farazi gün_lük
kaldırm taşlarında oynan oyunlar
"tilki tilki saatin kaç" lar "körebeler"
kıskançlıktan çıkan kavgalar
elimizde salçalı yoğurtlu ekmekler....
duştayken bugun aklım eski sayfaları karıştırdı.bi gun uyansam i.o da bulsam kendimi aynı evimizde yer yatağında gözlerim tavanın tahtalarında bizimkiler işe gitmiş ablamlar dershanede ben ve kardeşlerim eski yaşımızda :)neleri düzeltmezdim ki hayatımda... kapıyı çalıp " merhaba ben doğuş" deyip bi o kadar da ona benzeyen abiyi almazdım içeri ve o fırını almazdık. annemler de bize o kadar kızmazdı. sonra hırsızlık yapmazdım arkadaşımla,aptlaca bi fikre kapılıp çikolata çalmazdık.:( ortaokula başladığımda arkadaşlara kapılıp ihmal etmezdim dersleri ve onun yıldızlı gözerine her baktımğımda içimin titrediğini bile bile susup gitmezdim yanından öylece:( sessiz telefonlarıma sesimi da eklerdim kapatmadan önce.. arkadaşıma ihanet etmezdim. arasını bozmazdım Kaderin sevgilisiyle ve diğerleriyle.. acımasızlığa alıştırmazdım kendimi sevgiye daha meyilli olurdum...
n’ apıyorum ben aslında hayatım bunlardan ibaret değil,bunlar bir anda aklıma gelenler düşünsem neler var çocukluğumdan bugune.aslında anlatmadığım "kocaman "bir şey var sana ama uyumsuz aklım ve kapalı kalbimden dolayı olmayacağını bildiğimden_ bişeylerin olmasını beklemek ve olmayaşını izlemek istemediğimden_söylemiyorum.benim yüzünden birşeyler olamasından korkuyorum ve bir gun bu biter de kurtulursak Allahın izniyle hiç yaşanmamış gibi olmasını istiyorum. silik ve hafif..