- 3179 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
LEYLA
Yeni bir kitap daha bitti: LEYLA
Pegasus yayınlarından çıkmış. Dördüncü baskısını yapmış bir roman.
Yazarı: Alexandra Cavellus
Özgün adı: LEILA
Almancadan Çeviren: Firuzan Gürbüz.
Dördüncü baskısı Mayıs 2010 da yapılmış.
Eylül 2010 itibarı ile En Çok Satan Romanlar arasında yerini almış.
Konusu: Bosnalı Leyla büyük bir kâbusu atlatmıştı: Bosna’daki toplama kampında geçirdiği iki yılı. Binlerce kadının travma geçirmesine neden olan savaşın karanlık ve baskıcı yüzünü anlatan bir kadın... Onun isyankâr öyküsü ve acıyla dolu dokunaklı kaderi...
Kitap Hakkında Yorumlar:
“Bu kitabın kapağını açmadan önce, cehenneme açılan bir kapının eşiğinde olduğunuzu bilmelisiniz. İnsan denilen yaratığın bütün kötülüklerini sergiye çıkarttığı bir coğrafyaya, Balkanlara adım atacaksınız… Kadınların beden ve ruhlarının nasıl lime lime edildiğini okurken “insan uygarlığı” denilen barbarlıktan kaçıp, en vahşi hayvanların şefkatli uygarlığına sığınmak isteyeceksiniz.” -Sydsvenska Dagbladet.
Bu kadar acı ve yürek burkucu bir kitap okumadım. Ağlayarak elimden bıraktığım kitaba her seferinde geri döndüm. Korkunç bir öyküydü. Bir zamanlar basın organlarında Yugoslavya’nın adıyla birlikte duyduğum ‘etnik temizlik’, ‘toplama kampı’, ‘toplu tecavüz’ gibi sözcüklerin ne anlattığını bu kitapla anladım. -Allt om Böcker
Balkanlarda neler olup bittiğini anlatan sarsıcı bir kitap. Leyla kendisinin ve başka kadınların yaşadıkları cehennemi haykırıyor... Bu kitabı sonuna kadar okuyup bitirmeden duramıyorsunuz. -Svenska Dagbladet
Eğer yetkim olsa her okula insanlık dersi diye bir ders koyar ve bu kitabı herkesin okumasını zorunlu kılardım. -Dagens Nyheter
…/…
Buraya kadar olan bilgiler kitabı alan herkesin ulaşacağı bilgiler. Bu adımdan sonra şahsi duygu ve düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.
Ben bir kitabı elime aldığım zaman ilk sayfasından son sayfasına kadar okurum. Bu bir gazeteyi küçük ilanlarına kadar okumakla eş değer bir eylemdir, benim için. Yazarını tanımak isterim. Eğer tercüme eserse; tercümeyi yapan kişiyi tanımak isterim. Yabancı dilden çevrilmiş kitap için önemli bir bilgidir; kimin çevirdiği. Çünkü kitabın akışını belirleyen kişi o’dur. Yani çevirmen.
Bu kitabı okumaya başladığımda yazarı ve çevirmeni ile ilgili bir bilgi olmadığını fark ettim. İnternette kısa bir araştırma yaptım. Yazarı ile ilgili tek bir sayfada bilgiye ulaşabildim. O sayfa da İngilizceydi.
New books in Germany başlıklı bir sayfa. Ben anladığım kadarı ile tercümesini yapmaya çalışacağım ama siz yine de bir bakın:
www.new-books-in-german.com/aut2000/book25b.htm
Yazar 1967 de doğmuş bir gazeteci. Sarayevo da Leyla ile tanışıyor. O sıralarda Leyla mahkeme de şahitlik etmek üzere hazırlanıyor. Kendisi gibi eziyetler yaşayan kadınlarla birlikte. Kişi ve yer bilgilerini değiştirerek bu kitabı yazıyor, Alexandra Cavellus.
Yazdığı tek kitap da bu. O kadar da belli oluyor ki anlatamam. Son derece basit bir dille yazılmış. İyi bir kitap okuyucusuysanız, bitirmeniz bir günden biraz fazla sürer. Biraz’ın açılımı da bir, iki saati geçmez. O kadar basit bir anlatım.
