bir günlük gezi
BİR GÜNLÜK GEZİ
Aylardan mart günlerden cumartesi
Aydından toplanıp bir otobüs insan çıktık yola neşe dolu sevinçli
Egemizin güzel yerlerini görmek için hava loş bulutlu ama insanlar çok mutlu olunca havanın yağmurun soğuğun vız geliyor
Selçuk tan geçip pamucak sahilinden yol aldık aydından çıktığımızda yağmur yoktu oysa sahilde başladı olsundu ıslanacak değildik ya
Yolculuğumuz güzel geçiyordu teypten neşeli müzik geliyor kimi sohbet ediyor vaktin geçtiğini anlamıyorduk bile
Şirketin ikramı olan kahvaltıyı arabada yaptık güzeldi kahvaltıda sıcacık çaylarımız ayrı keyf verdi
Yolculuğumuz sahilden giderek geçiyor çok güzel köyler koylar görüyorduk
Bir yanımız zeytin ağaçları ile süslenmiş dağlar ve sahil evleri badem ağaçları çiçek açmış şeftaliler aralarında ayrı güzel
Yerler beyaz papatyalarla bezenmiş aralarında laleler tabiatın bayramı sanki
Bir de yağmur yıkıyor bu güzelliği
Deniz se sakin hiç dalgasız ufacık yakamozlar var sadece ve yağmur tanelerinin çıkardığı pırıltılar
Bu güzellikler içinde yol alıyoruz yağmur camlara vuruyor tatlı bir müzik gibi ve biz dağlardan gidiyoruz
Bir ara öyle bir koydan geçtik ki şaşırtıcı dağlardan akan sular sanırım denize ulaşmış olduk ça çok ve denizin rengini değiştirmiş hepimiz şaşkınlık içinde izledik bu değişik doğa olayını önce çözemedik nedir nasıldır diye ama anladık ki çamur akmış denize yinede çok güzeldi mavi sularda kahverengi oluşmuş bir adacık gibiydi
Bu yöreler de yazlık evler çok ve çok da güzeller bir yanı dağ bir yanı deniz ve çok güzel villalar adını göremediğim pek çok yerleşim den geçtik
Yolculuğumuz oyun oynayanlarla geçiyor neşeli millet tabi bizde tempo tutuyoruz
Zaman ilerledikçe manzara değişiyor ama yine dağlar var bazen yüksek bazen tepecikler ve zeytin ağaçlar ile süslü
Bir ara yağmur dindi Seferihisara yakın bir yerde güneş açtı işte o andaki manzara bir harikaydı
Güneş ışıkları ile dağlardan duman yükseliyordu bulutlar alçalmış yüksek dağların doruklarına kadar inmişti yükselen dumanlarla bulutlar birbirine sarılıp kaynaşmış
Tabiatın yıkayıp temizlediği bu dağlar bulutlarla bir sevgiliyi kucaklar gibi kucaklamıştı
Günün ışıkları bu manzaranın fotağrafı nı çeker gibiydi bakmaya doyamadığım bir güzellik vardı
Güneşin ışıkları iyice aydınlattı papatyalar laleler tüm güzellikleri ile çıktı ortaya
Yola devam ediyoruz bu güzellikleri anlatmak için ne defter yeter nede kalem nede yüreğim anlatması imkansız rabbimin kullarına ihsanı bu tabi bu güzelliğe dayanamadık arabayı durdurup papatya lale toplamaya indiler yağmur yine başlamıştı olsundu
Ben çiçekleri dalında severim inmedim kıyamam koparmaya çünkü bir müddet sonra solacaklar yok ki vazo koymaya
Dayanamaz toplamayın dedimse bana da getirmişler sen inmedin diye yok dedim istemem biraz sonra solacaklar kıyama
Seferi hisarda mola verdik ama gezecek yeri yok hava soğuk ve yağmurlu olduğu için koyulduk yola
Dağlardan gidiyor ara sıra güneşi görüyoruz ve yağmurun sesini dinlediğimiz oluyor
Nihayet Karaburun dayız
Dağ başında güzelce bir yerdi uzaktan büyük görmüştük dağa serpilmiş köy evleri çarşısında durdu arabamız küçük bir meydan bel ki başka yerleri de vardır
Tepedeyiz gezecek yeri de yok hava soğuk yağmur atıştırıyor insan bile görünmüyor
Arkadaşlar büskivi kraker yemeye başladılar ne zaman acıktınız dedim
Tabi bana da verdiler yemem aç değilim dedimse elime tutuşturdular hadi ne ol cak ye diye
Tam o sırada bir köpek başladı yakınımız da dolaşmaya
Melek korktu aman pekte çirkinmiş dedi
Bense elimdeki krakeri verdim hayvan öyle mutlu oldu ki ikinci için gözlerimin içine baktı
Bir daha verdim yedikçe bir daha
Aman dedi arkadaşlar biz ona ye diye verdik sen köpek besliyorsun
Olsun dedim bakın ne kadar mutlu oldu
Arabaya bindik her kes güldü senin köpek gitti seni uğurlamadı diye
Yok dedim o arkadaşlarını çağırmaya gitti ben yedim sizde gelin yiyin diye deyin ce yine güldüler bana
