Can_dan Sızılar
-
hayrettin taylan
-- Değerli’nin Aziz Ruhuna ithaf
Değerli Bir Yüreğin Unutulmaz Sayfasına
Ne zaman bir kendisi ölse birinin
Ölümlerde kendini yaşar kalır o. (Özdemir Asaf)
“Beni bırakıp nereye gidiyorsun?”
Kısa metrajlı hayatımda seyrettiğim bir değer künyesinde yazılar acılar sevgiler şiirler renkler ve siyah beyazlı cümbüşler bıraktı. Bir ölünün hatıra defterlerini açmak bir kalanın kalan defterinde kalmak. Nazlıcan’ın dünyasında sıcak sevi dünya olarak kalmak… Üç gerçek ölüm yaşayan can güzeli bir de büyük aşk ölümü yaşamanın son sayfasında olmak.
-Kapatmak istedim sayfaları üç ölüm hep açtı bir büyük ölüm açtı hep yaraları. Birisinin yaraları nasıl yaram olur diye düşünmek istemenin zorluğu içinde olmak. Unutulmuş günleri yeniden büyütmenin el-divan pençe olmanın yokuşundayım.
- Hisarcık kalesinde yaram taş oldu. İki ölümü yaşadım.En büyük ölümü sonra yaşadım. Canıma can olanın bende ölümü kadar zor olanı yoktu.
- Onun acıları benin acım oldu. Sevdiğin bir yüreğin en sevdikleri bir bir gidiyordu. En sevdiğim o da gidiyordu. Hangisi zor ?
Ölüm mü?
-Severek gitmek mi?
“Bu benim kendi ölüm bu benim kendi ölüm..
Bana geldiği zaman böyle gelecek ölüm.... NFK”
-Ya da mecbur kalınmış meçhul gitmeler yaşamak. Her yıla bir ölümher yıl ayrılık sarıyorsa unutamadığımı ..Her acıklı filmde hala birisine nemleniyorsa bu yürek hangisi zor?
-Hataların hatırı kalır mı ki? Affetmek ölüm kadar zor olur mu? Birisini unutamamak bu kadar zor mu? Değerli can dostuna anlatabilir misin cennetinden .Kevserler akıtır mısın yarama…Atıldığım Yusuf kuyusunda Yusuf değilim . Beni anlar mı ki bütün güven dağlarını yıktığım can dostun. Can dostunun yüreğine demir dağları yollar mısın ?
- Üç ölüm bir de aşk ölümü… Bir de giderken ölümcül bıraktığı yıllardır yarası iyileşmeyen yürek ermişi.
“Sen ey ışık gözlü sevgili
Senden sonrasına
Ölümü yazmışım...
Eflatun”
--Suskun sessizanlatılmaz bir anı sunmak istedim.İki gerçek ölümü birlikte seyrettiğimiz iki mezarı birlikte eştiğimiz iki mezarın başında birlikte ağladığımız değerin yılmaz sevgisi kavurur kalanları…
- Ben çok yabancı bir yürek ben çok uzak bir yürek. Benim olan yakınlığım can dostunun aşk dağı can kırığı olmaktan öte değildi.
-Dört yıldört bayram defalarca hoş geldinlerin.Uzatma bayram şekerini gayrı. Bayramları yaşayan kim ki? Bu ayrılık sarkacında bir şekerin tadı zaten yok. Beşiktaş da şampiyon olmuyor.Bu yıl senin için olsa iyi olur. Duyarsın orda…
-Şimdi bu acıların yürek uçurumunda kim gülleri dikecek.Yazıldığın kaderin kağıtlarına kim yazacak. Paylaşmak senipaylaşamadığım sevgi dostunu yeniden kanatmak. Gidiş başka bir gidişi kanatır. Yaram kanar susmaz çığlıklarımın senfonisinde Hisarcık türküsü okunur
“Ölümü düşünüyorum
Simdi beni gömüyorlar bak
Ağlıyorsun ellerinde dağ menekşeleri
Hazin bir parıltı gözbebeklerinde
İçin ziyanla doluyor kahroluyorsun
Hatırladıkça geçmiş günleri geceleri
Bir acı ki öyle büyük öyle derinde
Olumu düşünüyorum “ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN
-İçimde kanayan yaraya bir değerli bir dağ ekledi.Şimdi bu yüreğe yamaladığım acıların zemherisinde yazgımın yazı ne zaman gelecek?
-
-Ayrılık takvimi yıllar gibi bir bir eriyorbir sürgün dünyamda koparılıyor.
