- 812 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Yedi Kere ( O'nun anısına )
Konuşmak güzeldi onunla, susmaları bitmişti...
Uzun zaman olmuştu konuşmayalı, o hep susuyordu, uzun zamandır olmadığı kadar kendinden emin bir ruh haliyle "zamanı artık " dedi...
"Bak neler yaşıyor insan, uzaktan bakıp kafa salladıklarınızın içinde neler var?
Neler yaşadım, neden yaşadım?
Bunlardan geriye hiçbir şey kalmasa da dinle, sen beni dinle!
Sana cehennemimi anlatacağım, kimseleri ortak etmediğim cehennemimi ..."
"Yedi kere" dedi , "tam yedi kere... "
"Yedi kere yağmur oldum yağdım, sonra yedi kere gökkuşağına dolandım ardından...
Yedi kere yandım yangınlarda, yedi kere kum serptim üstüme...
Yedi kere kurudum dalımda, yedi kere gonca oldum ardından yaprağımda...
Yedi kere gözyaşı oldum, yedi kere gülümsedim gözlerime inat..."
Arada bir dalıyor, göremediğim bir yere gidiyordu, onunla aynı kapıdan girip, geldiği yeri görmeyi ne çok isterdim aslında. Çok zayıf görünüyordu, sesi mırıldanır gibi çıkıyordu.
Önce onu gerçekten can kulağıyla dinlediğimden emin olmak istedi. İlk ve son kez anlatacaktı ne de olsa .
"Gerçekten dinlemek istiyor musun?
Yak öyleyse sigaranı ve sus! " dedi.
Gözlerimin ta içine bakıp gülümsedi, bir kere içini çekti ve başladı...
O’nu ilk kez nasıl ciğerlerinde hissettigini anlattı; ilk yağmur oluşunu, ilk yangınını, nasıl da tutulduğunu ona.
" Dinle çocuk! " dedi :
"Çok aşıktım çok, sanki hayat o’ydu ,sanki nefes o’ydu. İçtiğim su, yattığım uyku, sabah penceremdeki güneş, yaz sıcağındaki sağanak, korkularımdaki sığınak, ölümsüz hayat. O’nunla gelen herşeye açıktı yaşamım. Onsuz yaşamak ihtimalindense, ölümden korkum yoktu.
Duman oldu önce, girdi ciğerlerime, önce dumanı çektim içime, sonra onu. Seviştik...
Dolunayla başlayan, güneşle biten aşklar yaşadık...
Ve hep gitti ’o’ güneşlerle. Ay doğmadan gelmezdi bilirdim ve beklerdim.Beklerdim ,öl dese ölürdüm itiraz etmezdim.
Duman duman ciğerlerime çekip, sabahlara kadar sevişmezsem onunla yok olurdum. Yetiyordu bana bu kadarı, daha fazlasını da istemiyordum.
Ama ’o’ doyumsuzdu. Benim dediğim, benim olan her şeyi istiyordu. Duman olmak ciğerlerimde yetmedi ona, damarlarımda dolaşmak istedi zamanla."
Dedim ya ; ’ne gelirse ondan’ itirazım yoktu...
İzin verdim kanımda dolaşmasına.
Bedenimde yangın çıktı ilk başta, öldüğümü, cehennemde olduğumu düşündüm, olsun o yanımdaydı. Seviştik sonra, söndürdü yangınları. Akarsu olduk aktık güneşlere...
Artık her gece damarlarımızı tutuşturur, bedenlerimizi yangınlara atar olmuştuk.
Geceler yetmez oldu bana, hep yanımda kalsın, hiç gitmesin isterdim... Söyleyemedim ona hiç; gitme, beni yangınlarda yalnız bırakma diyemedim. "
Bir sabah gitti yine doğan güneşle ,ay gülümsedi gökyüzünde ardından ’o’ gelmedi, defalarca güneş doğdu yokluğunda sonra, defalarca dolunay, ama gelmedi...
