GELL!

• 6 Ekim 2010 Çarşamba 10:00:44

Durdum ve sadece baktım etrafıma.
Baktım ama etrafımdakileri görmek için bakmadım bu sefer, bu sefer düşündüklerimi etrafımda görmek için baktım.
Sonra bir anda kapattım gözlerimi, kapattım ve sordum kendi kendime.
Neden sadece seni görüyorum .?

İşte on an anladım, anladım ki ben sadece sen/i düşünüyordum, sadece senin o güzel gülüşünü.
Ondandı aslında benim boş bakışlarım, boş gibi duruyorlardı .
Ama ilk defa bu kadar dolmuşlardı/ çünkü onlar sadece ve sadece seni görüyorlardı.

Bu gece
Ay resmediyor şafağı
Yıldızlar dağılmış
Avuçta tohum
Saçılmış...Olsada gel.

Bir gün beni özlersen geri gel.
Ben hep bıraktığın yerde bıraktığın gibi bekler olacağım seni.

Gittiğinde baharın ilk tomurcukları açılmamıştı.
Geldiğinde yine öyle olur kışta olsa ne farkederki.

Beni özlediğinde gel.
Selvi ağacının altında bir yudumluk demli çayınla seni bekler olacağım.
Yine öyle dalıp dalıp gözlerine dizlerinde uyumanın tadına varacağım.

Sen sadece gel.
Mevsimler kırk kefen değiştirsede.
Yaralar bir daha bir daha derinleşsede hep gel.
Gelmek için değil özlediğin için gel.

Dinlediğim türkülerdeki nağmelerle gel,gelde beraber söyleyince anlam kazanan
duyunca manası farklılaşan tellerin coşkusuyla gel.

Bir kuşun kanadındaki salıncaktan düşmeden /inde gel,
Gel ki tüm ışıklar seninle aydınlığa kavuşsun gayrı gel.

Bahar bitmiş güz/ü kalmış soğuk titretmekte bedeni,çıplak kalmış ağaçlara aldırmadan gel.
Zaman bitmiş/ömür yitmiş/ felek yolu şaşırmış olsada gel.

Gül bahçesinde şakırken bülbüle ,küssede gönül sen aldırmadan gel..
Vaktin ceremesini çeken ayyukalaşmış feryatların soluklarından ayrılda gel.

Gül/sün hep yüzün.Dillerin açılsın lal olmaktan..
Toprak koksun nefesin zikir çektiklerinle gel.

Uzaktaki yıldız gibi soğuk bir rüzgarın aydınlanmamışta olsa ışığıyla gel.
Hayatın masumluğuna bakıpta aldanma .Sen ıslak şarkılarımın baharatını koklayarak gel.

Mevsimsiz yolların/ iklim aralığındaki cam kırıklarına basta gel.
Günahı /sevabı iç cebinin içine koyda gel.

Yağmurun en telaşe zamanındaki şeffaflığıyla gel.
Kırık dallarımın üzerinden geçen rüzgarla gel.

Dualarımdaki tüm düşlerimin içinde kendini bularak gel.

Sana değil intizarım sol yanıma mahkumluğunla gel.
Akrep soksada ,şeytan sollasada,ecel boğsada gel.

İki vakte gel/ gelmessende geleceğini bilerek gel.

Ömre aşk/ın nefesi nasıl çekilir ,Hak Hak illede aşk aşk diye çekilir.
İşte sen bana öyle gel.
Olduğun gibi en saf halinle gel...

İl/la toprağa girincemi ölüyor insan ,ben hayattayken ölmeyi seçtim.Sen bu halime aldırmadan gel..