşmak çok keyifli, hazır elime fırsat geçmişken bunu da belirteyim dedim : )
Tekrar teşekkürler...
Zeynep Süberk
Ada iskelesinde cevizin alâsı vardır bu mevsimde : )
"Vurgun yerim, ve her yenilginin ardından biraz daha güçlenip, biraz daha diş bileyip çelimsiz ataklara, aldırmadan yaralarıma giderim.
Yürürüm aheste yeni iç kanamalara, yeniden ayaklanmalara..."
sevgim saygım tebriklerim günün yazısına çok değerli yazarına...:)
Zeynep Süberk
Sevgili Zeynep; edebi maharetin nasılda orta yere çıkıvermiş hemen. Bence de arada bu tip şeyler yaz arkadaşım. Ne çok beğendim anlatamam. Taze ceviz tadında ve yeşilliğinde çok naif ve ironik bir üslup ki hep dediğim gibi zeka belirtisidir o..
Zevkle ve çoook beğenerek okudum tebrikler ustaya ve seçkiye
Zeynep Süberk
Sözün özü: özürlü bir ruh hâli benimkisi, pansuman edilecek bir yaram varken,elime ,dilime vurdu her zamanki gibi...
Böyle özürlü ruh haline can kurban.
Her cümle,her parağraf ayrı bir edebiyat eseriydi adeta.
Tebrikler,Zeynep hanım! Böyle yazıların devamını dört gözle beklerim.
Selamlar...
Farkındalık dolu duygulardı..Lakin herkes bu kadar duyarlı bakamıyor çevresine ve sen baksan da bunu farkedenlerin sayısı oldukça az.. Hayat ne kedar ilginç; umut da bir tohum gibi yerin aldındadır her zaman yeşermeye başlamadan önce; görünmez.. Ve bazen öyle bir yerde yeşerir ki ceviz ağacı olsa da farkedilmez..
Vurgun yerim, ve her yenilginin ardından biraz daha güçlenip, biraz daha diş bileyip çelimsiz ataklara, aldırmadan yaralarıma giderim.
Bütün vurgun yiyenler sizin gibi olsun. Düştükçe inadına kalkmasını bilsin. Siz de kalkın ve yolunuz da emin adımlarla ilerleyin.
Güzel bir yazıydı kutlarım...
Sevgimle...
Zeynep Süberk
Çıkmadık candan ümidi kesmeden devam eder, giderim.
Teşekkürler Murat Can : )
Zeynep Süberk
Teşekkür ederim.
Ceviz ağacı nelere kadir...
Gönder kırıp pay edelim zeynepcim.
Anlamlar ve içsesler olabildiğince özgün ve olabildiğince hepimizden birşeyler...
Günün nadide yazarını gönülden tebrik eder yaldızlarımı serperim:))
sevgilerimle meleğim.
Zeynep Süberk
Her ceviz mevsimi, bir kaç kez tam isabeti var : )
Teşekkürler canım benim.