Sanki kanım ’o’ olmazsa dolaşmaz oldu bedende...Önce damarlarımı yakmalı, sonra söndürmeliydi yangınımı. Tutkum olmuştu, o’nsuz saatler cehennemimdi.
Bilirdi...
Gelmedi..."
"Gelmezse sönmezdi yangınlarım, ama gelmedi, hiç gelmedi... Ben ise hiç kesmedim ümidimi , Her ay doğduğunda, giyinip ümitlerimi, tutuşturur damarlarımı her gece, hep ’o’nu beklerdim... Ve yine ,yine ’o’nu beklerken, sabahıma beyazlar içinde uyandım ... Gülümseyen bir yüz ’hoş geldin hayata’ dedi...
Şaşkındım, en son damarlarımı yokladığım şırınganın bıraktığı yangındaydım. ’’Neredeyim ben?’’ dedim, ’’düşman kuvvetlerinin elindesin’’ dedi, gülümsedi.
Sanki bir dirhem serinlik vardı gülümsemesinde, sanki yüreğime bir damla su serpmişti.. İçim titredi...
’esaretimdesin bir süre ,itaat edersen eğer , özgürlüğe kavuşacak bedenin ’ dedi...
Sustum, kayıtsız teslim oldum, toplu iğne başı kadar umudun, bir damlacık suyun hatırına ..."
"Bedenimi esir aldılar aylarca, ben damarlarımı yakmak, kendimi tutuşturmak, ölmek isterken ,su serptiler üstüme. O gülümseyen yüz aylarca vazgeçmedi benden, ben bittim, o direndi. Bu bir savaşsa, cesaret madalyası onun hakkıydı, o bu savaşın tek kahramanıydı.
Söndü yangımlarım zamanla, ve ben ’o’na ’ebedi esirin olmak istiyorum , al beni ’ dedim.’sönmüşken yangınlarım al beni, yalnızlığım kadar yakan ateş yok, al beni ’.
Gülümseyen yüz ilk kez endişeyle baktı gözlerimin içine ; korkuyordu anladım. Yenilmedi korkusuna, aldı beni...
Bir damla su yetmeliydi artık mutluluğa, artık yangınsız, can acıtmayan sevişmelerle, serin gülümsemelerle yetinmeliydim. İblisin aşkından sıyrılmışken, meleğin elinden bir tas su ile yetinmeliydim. Artık cennetin kapısından girmeliydim.
Yetmedi; bana yetmedi..."
Cehennemlerde yanmak istiyordum ben cennetin koynundayken. Gül bahçeleri serilmişken önüme, çöllerde susuz kalmak...Tutkundum aslında gülümseyen yüze, diğer tutkum kadar, ama onun hayatında tutkular yoktu ki; anlamıyordu beni. Cennetimin kapısında günlerce düşündüm... Nafile ,yangınlar çağırdı beni ve ben gittim...
Bana sunduğu gül bahçesini talan ettiğimi bilerek, gülümseyen yüze gözyaşı bırakarak, içim sızlayarak, yüreğimde kocaman bir azap taşıyarak, kendimi; beni terkedenden daha aşağılık hissederek gittim... Ateşlerde yanmaya gittim..."
Sadistce canımı yakmaktan zevk alır oldum. Cehennemin en dibinde ev tuttum kendime, iblisle can dostu oldum. Dönüş yolunu sildim hafızamdan... Ben çift ruhluydum, cehennemdeyken farkettim. Çıkmak isterdim zaman zaman yanıp tutuştukça bedenim ateşlerden, akarsularda yıkanmak isterdim, yalnızlığım izin vermezdi. İblis yoldaşlık yapar ,yalnızlığımı dağıtırdı duman duman...
Yine cennetten ümidi kestigim an; sen kavrulmak için yaratılmışsın dediğim an, bir melek uzattı başını cehennemin kapısından ,ışığı gösterdi bana ’yeter yandığın’ dedi , ’gel ’ ...
