- 867 Okunma
- 10 Yorum
- 0 Beğeni
BEYAZ MELEĞİM
On beş yıllık evliydik . Birbirimizi severek evlenmiştik. İlk bir iki yıl, çocuk istememiştik. Fakat aradan, dört yıl gibi bir zaman geçmesine rağmen, her ay hayal kırıklığı yaşıyordum. En büyük isteğim, sevdiğim adamdan bir çocuk dünyaya getirmekti. Her regl oluşumda, yüzüm asılıyor, umutlarımı yitiriyordum. Benim üzüldüğümü gördüğünde, o daha fazla kahroluyordu sanki. Beni teselli edecek kelimeleri, özenle seçiyor ve beni kollarının arasına alarak, sevgisini aktarıyordu bana.
Oysa, onun da benim kadar çocuk özlemi çektiğini biliyordum. İçimdeki suçluluk duygusu ile bazen hırçınlaşıyor, ağlıyordum saatlerce. En sonunda, doktora gitmeye karar vermiştim. Bu düşüncemi ona açtım. Kabul etti ve hemen hastaneye gittik. Yapılan tetkik ve muayenenin ardından, o acı gerçek ortaya çıkmıştı.
Hiçbir zaman Anne olamayacağım gerçeği… Milyonda bir kadında görülen bir hastalık yüzünden, bebek sahibi olamayacağımı söylemişti doktor. Dünya, başıma yıkılmıştı o anda. Ağlamaktan, gözlerim kan çanağına dönmüştü.Bir türlü inanmak istemiyordum başıma gelenlere. Onun yüzüne de bakamıyordum. Onun için deli gibi çarpan kalbime rağmen, kendimden utanıyor, o eksikliğimden dolayı kendimden nefret ediyordum. Yüzüme şefkat ve sevgiyle bakıyor, derdini anlatmaya çalışıyor fakat bir türlü dinlememi sağlayamıyordu. Tek söylediğim şey ;
“ Bir çocuk bile veremeyeceğim sana. Öyle çok istemiştim ki ; sana ait bir çocuk dünyaya getirmeyi. Ama olmuyor işte ! Nefret ediyorum kendimden. Lütfen ! Ayrılalım. Bırak beni. “
Sinir krizi geçiriyor olmalıydım. Ne dediğimi, ne yaptığımı bilmez bir haldeydim sanki. İlk defa beni, her zamankinden farklı bir şekilde, kollarımdan tutarak sarstı. Ve bana, ilk kez avazı çıktığı kadar bağırmaya başladı.
“ Çıldırtma beni lütfen. Ben seni seviyorum anladın mı ? Tabii ki ben de çocuğumuz olmasını isterdim. Hem de çok isterdim. Sana benzeyen bir kızım olmasını isterdim. Olmayacaksa da, dünyanın sonu demek değil. Neden kendini ve beni üzüyorsun. Allah nasip ederse yine olur. Ne mucizeler oluyor. İnancını yitirme sakın. Benim sevdiğim kadın, güçlü bir kadındı. Nereye gitti ? Sadece sen ol yanımda. Başka bir şey istemiyorum. Hep yanımda ol. Kadınım, her şeyim. Kendine gel. Bir daha da bu konuyu kafana takıp, kendini mahvetme. Seni, olduğun gibi seviyorum. Sen varsan varım, sen yoksan ben bir hiçim. “
Onun bu sözleriyle kendime gelmiştim. Beni ne kadar çok sevdiğimi unutmuş olmalıydım. O günden sonra ne bir daha o konuyu açmış, ne de başka bir doktora gitmiştik. Rüyalarımda, bir bebek görüyor ve ona sarılıyordum. Onu öpüyor, kokluyordum. Uyandığımda da, sanki gerçekmiş gibi mutlu hissediyordum.
