6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
893
Okunma

Alanya’da bir İlk Öğretim Okulunda yangın çıkıyor. Öğrenciler panik halinde dışarı çıkıyorlar.
Korkanlar, bağıranlar ve ağlayanlar sadece kız çocukları. Görüntü öyle ki; erkek çocuklar kız arkadaşlarını ellerinden geldiğince, becerebildiklerince, akıl edebildiklerince ve doğru bildiklerince koruma altına almışlar. Korkudan fal taşı gibi açılmış ( İzmir’de biz buna “Boyoz gibi açılmış” deriz ) gözleri ile sözde umursamaz kahkahalar atarak ekrana bakıyorlar.
Dün akşam haberlerde izlediğim görüntüler böyleydi. Belki sizler de izlediniz?
İlk Öğretim Okulu öğrencisi kaç yaşında olur? Altı ile on beş yaş arası değil mi?
Şimdi düşünelim. Biz kadınlar erkek çocuklarımızı yetiştiriyoruz. Bu eylem süresince o’na sürekli “Erkek” olduğunu söylüyoruz. Alt beyine sürekli bu kod’u gönderiyoruz. “ Sen ERKEKSİN “
“Erkek” olmayı ne olarak öğretiyoruz?
Ağlamayacak.
Korkmayacak.
Canı yanmayacak.
Acz içeren duygularını yansıtmayacak.
Vs, vs… Bu listeyi istediğiniz kadar uzatabilirsiniz.
Toplamı ne?
Çocuk olma hakkını elinden alıyoruz.
Duygularını elinden alıyoruz.
İnsan olma hakkını elinden alıyoruz.
ERKEK…
Bu erkek büyüyor, evleniyor.
Bir kadın, sızlanmaya başlıyor: “Sen ne duygusuz insansın!”
Ve o kadın bir erkek çocuk dünyaya getiriyor…
Bu zincirde bir halka kopuk mu? Bana mı öyle geliyor?
Eser Akpınar
24.09.2010
İzmir