Tuttu kolumdan götürdü özlemime; götürdü serin sulara..."
"Ama ben, iblisin dostu ben! "
"Aşk tek başına yetmiyordu ki artık bana. Beynim hüküm sürüyordu kalbimde, aşkın yanında yangınlar istiyordu. Direniyordu ,beslenmek istiyordu yürek aslında, ama izin vermiyordu bedenimin sahibi. Bilirdi gideceğimi melek ’gitme kaybolma içinde ’ derdi.Ellerimi tutardı , ben titrerdim aşkınla, yenilmek istemezdim. Olmadı, yapamadım; bir kez daha yenildim ve ’o’na gittim...Yangınıma gittim ve yürek bir damla gözyaşı akıttı ardımdan..."
"Tam yedi kere çocuk, tam yedi kere. Her yenilgimde beynime, yürek ’ dayan ’ dedi. Dayandım ,savaştım gücüm yettiğince. Bak bu sekizinci... Beden darmadağın, hayatımın yarısı kayıp. Dayandım çocuk ben, dayandım, yüreğimi dinledim beynime inat".
"Bu son. Bir dahası olmayacak. Direndim ben, tam yedi kere öldüm, yedi kere dirildim ben. Bir dahası olmayacak."
Dinliyordum,tek kelime etmeden, gözlerinin ta içine bakarak dinliyordum o’nu.
Sustu bir anda, ’yoruldum artık’ dedi; ’evine git sen! ’. Kalktım, hiç bir şey söylemedim...
Sarıldım ona, gülümsedi yalnızca. Sessiz ,kimsesiz bir vedaydı çok şey anlatan...
Kararlıydı, gözlerinde okudum bunu. Hiç olmadığı kadar güçlü görünüyordu. Yüreği yenilmeyecekti bu defa,izin vermeyecekti artık buna.
Ve dedigi gibi oldu...
Bir dahası olmadı. Tam yedi kere yenildiği iblise karşı koydu. Beynini ve bedenini teslim etmişti ama yüreğini vermedi. Onu kimselerin bilmedigi bir cennet köşesine gönderdi. Biliyordu ,bedenine ne olursa olsun, yüreği artık zarar görmeyecekti... "O’nu senden kurtardım " dedi ,"şimdi veda vakti". Küçük bir tören hazırladı giden yüreğin ardından; mumlarını yaktı, beyaz gömleğini giydi, en sevdiği şarkıyı çaldı ve ardından bedenini sahibine vedaya hazırladı...
Damarlarının gördüğü en büyük o son yangını yaktı ve gülümsedi...
’Hosça kal, bu sondu ’ dedi...
"Bitti bu bedende saltanatın; bu yenilgim değil karşında kibirlenme, sana attığım son tokadım...
Yandı bedeni, yandı alev alev...Gülümsemesi dondu dudaklarında, lakin içi rahattı çünkü yüreği onda kaldı. Cansız bedenini bulduklarında,yüreğinin özgürce onlara bakıp gülümsediğini görmediler.
’Bedenim gitse, kimse bir damla gözyaşı dökmez’ demişti bana bir gün.
Haklıydın adamım. Bedenin için bir damla gözyaşı akıtmadım haklıydın...
Yedi kere yıkılıp,yedi kere ayaklanan o yüreğin ardından sellerce ağladım...
17 Mayıs 2005
YORUMLAR
Eser ilginç rahat okunuyor,duygu yüklü bir öykü ,bu aşktan çok acı çekme isteği çağrıştırıyor nasıl Leyla ile Mecnunun AŞKI ilahi bir aşka dönüşüyor burda mazoşizme dönüşmüş yok oluşuna
aşık olan bir varlık gibi,gözyaşı dökme mevzusu artık ölen varlik için bir anlamı kalmıyor,
eser sahibini kutlarım.