- 543 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GÖNÜL PENCERESİNDEN II
Eğer bana olanın ne olduğunu kendim anlayabilseydim, o denli korkmazdım içine girdiğim vaziyetten. Şuan da bilebildiğim lâl kelimesini, o zaman eegek guk yada hiç cevap vermeden zong olmak gibi bir şey zannettim. Ne yapacağını fark edebilseydim, sen gelmeden kaçardım evden. Kimse bir anlam veremedi yada anlamazdan geldiler. Çok utangaçtır dediler ben susmaya devam ettim içimden haykırırcasına. Görünmez benim şaşalı heyecanım, heyecanım büyüdükçe seni her görüşümde, ben küçülürüm. Devede kulak, itte pire kadar kalırım.
Gözlerim gözlerinden bir an ayrılmak istemez, lakin sadece arkandan bakarım. Aynı ortamda teneffüs etmek hayatı, içime senden katılmış bir nefes, o koca burnuma senden bir koku, kalbim adrenalinin kralını salgılarken aynı atmosferde, içim içime sığmaz benim diyesim geliyor, şampuan reklamlarında oynayan kadınların misali. Matrix derdim o yıllarda bilseydim ne demek olduğunu. Pervanelerin sadece uçak yada vantilatörde olmadıklarını, kendilerini ateşe atan minicik ışık sevdalı kelebekler olduğunu bilseydim, belki anlardım bana ne yaptığını ve anlatırdım. Anlatırdım sarmaşığın aşkını nasıl sımsıkı sardığını. Ve sarıldığımı senin aşkınla, sarıl saklım olduğumu. Ama bilemedim işte. Sustum yanaklarım yanmaya devam ederken. Sustum ayaklarım tirtir titrerken ve sustum omzumun üstünde duran başımı adeta raptiye ile duruyormuşçasına dengesiz bir şekilde hissederken.
Cevap veremedim. Benim yerime verdiler, utangaçtır dediler. Korktu beklide dediler sizinkiler ve sizinkiler kendilerinden korktuğunu zannettiler. Köyden ilk çıktığımdı, galiba tansiyonumun da ilk çıktığı zaman o andı. Bende sormadım değil kendime O sana ne yaptı diye. Sahi sen bana ne yaptın ?
2. Bölümün sonu
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.