.....:))
Gülümsettin Davidoff.

Babaanneyede dayanmak mesele, ömrünü yer insanın.
Allah sabır versin anlatana..:))
Güzel bir yazı.

Sevgiler selamlar.

Sevgili Davidoff anlatımın harika, gülümseyerek okudum, sevgiler.

Sevgili Davidoff, bu yazı beni alıp bir yerlere götürdü yine. Rahmetli anneciğim, sevdiği oyuncular filmde öldüklerinde aynı babaanne gibi ağlardı. Yazın güldürmenin yanında düşündürdü de...
Kutluyorum emeği...
Sevgimle...

Toplumun zaten başka bir çaresi de yok..

Televizyon, eskilerin yazlık sinema bahçe salonlarının yerini aldı gibi..

İlginç ve hoş bir yazı..

Tebrikler.

bizde de vardı ondan bi tane ama bizimkinin kulakları radar gibiydi.bi türlü inandıramamıştık dünyanın yuvarlaklığına o başka.o öküzde ısrarlı öldü rahmetli.tv nin ilk yıllarında, başörtüsünü yüzüne kapatırdı er kişi çıktımı))güzeldi ya...çok güzel...

Tek kelimeyle harikaydı. Teşekkürler paylaşımınız için. Sevgilerimle..

Okunduğunda bir Tv proğramı ve onun aile içindeki etkisi gibi görülse de öyle değil...Sn.Davidof anlatmak istediğini anlatmış.Gerisi okuyucunun anlayışına kalmış.
Gerek yazılı, gerek görsel yayın organları bizlere ne, neyi, nasıl sunuyorlarsa öylece alma durumunda kalıyoruz maalesef.Kapitalistlerin ve egemen güçlerin amaçlarına ulaşmalarında her yolun mübah sayıldığı günümüzde , insanlarımız sadece emekleriyle sömürülmezler.Dili, dini ve kültürü de giderek yozlaştırılır.Ve de emperyalist güçler emellerine böylece çok daha kolay bir şekilde ulaşırlar.Milli ve manevi değerler yok edilirse her şey çok daha kolay elde edilir.Yeni akıl barik olanımızdan, en yaşlımıza kadar bir şekilde ruhumuzu, beynimizi meşgul edenler, bağımsızlık mücadelesi içinde çok farklı yöntemlerle bağlarlar da çoğumuzun ruhu duymaz.Reklamlarla daha bebelerin bile dikkatini çekenler, acaba o sunulanları o çocuklarına temin edememiş olduklarından dolayı ruhlarındaki acı ve ızdırabı duyarlar mı?Üzerimize serpilen ölü toprağından silkelenip de kendi öz benliğimize dönmemiz gerek.İzin vermezler.Ve de beyin yıkamaya devam ederler.Daha çooook avutulur ve uyutuluruz.Hele ki tek umutlarını kutulara ve içindekilere bağlama durumunda kalmış insanlarımız istismar edildikçe...Gündem değiştirilip, asıl konular örtbas edilir de farkına varmayız.
Babaanne gooool demiş.Dede ise başını kaldırıp " aaaa cambaza bak" der.Ve bu böyle gider mi?
Bana da bunları düşündürttü güzel yazınız.
Kutluyor ve saygılarımı sunuyorum Sn.Davidof.

inanın bu durum dil edebiyatında çok mizahlar oluşturur, evet komik durum, ama bu komedi sizden çok güzel işlenmiş,
hatta duyduğun kadarıyla bazı dizileri namaz kılarken dinleğen insanlar bile varmış ,çok güzel selam olsun daima var olun

:))
Güzel olmayan insanı bile güzel gösterendir gülümseme :)) Pozitif enerji kaynağıdır:)) Morali bozuk insanları, dostlarınızı bir gülüşünüzle iyileştirebilirsiniz bazen.. Ve bazen de ağlanacak halimize güleriz:))
Gene de kötüsü olmaz tebessüm etmenin:))
Vallahi güldürdünüz ne de iyi ettiniz:)) Siz bizleri güldürdünüz Allah'ta sizi güldürsün emi :))
Eksik olmasın yüzünüzden gülücüğünüz :))

güldürdün dostum..
gülmenin çok zor olduğu bu günlerde..
teşekkürler..
kutlarım..
sevgimle..

:)))

gülümsetti

teşekkürler paylaşıma

sevgiler

HALKIMMM dedim de :) , başka bir şey diyemedim.

İlahi Davidoff çok yaşa emi.

Mükemmel bir trajedi yaratımı..Cidden tüm kalbimle tebrik ediyorum..

Evlerimizde yaşananları çok güzel mizahlaştırmışsınız.

Tebrik ederim.

evlerin odalarındaki sesleri duyabiliyorum ,benim de babaannem neydi dizinin adı ya valla unuttum ,sürekli takipteydi kaçırınca galiba üzülüyordu : ))

gülümsettin harikaydı
saygılarımı kabul et sevgimle

kutu kutu pense elmamı yerse...
bir ,iki ,üçler
yaşasın türkler
dört, beş, altı
polonya battı
yedi, sekiz, dokuz
ruslar domuz
on ,on bir ,on iki
amerika tilki
on üç ,on dört ,on beş
araplar kalleş
on altı ,on yedi ,on sekiz
hapı yuttu porteekizz..
neydi o ikinci dünya ninileri...
şimdimi
..
bir ki üç..
amerika kazandı...