Salkım Söğüt Olmak Denizde
İsterdim ki, rüzgârda savrulsun hatıralarım. Toz bulutu olsun. Gözlerimi kapatayım.
İsterdim ama işte sadece.
Yetmiyor istemek, teoride mükemmeller; pratikte ayrıştırılıyor plastikler, kağıtlar ve cam adı altında çöp kutularında hatıralarım.
Ben bıktım atmaktan, çöpçüler bıkmadı aynı hatıraları toplamaktan.
Hani ben çöpçü olsaydım. Ne dingil hatunmuş bu yahu derim. Hep mi kardeşim benzeri anıları çöpe atar insan. Standartlaştırdığımız anı zedeler misiniz diye de üstüne sorardım.
Neyse ki bunları düşünen arıza biri çıkmadı şimdilik.
Belki de salkım söğüt olsaydım. Böyle dertlerim olmazdı. Rüzgar da bir o yana, bir bu yana...
Kocaman, görkemli ve denizde bir salkım söğüt olaydım, iyi olurdu hani.
Hiç dertsiz, tasasız..Rüzgar da savrulsun salkımlarım.
‘’Vay be görüyor musun 100 yıllık salkım söğüt’’ yok yani bunu da demesinler. O kadar da yaşamak istemem gövdem eskir.
Denizin suları da vursun gövdeme. Sonra gelsin beni yutsun.
Bitti!
Hadi ama.
Denizde salkım söğüt olmak da bu kadar. Ne bekliyordunuz?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.