- 1485 Okunma
- 19 Yorum
- 0 Beğeni
Yitirenlerin Hikayesi
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
YİTİRENLERİN HİKAYESİ
Belki bir bahar akşamı için fazlaca ağır olacak bir yazı bu. Kaleminin ucundakilerle yüreğindeki duyguları farklı iklimde yaşayan birinin sessiz çığlığı bu. Sizin, bizim, benim veya senin hikayen… Hep dilinin ucuna gelip de söyleyemeyenlerin, yitirenlerin hikayesi.
“ Hayatını kurtarmak isteyen kişi
Onu yitirecektir.”
Tam da bu söz geçiyor okuduğum kitapta. Miyasoğlu’nun “Bir Aşk Serüveni” kitabından alınmış. Arayanların, bulanların, yitirenlerin anahtar sözcüğü…Hayatı aramak, aşkı aramak, benliği aramak… Hepsi de aynı noktada başlayan ama sonu farklı yerlerde biten arayışlar. Kimi aşkı arar, bir çıkmaz sokakta biter yolculuğu, kimi benliğini arar, dipsiz kuyularda bulur kendini, kimisi de hayatı arar, bir uçurumun kenarında biter hikayesi. Oysa o hep bulup bulup yitirmiştir hayatı da, aşkı da… Yeniden başlamaktan yorulmuş, bir şeyleri kurtarmaya çalışırken yitirmiştir hayatın değerini. “Hayatını kurtarmak” işte burada çıkmaza giriyor her şey. Ne adına kurtarmak hayatını. Aşkı adına mı, kendisi adına mı kurtarmak? Bir başka deyişle yitirmek aslında. Kendin olan ne varsa yitirmek. Kurtarmaya çalışırken yitirmek, başlamaya çalışırken bitirmek, aramaya çalışırken kaybetmek... Kimin adına, neyin uğruna?
Her şeyin boş ve yalan geldiği bir an var dünyada. Zamanın durduğu, saatlerin değişmediği bir an.Tam kurtaracakken hayatı, yitirilen bir an. O zaman kasırgalar kopar yüreğinizde, yaşlar boşalır gözlerinizden kimsenin görmediği. Tek bir tanığı olmaz yaşadıklarınızın. Milyonların uyuduğu vakit devler uyanır da içinizde kimseye açıklayamazsınız nedenini bir türlü. Çünkü siz yitirenlerin safındasınızdır. Feryatlarınız gecenin sükunetini yırtar ama gökkubbede bir tek ona duyuramazsınız sesinizi. Onu kurtarmak, hayatı kurtarmak için tutunacak bir tek dal, sarılacak bir tek dost arasınız da bulamazsınız. Yitip gider soluk düşleriniz gecenin boşluğunda
Birbirine hiç benzemeyen insanlar, birbirinden farklı iklimler, coğrafyalar, bir de hikayesi farklı ama acıları ortak olan yitirmiş yürekler geçer aklınızdan. Güzelim bahar mevsiminde, umutlarla dolu mayıs ayında ne kadar da yalnız ve kederlisinizdir boş odalarınızda. Hafiften bir rüzgarla sallanırken ağaçlar, yüreğinizde ne kasırgalar kopar kimsenin hissedemediği.
Aslında hep kurtarmaya çalışırken yitirmek değil midir aşk? Mecnun vuslatın hayalini kurarken Leyla’yı bulunca yitirmemiş midir aşkını? Onunla tek vücut, tek yürek olup da hayatı kurtarmaya çalışırken yitirmemiş midir Leyla’yı da aşkı da hayatı da…
Hangi iklimlerde, hangi coğrafyalarda aşkı için hayatını kurtarmak isteyen Mecnunlar vardır bilmem. Başlangıç noktalarıyla bitişleri farklı kaç yitik hikaye, kaç kaybolmuş düş vardır. Hepsinin arasında ezilip gitmiş ne hayatlar, aşka dair söylenmemiş ne güzel sözler, ne sevdalı yürekler… Bu, yitirenlerin hikayesi: coğrafyaları, iklimleri farklı da olsa… Kederli bir mayıs akşamında hayatını ve aşkını kurtarmak isterken hepsini yitirenlerin hikayesi…
M.G.
