Güzeli Söylemek
Bilal Tanrıverdi
Bir konuşmaya / yazıya başlarken eğer konuşacaklarınızı / yazacaklarınızı önceden tasarlamadıysanız 1-0 mağlupsunuz demektir...
Hele de en zoru hiç kuşku yok ki mevzuya hangi cümlelerle başlanacağını belirleyeceğiniz o en can sıkıcı safhadır.
Kelimeler gidip gelir, defalarca yazılıp silinir, yeniden yazılır yeniden silinir. Üstelik muhtemel ki yazmak istediğiniz pek çok şey vardır ama yazamazsınız.
**
Sayfaların ve köşelerin yazanın değil okuyanın malı olduğuna inanırım...
Bu nedenle buraların kişisel amaçla kullanılmamasını düşünürüm…
Bu yüzdendir ki yazılanlar kutsaldır .
Kalıcı olmak zor olsada , kayıt altında tutulmalıdır yazı…
Yazdıkça dağılır kara bulutlar, yalnızlık yerini kelimelerin kalabalığına bırakır. Avazınız çıktığı kadar bağırmak kadar rahatlatır içinizden gelenleri kağıda dökmek…
***
Sonuçta önemli olan ’bir şey söylemek’se , ’susmamak’, ’ifade etmek’, ’tartışmak’, ’sormak’ ve ’sorgulamak’sa ; klavye ve bilgisayar ekranı araç olsun ne gam...!
Söyleyecek sözüm varsa ve her ne amaçla olursa olsun söyleyebiliyorsam, okuyana her ne şekilde olursa olsun ulaşabiliyorsam gayrısı laf-ü güzaf gibi geliyor bana…
Üstelik sözün güzelini söyleyenlerden Hazreti Mevlanâ (r.a) bile ’yeni birşeyler söylemek lâzım’ derken…Nerede ve nasıl söylediğimizin ne önemi var?
İş ki güzeli, doğruyu söyleyebilmek...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.