Tam otobus kalktı birde baktım ki benim köpek bir kaç köpeği takmış peşine geliyor gördünüz mü dedim işte paylaşmak bu ama ne yazık ki onlara nasip olmadı çünkü yola çıkmıştık ve kimsede yiyecek kalmamıştı işte Karaburun dada anlatılacak bir anım olmuştu
Yolumuz Mor dağ öğle yemeğini orada yiyeceğiz
Otobüste cümbüş var her kes neşeli şarkılar söylüyor oynayanlar ne dertsiz insanlar var şu dünyada diye düşündüm gerçekten yok muydu dertleri yoksa yalancı bahar mıy dı yaşadıkları
Unutmak için çalan müzik o şimdi asker canı neler ister ve kırmızı sana çok yakışıyor deyip oynayanlar
Geri dönüşte de tabiatın tüm güzelliklerini izleyerek yol alıyoruz ve denizin en sakin günü sanki birileri uyuyor uyandırmasın der gibi dümdüz çarşaf misali
Sessizce nefes alıyor bu güzellik içinde mor dağa geldik
Bulutlar başka güzel bazen beyaz köpük köpük bazı yağmur damlatan gri bir renk
Denize doğru eğmiş başını dağların dumanlı duruşu
Bulutlara yaslamış başını insanı en ince yerinden vuruyor içine ilham doluyor
Bulutlara dayamış başını engin dağlar
Dağlar ağlıyor musun niye
Duman duman yükselmiş
Sevdalanmışsın bulutlara
Yemyeşil yıkamış yağmur
Dağları dağları
Güneş vurmuş üstüne
Pırıl pırıl parlıyorsun yine
Eteklerinde çiçekler açmış
Laleler papatyalar
Baharı yaşıyorsun dağlar
Dağlar mutlumu sun
Güneş doğdu diye
İşte ne şiirler yazılır bu güzelliğe ne besteler yapılır ama biz gidiyoruz bu güzelliği gerilerde bırakıp
Buralarda oturanlar çok şanslı ama Türkiye min her beldesi böyle ayrı güzel
Her gittiğim yerde bir parça sevgi bıraktım bunca zaman bazen düşünüyorum da özlüyorum yine gitmek görmek istiyorum rabbim gösterir mi ki
Saat iki gibi mor dağda lokantadayız
Severek gezdik bu küçük sahil beldesini küçük diyorum büyük şehirlerin yanında bir mahalle gibi ama denizi var ya o yetiyor
Yemek güzel geçti balık biraz geç geldi ama değdi doğrusu tazenin havası bir başka
Güzel bir yemekten sonra koyulduk yola tok karınla oyun olmadı oturdu millet
Ama Sibel canın muhteşem sesi dinletti kendin,
Çok güzel yerleşim ve sahil evlerinden geçerek balık lı ovadan Karapınar dan geçip çeşmeye gidiyoruz ve rüzgar gülleri karşıladı bizi
İnanamadım ben bunlar ilk bozca adada görmüştüm burada var dı ne muhteşem bir görüntü
Her yerde olsalar ne çok enerji üretecekler
Ala çatı dan geçiyoruz
Burası da çok büyük çeşmeye bağlı sahil kenti çok güzel evler sahil ya ala çatıyı araba ile turladık içerisini de görmüş olduk
Ve çeşme çok büyük sahil kenti arabadan indik dolaştık biraz sezon olmadığı için sakin ve sesiz buraları yazın görmeli zengin yer zengin yeri
Sahilde marinayı gördük motorlar yatlar var dı hava soğuk üşüdük biraz sahilde bir kafe de oturduk sohbet güzeldi çaylarımızı yudumlarken
Zaman akıp geçmişti
Yine yollar yine yolculuk başladı çok hafif bir müzik eşliğinde sessizce ve sakin yol alıyorduk yorgundu bedenler artık hava karamıştı sesiz ce yol aldık İzmir üzerinden oldu
Geri dönüş geç vakit aydına girdik herkesle vedalaşıp yeni gezmelerde buluşmak üzere diye ayrıldık
Çok güzel bir gündü rabbim yenisine nasip etsin
AYŞE KARAN
YORUMLAR
:))..Cidden çok güzelmiş bebeğim..Bende sizle geldim ,o yağmurda ıslandım,o köpeğe kraker verdim.Ne kadar güzel bir kalbin ruhun var.Olduğun gibi hiç abartısız.Seni ve yüreğini seviyorum gülüm.Rabbim sana tüm dünyayı gezmeyi nasip etsin...Sevgilerim çok ama pek çok..
AYSE 09
inşallah bir gün beraber gezeriz ne dersin sultanım
seni seviyorum
Çok güzel bir anlatım.
İnsan yaşıyor adeta.
Şiirde noktalama işaretlerini ısrarla kullanmama akımı var ama nesierde olmasa gerek. Anlam karmaşası ve yetersizlik çıkar ortaya. Keşke noktama işaretlerini koysaydınız.
Şiir de yerli yerinde.
Tebrikler.
AYSE 09
bunu bir kaç kere hep söylemiştim acı ve gerçek noktalama vir yül yerlerini çok bilmiyorum belki uğraşsam yapabilirim ne yazıkki hiç zamanım yok
ben sadece fırsat bulduğumda yazıyorumyazmay çok seviyorum bu kusurumu bağışlarsanız çok sevinirim nokta virgül olayından çok sık yazmı
yorum ne sizi rahatsız etmek nede kendimi üzmek bazen yazmadan duramıyorum işte saygılarımla
AYSE 09
biz nokta vir gülle pek anlaşamıyoruz söz dinlemiyor ver lerine gitmiyorlar ne diyeyim
saygılar