kuralsızım bugün
kuralsızım bugün farklıyım imlasız noktasız fark edebildiniz mi beni ne kadar kalabalık var etrafımızda ne kadar yoğunuz ne kadar meşgulüz zaman ayırabildik mi sevdiklerimize kalabalık içinde saf bir balığız anlayacağınız zaman heba oluyor dakikalar aleyhimize kutlanan doğum günleri geri getirmiyor giden yaşları sevinçten mi bu kutlamalar yoksa hüzünden mi yoksa her tefrite varan duygu gibi aksine mi inkılap ediyor her şey eksiler artı artılar eksi bir dost şunu söyledi yazan temizdir diye yanıtladım hemen asıl kirlendikçe yazar insan aklanmak adına ne kadar dibe vursan o kadar yakınsın zirveye ne kadar ölsen o kadar yaşarsın ne kadar sonbahar olursan o kadar ilkbahar olursun her şey zıddıyla kaim her şey tersiyle orantılı güzelsen çirkin de güzeldir çirkinsen güzel de çirkindir alegori mi dersin şimdi buna sembolik bir anlatım tarzı mı yoksa ironi mi dersin irmik tadında ne halt dersen de yeter ki ifade gücümü alma elimde kuralsızım bir kral gibiyim aynı zamanda kral çıplak diyen yok herkes çarşafların altında gören göz yok duyan kulak yok konuşan ağız yok gözler bantlı kulaklar pamuklu ağzılar dikili kuralsızım şimdi kışın yağar kar ilkbaharda akar sel yazın hasada girer buğday bana dört mevsim kar bana dört mevsim yağmur bana dört mevsim hasat kuralsızlığın bir kural gibi kanıma işlediği iliğime dek sokulduğu andayım demdir bu ahmet arif anlar beni haytayım biraz yaftayım bazılarının boynunda fark etseler de etmeseler de yazan cesurdur biraz biraz havalı cakalı genç bir delikanlı gibi fiyakalı saçlar jöleli kuralsızım imansızım gibi bir şey kitapsızım gibi aşksızım bütün olumsuzluklar önümde dağ gibi aş babam aş geç babam geç koş habire koş engel üstüne engel mani üstüne mani ne kadar yerin dibindeysen o kadar göğün üstündesin bir bilmece gibi var içinde var yok içinde yok fehmet bunu zahmet et fikret sonra efkara zikret lütfet bunu ne içinde ne dışında ne gecesinde ne aydınlığında ne erkeğinde ne kadınında kuralsızlık kanımda içimde şah damarımda eğe kemiğimde örsümde beynimde bir kezzap gibi tenimde bir tırnak makası gibi ruhumda bugün imlamı kaldırdım noktamı kaybettim pusulam pusulasını yitirdi aklım yolunu şaşırdı fikrim fikrini zayi eyledi temenna etmem eğilmem bükülmem lastik değilim şekilden şekle girmem su değilim kap neyse ben o değilim kuralsızım paragrafsız başlıksız cümlesizim öğesiz devriğim hem hem olumsuzum hem sonsuzum hem kifayetsiz yetmem kah yeterim kah kuralsızım işte daha ne diyeyim yolunu kaybeylemiş dervişim çölüm sahrayım kutubum orta yerinde durmuşum dünyanın hoca misali ortasındayım hüznün karanlığın ve dünyanın diyorum inanamazsanız ölçün biçin bir cerrah gibi etimi kesin ruhumu kopartın sonra bırakın bir bez parçası gibi yele verin kuralsızım aşksızım aç bi ilaç muhtaç naçar paçavraya dönen felek işte karşındayım bir bedbaht bibaht binasip bikes bimecal kuralsızlığım prim yapmış özel isim yok büyük harfle başlayan böbürlenmem yok tamamen duygusal tamamen hissi ve kalbi vuku bulan budur ruhumda galeyana gelen bir matador gibi boş kaleye topu yuvarlayan bir golcü gibi ve avının gözlerinin içine bakıp tetiği çeken avcı gibi kuralsızım bütün güzeller benimse herkes güzel mi o zaman çirkinlik bana kalsın iyilik sizin olsun güneş sizin olsun yağmuru verin bana sevinçler sizde kalsın hüzünleri verin bana hüzünler biriktiriyorum çocukluktan ihtiyarlığa boy boy renk renk hangi hüznü isterseniz mevcuttur bende can acısı derseniz amenna aşk acısı ondan fazla ne var ten acısı kalp acısı beyin acısı ayrılık acısı terk edilmişlik acısı size uymazsa uydururuz bir elbise gibidir hüzün her bedene uyan darı genişi yok bu işin karşılayabildiğin kadardır ağırlığı işte kuralsızım bugün noktasız virgülsüz paragrafsız kuralsızım kuran aşk kapıyı kaç kez tıklatmalı ki farkında olabilmelidir insan o zaman aşk aşk olur mu yanacaksın için için bir madenin yanması nasılsa öyle bir elmanın için için çürümesi nasılsa öyle aşk ansızın gelir kayan bir yıldız gibi akan bir yıldız gibi bir çığ nasıl koparsa öyle bir tufan kolaylaşır her şey ölünce insan insan ölünce her şey kolaylaşır ve kalaylaşır kalpler her bitiş başlangıçtır aslında bunu anlayabilmeli idrak edebilmeli zihne yerleştirebilmeli insan milyonların içinde birini arıyoruz kumun içinde bir kum tanesini saçın içinde bir saç telini ve kuralların içinde kuralsızlığı yusuf gibi dünyaya sırt çevirelim de varsın gömleğimiz arkadan yırtılsın der dücane cündüoğlu mukabelede bulunarak gömleğimiz tenimizdir bugün varsın yırtılsın yarın kanıtımız olacaksa hakkın divanında eğer varsın kanasın etimiz diyorum kuralsızlığımızın sembolü olsun tenimiz yırtılan bir gömlek gibi bir yusuf masalı gibi namusun remzi olsun etimiz
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.