SİYAH İNCİ
Siyahın asilliğinden midir bilinmez ; gece başkadır her vakit. Tutkudur, kabustur, melankolidir ama hakkını verir kendisine inananlara.
Bir siren çalar sanki gece vakti girmeye başladığında, herkes ayrı bir havaya girer, tavırlar ağırlaşır, fasıllar tat verir, aşklar tazelenir, tutkuyla sevişilir , şehirler göz kırpar; güneş bronzlaşır ; ay çakal gibi gezinir gök patiskasında.
Şimdi düşünüyorum da bana yapılabilecek en büyük zulüm gece tek başıma yürümeme engel olmaktır. Neler gelir aklıma, neler geçer gözlerimin önünden, arşınladığımda sokakları maziden kalan kör kurşunların hedefi olur atışları yavaşlamış kalbim.
Sağlamasını yaparım yaşadıklarımın geceleri, iki kere bilmem kaç ; elde varsa eklerim yoksa olana kadar bekler, komşuyu rahatsız etmemek adına ayyuka çıkan çığlıklarımı karantinaya alma mücadelesine girişirim.
Hep geceler hain derler, madem haindi de niye dışlamadınız onu? İnsanların en rezil özelliğini geceye yüklemek sırf sesi çıkmıyor, gözü görmüyor diye ; bizlere yakışmasa gerek. Bizim fıtratımızda vardır zaten kendimize yediremediğimiz birçok şeyi başka nesnelere yüklemek.
Gece olanları bir bilseniz, güneşi yerine bağlar, başında nöbetçi tutarsınız. Ne dualar, ne gözyaşları, ne hıçkırıklar tüm bunların aksine ne fitneler, ne fesatlar, ne ayıplar…Sabah perdeyi çektiğinde yüce ilah; fırından ekmek ; bakkaldan peynir alma derdine düşer o duygusala bağlamış zavallı yaşamayan diriler…
Gecenin yükü de ağırdır, gündüz vakti bedeniyle fink atan bizler; gece oldu mu, o kemik yığınlarımızı dinlendirmek için boylu boyunca uzanır; çökeriz gecenin gırtlağına. Ayakta kalanlar şanslıdır, kapış kapış gider nimetler avuçların arasında…
Gece izin verdiğinde gündüze; bir başka geceye sürüklenir insanların cefası; sefası ve en önemlisi duası….
^^yusuf@y^^
YORUMLAR
Yine akmış satırlara içsel döngü..Güzeldi gerçekten...Gece yürünmeli gerçekten yalnızlıkla başbaşa..Benliğinle sarmaş dolaş..