Farklı zamanlar...
Aynı yol üzerinde gidip geliyoruz birbirimizi görmeden... Nasıl başarabiliyoruz bunu..? Gözlerimiz devamlı olarak uzaklara dalıyor... Yanımızda olmayanlar daha cazibeli geliyor sanırım.... Bir pazar gününü arkadaşlarla geçirmek canının parçasından daha önemli mi oluyor yani... Oysaki saatler, takvimler bir an bile teklemeden hızla akıyor.... Hatta o kadar hızlı akıyor ki geçmiş gözlerimizden bir film şeridi gibi geçiyor... Ne ara deviriyoruz yılları farkına varamadan.... Halbuki herşey ne kadar da yeni geliyor.... Babamın elini tutup bakkalın yoluna düşüşlerim.... Büyüyoruz fark etmeden işte.... Ninja’ lı terliklerim olmuyor artık ayaklarıma... En çokta bu bana büyüdüğümü ima ediyor... İşte ömür geçerken biz birbirimizden o kadar kopuğuz ki... Hemde bu devirde.... İnsanın en uzağındaki bile bir telefon yakınken hemde....
Aynı yolun üzerindeyiz... Çarpmıyoruz bile yolda birbirimize... İtina ile uzak duruyoruz.... Ara sıra bir adım atıyoruz birbirimize..... Ama hep farklı zamanlarda.... Ne zaman kapını çalsam kapı duvar... Sende duvar gibi sert ve geçilmez oluyorsun.... Görmüyorsun..... Duymuyorsun... Yorgun bir şekilde uzaklaşıyoruz yanından.... Bir zaman sonra sen geliyorsun.... Ben duvar olmasam da sana... Bende evde yokmuşum ayaklarına yatıyorum... Sen kapımı çaldıkça sessizce kapının dibinde gitmeni bekliyorum.... Ah bir kez olsun karşılaşmıyoruz ki boşlukta..... Hayatımız umarak ve bekleyerek geçiyor... Göya iletişim çağında yaşıyoruz... Lakin biz değil.... Biz hala içimizden geçenin anlaşılmasını bekliyoruz.... Biz bir nevi telapati kurmaya çabalıyoruz......
....Hülya Söylemez......
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.