- 700 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
BABAMDAN HAYAT DERSLERİ-3
Önden çevirmeli Austin kamyonumuzun içinde şoför muavininde oturmak oldukça hoşuma gidiyordu. Babamın hareketlerini gizliden gizliye takip ederdim. Kopyala yapıştır misali hafızama yerleştirirdim.Nasıl vitese takıyor,aynaları nasıl dikizliyor,hepsini tek tek çekerdim hafızama.Araba arıza yaptığı zamanlar,suratına sinek konsa bin parça olurdu adeta.Öfkelenir,sinirlenir;etrafındaki insanlarla ilişkisini bir anda bitirirdi.Bütün dikkati arabanın arızası üzerinde odaklanırdı.”Eski toprak” derler ya.Tam da öyleydi.Çekirdekten yetişme şofördü.Benim gibi ehliyeti para ile almamıştı ya.Bir gün oturmuş sohbet ediyoruz.Motor hakkında beni imtihan etmeye kalktı.Gerçi okulda traktör dersi görmüş,motordan bir şeyler öğrenmiştim ama iş pratiğe dönüşmeyince belli bir süre sonra hepsi kafamdan silinip gitmişti.
Başladı sorular sormaya.Yağmur gibi geliyordu ardı ardına.Mekanik enerji nedir?Kinetik enerji nedir?Şanzumanın görevleri nelerdir,motor tekliyorsa arabanın neresine bakılır.Bir sürü soru.Çık çıkabilirsen işin içinden.
Soruları sonunda kendisi yanıtlar,senin okuduğun okulun da senin de diye başlardı.Adamcağız haklı da.İlk okulu dışarıdan bitirmiş haliyle bana ders vermeye çalışıyordu.Biz de lise üniversite bitirdik ya,adamcağızın gözünde şahin gibi gözüküyoruz.Ama hayat tecrübemiz yok.Her şey teorikte.Pratik sıfır.Böyle olunca da afallayıp kalıyorum işte, babamın karşısında.
Kamyonla bir yere gidiyoruz.Şehirden şehre.Anarşinin kol gezdiği yıllar.Sokağa çıkmak yürek ister.Her taraf kurtarılmış mahalle,bölge ve şehir konumunda.
Akşamın alaca karanlığı.Bir köyün altından geçen yolda seyir halindeyiz.Üç kişi el etti,arabanın durması için.Babamın huyu değildir,kesinlikle ördek(yolcu) almaz.İçlerinden birinin elinden fırlayan taş,ön camı kırıp ikimizin arasından arabanın kasasına şiddetle çarptı.Kurşun hızıyla. Büyük bir tehlikenin eşiğinden dönmüştük.Allah,esirgedi bizi.Eğer o taş,babamın suratına gelseydi,kamyonun devrilmesi içten bile değildi.Bana gelse yine aynı hazin sonuç olacaktı.
Babam,hiç durmadan kamyonu sürmeye devam etti.Tehlikeyi böylece atlatmış olduk.Yakınımızdaki şehre ulaştığımızda kamyonların uğrak yeri olan bir yere park etti arabayı.Kırılan cam,havalı olduğu için suratımıza batmamıştı.Ufak tefek çizikler vardı ama önemli değildi.
Değişmeyen bir huyu vardı.Alkolsüz duramazdı.Otuz beşlik masaya gelmişti.Bir taraftan birlikte içiyor,bir taraftan da hayat dersleri vermeye devam ediyordu:
“Hayat,böyledir işte oğlum.Acımasızdır.Zordur.Kolay ekmek kazanmak yok.Kolayın değeri olmaz.Hayat,insana her yönüyle ders verir.Tabi ki almasını bilene.Bak az daha canımızdan olacaktık.Tehlikenin ne zaman ve nerede geleceği hiç belli olmaz.”
DEVAM EDECEK!
YORUMLAR
evet büyükler yaşayıpta tecrübe sahibi olduğu için söylüyor nasihat ediyor
ne mutlu size öyle bir babanız varmış
birde araba kullanırken içilmeyeceğini öğrenseymiş
neyse sizede büyük geçmiş olsun
eğer dursa imiş beklihe hayatta olmazdınız rabbim siz bizlere bağışlamış
yoksa bu yazdıklarınız kim yazardı sevgi saygılarımla
Hayatta her şey üniversitelerde öğrenilmez. Anne babalarımız bizim ilk öğretmenimizdir. Hep ilk derlerimizi onlardan öğrenir, kişiliğimizi geliştiririz.
Babanız her şeyi iyi güzel öğretmiş rahmetli de, sarhoşken araba kullanılamayacağını neden öğretmemiş acaba? Merakımdan değil, sadece aklıma takıldı.
Anılar, iyi veya kötü hiçbir zaman akıldan çıkmıyorlar. Paylaşım için teşekkürler arkadaşım.
Sevgi ve saygımla...