YORUMLAR
Hangi iklimlerde, hangi coğrafyalarda aşkı için hayatını kurtarmak isteyen Mecnunlar vardır bilmem. Başlangıç noktalarıyla bitişleri farklı kaç yitik hikaye, kaç kaybolmuş düş vardır. Hepsinin arasında ezilip gitmiş ne hayatlar, aşka dair söylenmemiş ne güzel sözler, ne sevdalı yürekler… Bu, yitirenlerin hikayesi: coğrafyaları, iklimleri farklı da olsa… Kederli bir mayıs akşamında hayatını ve aşkını kurtarmak isterken hepsini yitirenlerin hikayesi…
güzel bir anlatımdı.Ben bu anlamda katılmıyorum size hayatı ve aşkı ne kadar tanıyoruz ki;AŞKI kurtarmak için ne kadar çaba gösteriyoruz ki,veya AŞK için Sevgi için ne kadar fedakarlık ediyoruz ki; neden bu kadar ümitsiz oluruz ki, bunları çoğaltmak mümkün aslında bana göre sevgilerimizi içimizden gelerek saf ve riyasız "SENİ SEVİYORUM"diyemediğimiz için hayata ve sevgiye dair ne varsa yitiriyoruz.Anlattığınız olay tamamıyla doğru ve akıcı bir anlatım tamam güzel ama tarafların hatalarını AŞKA yüklemek ne kadar doğru...Mecnun ölene kadar yüreğinde aşkıyla yaşamadımı?Leylasını bulunca yitirmediki aşkını o aşkla yaşadı hep...İşte bulamadığımız bu bence bizim AŞKI bulamadığımız için hayatın sonu zannediyoruz ama öyle değil işte...bir bakıyorsunuz AŞK kapıyı hayatınızın sonuna doğruda çalabiliyor.Kaybolan sadece ümitsizlik bunu ümiyvar olmak hayata sıkı sarılmak ve AŞKIN büyüklüğüne inanmakla devam ettirebiliriz diye düşünüyorum.Sizin görüşlerinizede saygı duyuyorum.Ama bende böyle düşünüyorum.arayacağız bulacağız küsmeye hakkımız yok...Aşk emek ister,yok öyle ne yapıyoruz ki birde şu günü birlik sadece aşkı cinsel arzulardan ibaret görenlerede katılmıyorum.Buna AŞk denmez sadece hayvani isteklerini gidermek denir.Evet biz büyük bir toplumuz Dünyanın hiç bir ülkesinde leyla ile mecnun aşkı yoktur.Kerem ile aslı aşkı yoktur.bir büyük aşk Taç mahal vardır.onun dışında bulamazsınız.olay budur.bu iş uzar gider ...sizi kutlarım düşüncelerimizi paylaşımlarımızı açma fırsatı verdiniz.lütfen eleştirilerime alınmayın bunlar benim düşüncem sizin anlattıklarınıza elbette saygı duyuyorum.kaleminiz daim olsun.Aşkınız büyük sevdanız yüce olsun efendim.selam ve saygılarımla...Ayrıca bu güzel okyanusa hoş geldiniz.
Aman da aman şu an duyduğum gurur ayrı yazını burada görmek ayrı bir sevinç kaynağı. Tebrikler bir tanemmm .
Daha öncede okudum bu yazıyı inan aynı etkiyi yaptı bende. Yitip giden her hikaye bir yadigar bırakırken ardında yeni ufuklar açılır gökyüzünde. Diğer yazılarınıda özellikle sonbahar yağmurlarını burada okurlarla paylaşırsan sevinirim canım benim tekrar tebrik ediyorum.
Sevgili Berg-i Hazan,
Hoş geldiniz. Gözümüz, gönlümüze kalem olmuş yüreğinizden çağlayan makalenizle kavruldum. Yüreğimden kahve kokuları yayılıyor tüm dostlara.
Akıcı ve güzel lisanınız var. Anlatımınız çok güzel. Yaşayıp, yaşattıranlardansınız siz de. Tebrik ederim, efendim.
Sevgi ve saygılarımla...
güzel bir yazıydı.
teşekkür ederim paylaştığınız için.tam çağın şehirlisine yakışır bir yazı.günde neredeyse binlerce yüz gör.hepsi yabancı,hepsi yeni.nasıl dost tutulur,nasıl sadık kalınır.aşık olmaya zaman mı var,imkan mı.diyelimki oldunuz nasıl yaşatacaksınız.aşk bakım ister,tımar ister,emek ister.
.............değil mi.
"Feryatlarınız gecenin sükunetini yırtar ama gökkubbede bir tek ona duyuramazsınız sesinizi. Onu kurtarmak, hayatı kurtarmak için tutunacak bir tek dal, sarılacak bir tek dost arasınız da bulamazsınız."
mükemmel duygu anlatımı,samimi ifadeler...devamını bekliyoruz...
sorgusuz,sualsiz kapısını çalacağınız bir dost bulmanız dileğiyle sonbahar yaprağı...