- 583 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Cennet
Hasret yongasını sarıp sarmalayan sevda yükünle şenlik kattın kovuğuma. Gözlerin dokundu önce gözlerimin ışıltısına. İzini, kokunu zerk eylerken Ege’nin yakamozlarına, kah dalga olup geliverdin sahilime, kah Sipil olup çıktın engin çam ormanlarının zirvesine. Ürkek bir ceylanın koşuşturmalarında hayata meydan okudun azgın canavarların aç gözlülüğüne aldırmadan. Seviler dokudun ilmek ilmek, kök boyalarla sağlamlaşmış kilimin desenlerine sevdanın nakışlarını.
Bir bebeğin sevecenliğinde yumru yaptın ellerini, dokunuşların gezintilerinde sel olup çağladın kurumuş topraklara can vermek maksadıyla. Tohuma aktın zerre misali, yeşertivermek için damla damla. Gül bahçelerinin pembesiydin umutlarımın tazeliği gibi, çiy düşerken yapraklarıma.
Gelecek şenleniyordu sahne ışıltılarında alkış yağmuruna tutulan sanatçının nağmelerinin eşliğinde. Teller raks ediyor, mızraplar coşuyordu notalarlar birlikte. Sen ki bitmek bilmeyen kavuruşların sıcaklığında eşsiz bir serap gibiydin. Çölümü cennete çeviren vahaydın bir tanem…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.