Tamam, bir dram var. Evet, inanılmaz bir katliam var. Sadece ezmek amaçlı yapılmış inanılmaz tecavüzler var.
Bosna-Hersek savaşı başladığında: “ 21. yüzyılda, dünya, bu katliamın hesabını nasıl verecek?” demiştim, kendi kendime.
Bu hesabın verilmesine imkân yok. Saraybosna dışında kalan tüm dünya bu katliamı görmemek için gözlerini kapattılar. Yaşananlar hepimizin ayıbıdır. Bu ayıp bu kadar basit bir dille anlatılmamalıydı.
Bu ayıbı anlatacak kişi, edebiyat bilgisinden yoksun, bir gazeteci olmamalıydı.
Yaşananlara göz yummaktan çok daha büyük bir ayıp işlemiş dünya.
Kitap, 06.04.1992 de, savaşın ilk başladığı günlerde- Saraybosna’da- annenin günlüğü ile başlıyor ve 1999 Ekimi’nde Saraybosna’da Iuvuz Begi aleyhine açılan davada Leyla’nın gönüllü baş tanık olmasına kadar geliyor.
Leyla, dava başladıktan sonra pek çok ölüm tehdidi alıyor. Evinin arkasında saldırıya uğruyor. Leyla, Den Haag’daki mahkemeye baş tanık olarak çıkabilecek gücü bulabileceğinden hala emin değil. Suskunluğa büründü.
“ Haksızlık unutulmamalı “ diyor Leyla.
“ Hatırlatacak kişi Alexandra Cavellus olmamalıydı “ diyor Eser.
Eser Akpınar
27.09.2010
İzmir
Not: Kitap hakkında yorum yapanları Googgle ‘da araştırın. İsveççe sayfalar çıkıyor. Yabancı dil bilgim İngilizce ile sınırlı olduğu için ben anlayamadım. Belki siz anlarsınız. Bana çok güvenilir gelmediler. Sanki hayalet bir yazar ve olmayan yorumcuları gibi….
YORUMLAR
Ben de adını duymuş fakat okumamıştım. Kısa süre içinde temin edip okuyacağım sevgili arkadaşım.
Eser Akpınar
eser hanım şuna inanınki bu sitede öyle güzel ve etkin kalemler varki okuduğum ve çok baskılar yapmış romanların yazarlarına nal toplatır....biliyorsunuz bu kitap işi belli çevrelerin tekelinde.....belli fraksiyonların elinde.....her daim yazılarınızdan büyük keyif ve ders almışımdır.....saygılar
Eser Akpınar
Görüşleriniz her zaman değer katıyor. Saygılarımla.
Eser Akpınar
bu kitap şuan elimde sona yaklaştım ve her sayfasında şaşkınlığım nasıl olurlarım dilimde...:(
okumak gerek hem de en acilinden...
Okuyup savaşın kirli yüzünü bir genç kızın bir çocuğun gözlerinden yeniden görmek gerek...
görmek gerek ki saçma sapan şeyler için çıkan tartışmaların şükürsüzlüğün gereksizliğini anlamak gerek....
sevgiyle...
Eser Akpınar
İnternette araştırdığımda, yazar hakkında, hiçbir bilgiye ulaşamadım. Sadece, verdiğim linkde, yazarın gazeteci olduğunu öğrenebildim. Ve yanılmıyorsam Alman.
Sevgiler.
Mehtap ALTAN
Bazı kitapları anlatımındaki zenginlik okutur, bazı kitapları yazarı okutur, bazı kitapları da konu okutur...
Yeniden bu faydalı paylaşım için teşekkür ediyorum...
bu gün oğlum bahsetmişti bu kitaptan
ilk iş olarak gerekli araştırmayı yapacağım
ve çevirmenler hakkındaki gerçeğiniz içinde teşekkürler...
her dem saygımla
Eser Akpınar
yazarı, çevirmeni ve kitabın adını not aldım
yarın ilk işim kitabı aramak olacak
bilgilendirmenize sevindim
saygılar
Eser Akpınar
Paylaşımınız için çok teşekkür ederim,Eser hanım!
Yazmaktan ziyade bol bol okumamız gerek değil mi?
Sevgilerimle...