O gün, can sıkıntısından, vitrinleri dolaşmış fakat hiçbir şey almamıştım. Dalgın dalgın yürüyordum. Bir parkın yanından geçerken, kulağıma bir ses gelmişti. Ne olduğunu anlamak için etrafıma bakınmaya başlamıştım. Ben ilerledikçe ses yakınlaşıyordu. Etrafta da benden başka birkaç kişi daha vardı. Onlarda, sevgili olduklarından, kendilerinden geçmiş bir vaziyette, sohbet ediyorlardı. Bankın üzerinde, duran bir şey vardı ve ses ondan geliyordu. Ne olduğunu anlamak için tedirgin bir şekilde yanına yaklaştım. Bir bebek sesiydi. Telaşla, sarıp sarmalanmış o şeyi açtım. İçinden, ağlamaktan kıpkırmızı olmuş yüzüyle onu gördüm. Bembeyaz bir melekti sanki. Şaşırmıştım. Muhtemelen, yasak bir aşkın meyvesiydi. Sokağa bırakılmış olmalıydı. Bir türlü anlayamıyordum.Ben, onca yıl bir bebeğin özlemini çekerken, dünyaya getirmiş olduğu minik bedeni, nasıl atabilmişti sokağa. Kucağıma aldım. Ne yapacağımı bilmez bir halde, eve gittim. Hiç düşünemiyordum. Sahipsiz de olsa, benim yaptığım şeyin de bir suç olabileceğini. Yıllardır özlemini çektiğim bebeğim, kucağımdaydı. Hemen telefonla kocamı aradım. Sevinçten uçacak gibiydim. Eve gelmiş ve ona her şeyi, en ince ayrıntısıyla anlatmıştım. O, benden daha sağduyuluydu her zamanki gibi. Bir an düşündü ve;
“ Çok sevinçlisin şu anda biliyorum. Fakat, bu bebeği polise bildirmemiz gerekiyor aşkım. Bir manada suçlu durumdayız. Şimdi, önce karakola gidelim.Durumu izah edelim. Sonra da, gereken resmi prosedürleri yerine getiririz. Tamam mı canım ? “
“ Onu veremem. O, Allah’ ın bana bir armağanı. Lütfen ! Zaten, sokağa atmışlar. İsteselerdi, atmazlardı onu. Kim bilecek. Kimseye bir şey söylemeyiz.Beni, ondan ayırma lütfen. Yalvarıyorum sana ! “
Benim o halime yine çok üzülmüştü. Yanıma oturdu. Sakinleşmemi bekledi. Biraz sakinleştikten sonra, ne demek istediğini anlamıştım. Bir saat sonra da, karakoldaydık. Onunla, geçirdiğim birkaç saat içinde, güçlü bir duygusal bağ kurmuştum sanki. Uyumuştu kucağımda. Doğuran ben olmadığım halde, benim ona hissettiğim sevgiyi algılamış ve sakinlemişti. Huzur içinde, tıpkı annesinin kucağında gibi uyuyordu. Durumu izah etmiş ve teslim etmiştik. Ondan ayrılırken, bir parçamı orada bırakmıştım sanki. Ondan vazgeçmeyecektim. Gereken mücadeleyi verecektim.
Peşini bırakmadım. Kanunlar gereği, Çocuk Esirgeme Kurumuna teslim edilmişti. Bir tek onu istiyordum. Müracaatımızı yapmıştık bile. Şartlarımız da uygun bulunmuş ve Meleğim, sevinç göz yaşları içinde kucağımdaydı. Dünyalar benim olmuştu. Yeniden dünyaya gelmiştim sanki.
Meleğim, şu anda on yaşında. Aramızda, çok yaş farkı olmasına rağmen, çok iyi anlaşıyoruz. Ondan hiçbir şeyi saklamadık. Aklı başına geldiğinde, hikayemizi anlattık. Önce biraz kabullenmek istemedi. Gerçek ailesini sordu bize. Sonra da bir gün bana ;
“ Anneciğim, senden özür diliyorum. Sen, beni doğurmamış olabilirsin. Benim gerçek annem sensin. Benim acılarıma katlandığı halde, acımadan sokağa bırakan bir Anneyi ben istemem zaten. Sen beni kendi canından bile çok seviyorsun. Seni çok seviyorum Anneciğim. Babamı da çok seviyorum. Ömrümün sonuna kadar da seveceğim sizi. “
Mükafatımı almıştım. O günden sonra bir daha bu konuyu hiç konuşmadık. O benim, Meleğimdi. Beyaz meleğim…
YORUMLAR
Cok güzeldi
Bu sabah iki günlük bir cocugu sokakta bulduklarinin haberini izlemistim.
Insanin akli ermiyor bu dünyaya.
Kimi bir cocuk icin bunca aci cekerken birileri sokaga birakabiliyor.
Keske her sokaga birakilan cocuk böyle candan insanlar tarafindan bulunsa.
Yüregine saglik canim
Sonsuz sevgimle
Nermin kardeşime teşekkürler yeterli bile değil benim için. Enfes hikayelere imza atan abisinin meleğine beş yıldızlı tebrikleri bıraksam... yok yok ben eniyisimi kardeşime 10 yıldız takayım yüreğine ve kalemine... :)))
Çok güzeldi yine hikayen hikayeci kız :)))
selam ve saygılar yolladı ağabeyin uzaklardan sessiz ama özden...
İyiki varsın yaf :)))
Canım benim medyada sık sık duyduğumuz ve nasıl bırakıyorlar bebeklerini diye hayretler içinde kaldığımız bir olayı öykünün içinde çok güzel işlemişsin. Aynı zamanda sırf doğurmanın anneliğe yetmediğini, sevgiyle bakımın da şart olduğunu gözler önüne sermişsin. Keşke her bebeği böyle güzel yürekler bulsa da nüfuslarına geçirse.. Harika bir kurguydu. Yine nefis bir anlatım. Tebrik ediyorum canı gönülden. Sevgilerimle..