-Göz yaşı güzelinin son sesinde yeniden erimenin anlatılmaz sızısını yaşamak ne kadar zor…Güle güle can dost. Tümden gidişlerin toplamından çıkarsız sevgiler böler yüreğimi. Elde var hep bir günler.Sana sayfa açının sayfasında olmamak da ölüm kadar zor geliyor can dost… Sen kendine yürü sen cennetinde yaşa .
- Kendi yalnızlığımızın cehenneminde aşk ile ateş yakmıyor gayrı.
“Bir soğuk yel eser
Üşür ölüm bile
Anlatır akan kanı
Beyaz sesiyle “Ülkü Tamer
-içim içime sarılmış gibi.Hangi sevgi hangi gidiş toplar can dostunu. Her yıla bir ölümü sığdıran yüreği yanık birinin yanığı olmak hala onun yangınlarına alışmak kolay mı ? Değerin ederi hangi sözcükler anlatılır ki?
- Bırakıp gitmenin ne denli zor olduğunu yazamıyorum bile. Bir de seni sevenlerin ahını görmedi bu yürek. En yakınlarını gördü en yakınına döktüğün yaşları hesapladım ağıtlarını dinledim gözlerinde genç yaşta babasını kaybetmenin bütün acımsı karelerini gördüm.
- Yoktum orda yaram ile can parem arasında uzak kalışların karasal iklimini yaşıyordum.
Yoksuldu yoklarım…Oysa yine gizemli bir telefon ve can dostuna nasıl anlatacam diye serzeniş anları ve Ankara’a gözü yaşlı dönmek…
-Yoktum siyah beyaz bir formam da yoktu. Fenerim varama aşk fenerim de yoktu. Bu acılar derbisinde yenen yoktu can dost.
“Uzaktadır her şey hep... yalnız ölüm
Her yerde her an yakınımız ölüm. “Ahmet Muhip Dıranas
-Bir gün sana da nemli bir yazı yazmak yazar için çok zordu can değerli.
-Buldu beni yazgı…Buldu beni yeniden unutamadığım acının sızısı. Sevmek ölüm utulmak yalnızlık kavuşmak yeniden onun olmakvicdani bir derinliği damla damla eriten sözcüklerin dilinde söz olmak yazı olmak kalmak… Kalanlar kalmış mı ki sorma …
“Ölmek değildir ömrümüzün en fecî işi
Müşkül budur ki ölmeden evvel ölür kişi. Yahya Kemal Beyatlı”
Yokluğunun mevsimlerinde güller açıldı can dostuna aldığım güller canlandı.Dile geldi geçmiş.Dile geldi gençliğin. Bu genç yaşta yüreklere bıraktığın değerli damlaların acısı siner geçer belki bir gün.
- Hep kavuşmalara iliştirmiş özlemler vardı. Ruhun duyuyordu biraz da sen yolla can dostuna.
- Kalem yazgısıyla can kırıklarına yazdığı acıları silmesini dile.
- Yarın ölüme çok yarın
- Yarim ölüme çok akın.
- Perdeleri çekmesin sevi dünyamıza.Unutulmaz bir geleceğin eleğinde elendik bilendik bütün acılardan süzülüp paklandık.
Pişmanlığın bütün pişmaniyelerini yedik. Ölüme çok uzak ölüme çok yakın ruhun dehlizinde yalnızlık kalmak hayatın kalanı mı ki?
“Sen olmasan duyar mıydım gerçekten
Özlem nedir acı nedir ayrılık ne
Ölüm sana övgüler düzenleme
Boynumun borcu olsun yürekten” Nahit Ulvi Akgün
- Tanımsız gelgitler ay yüzüme yansır . Ay-şe-N mi bilmiyorum
Gidişinde acılar derledim güzel bir geleceğin aynasında gözleri nemli demler yaşadım. Değerdi yüreğin bütün yaşadıklarımıza.
-Sen sayılarla sözlerle kitaplarla anlatılanlar anlatılmayacak bir değerdin “Değerli”… Hisarcık kalesine bakıyorsun.Can dostunun en sevdikleri ordaen sevdiğim ben burada.
-Aşk ile ölüm arasında uçuyor bülbül-i şeydam.Ölmek üzere olan bir sevdaya uçuyor bülbül…Kanatları kırık yüreği yamalı gagasında s eni sevmekten çok seviyorum yazısı.
-Uçuyor işte.
“öldü kim ısıtır artık onun ellerini
suların aynasında üşüyen ellerini
suların saygısıyla üşüyen ellerini. “İsmet Özel
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.