- 1368 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Sayın Hanımefendi,
Sayın Hanımefendi,
Size yazacaklarımı aslında Malatya Yorum için makale bütünlüğünde tasarlamıştım. Ancak, Ulusal Eğitime Destek Kampanyasının Malatya sorumlusu olmanız itibariyle -biraz geç de olsa- konu hakkında fikir edinilmesi amacıyla “mektup” biçiminde önce size yazmayı uygun buldum.
10 Eylül - 12 Kasım 2001 tarihleri arasında Sümer İlköğretim Okulunda açılan okuma yazma kursunda gönüllü öğretmenlik yaptım. Burada 33 bayana okuma yazma öğretmeye çalıştım. 16 yaşından 67 yaşına kadar çeşitli yaşlarda olan bayanların çoğu 40 yaşın üzerindeydi. İçlerinde 1 bekâr, bir de engelli (bir gözü görmeyen) vardı.
Kursun ilk günlerinde, ders etkinliklerinde ve ders çıkışı konuşmalarımızda iletişimimizi güçlendirmiştik. Tamamına yakını ilköğretim çağında iken oturdukları yerde okul olmasına karşın okula gönderilmediklerini belirtiyorlardı. “Kız kısmı okumaz”, “Kızlar okuyup da ne olacak?” gibi düşüncelerin bu konuda etkili olduğunu; “biz okumadık, bari onlar okusun” diyerek çocukları ve torunlarına özen gösterdiklerini de dile getiriyorlardı. “Çocuklarımı okutmak istiyorum, ama kocam işsiz. Ya onun ya benim, mutlaka birimizin çalışması gerek. Yoksa okutamayacağız...” demesi ise ayrı bir gerçeği dile vurguluyordu.
Yine tamamına yakınını tutucu ailelerden geldikleri, yalnızca okula gönderilmemelerinden değil, davranışlarından, giyimlerinden de belli oluyordu. Yalnızca bir bayanın başı açıktı. İki bayanın “türban” denen giysiyi bilinçli olarak kullandıkları görülüyordu. Buna karşın diğerleri birer “halktan” kadın olarak eşarp ve tülbentle geliyorlardı. İçlerinden çok azı toplumsal yönden kendini yetiştirebilmişti...
Yetişkin insanlar olması, öğrenciler gibi çok sayıda kişinin sınıfa yerleştirilmesini zorlaştırıyordu. 20-25 kişilik sınıfa 33 kişinin yerleştirilmesi yetişkinler eğitimindeki bire bir eğitim yöntemini kesintiye uğratıyordu. Zamanı kullanmak zorlaşıyordu. Çeşitli düzeyde insanların bir arada olması, zaman zaman devamsızlıklar, evlerinde yemek yapılacağı gerçeği de birer etki olarak kendini gösteriyordu.
Sonuçta 5-6 kadarı okuma yazma öğrenemedi. Diğerlerinin bir kısmı okuma öğrenmesine karşın yazmada zorlandılar. Yine de kurstan başarıyla çıkanlar çoğunluktaydı. Daha çabuk öğrenen gençlerin sayısı azdı. Görev almam ve yeniden kurs açılması halinde ikinci kez gelmek isteyenlerin sayısı hemen hemen tamamına yakındı. Aslında kendilerini biraz da toplumsal yönden yenilemek istiyorlardı.
Üç çocuğumun Ankara’da bulunması nedeniyle eşimle birlikte 18 Kasımdan buyana buradayız. Annelerinin çocukların yanında olması her yönden büyük destek… Ben ise bolca okuyor ve yazıyorum. Malatya Yorum ve Umudun Sesi’ne yazılar gönderiyorum. Zaman zaman Malatya Yorumu, ADD Malatya Şubesini, TSD Malatya Şubesini arayarak görüşüyorum. Yaşadığımız kentten, yaşadığımız ülkeden, yaşadığımız dünyadan sorumlu olmazsak neye yarar?
Ne demiş halk ozanı?
“Sorumluyum ben çağımdan
Hem ovamdan hem dağımdan”
Bir yandan evrenselliği düşünürken, yurtseverliğini de ortaya koyuyor. Çağdaşlaşırken, ulusal değerlerine de sahip çıkıyor.
TSD Malatya Şubesinin vali konağı yakınında kendi yerlerini aldıklarını Ali Haydar haber verdi, çok sevindim. Sayın valimizin ve sizin gayretleriniz ve uğraşılarınız unutulmayacaktır, teşekkür ediyoruz.
Ulusal Eğitime destek Kampanyası konusunda Malatya Yorum olarak da destek vereceğimizi belirtmiştik. ADD Malatya Şubesi olarak görevimizi de yerine getirdik. Ancak yapılmayan bazı şeyler oldu, yapılan bazı olumsuzluklar oldu... Bilent Bey ayrıldıktan sonra sesin kesildiğinin de fark ettik. “Neden gitti” ayrı bir konu, sesin/hızın kesilmesi ayrı bir konu. Her ne kadar bu işten ” Malatya Valisinin Eşi” sorumluysa da, yürütecek olan “Milli Eğitim” dir. Ne yazık ki, bu kurum-yani bizim kurumumuz- bir türlü düzene girmiyor. Girmiş olsaydı zaten bu kampanya olmazdı.
Değerli Öğretmenim,
Emekli öğretmen olarak, “Başkalarını Mutlu Edebilme Mutluluğu”nu yaşam felsefesi kabul etmiş, bir birey/yurttaş olarak, Ulusal Eğitime destek Kampanyası konusunda elimden geleni yapmaya devam edeceğimi bildirmek istiyorum. Kampanya ile ilgili yan çalışmalar (Anket, panel, TV programları...) konusunda bir şeyler yapılacaksa bu konuda da yardımcı olabilirim.
Şubatın ikinci yarısında Malatya’da olacağım ve çalışmalarımı kaldığım yerden sürdüreceğim. Özel çalışmalarım da beni bekliyor.
Eşim ve çocuklarımla (Ozan-Gül-Yazar) saygı ve selamlarımızı sunar, yaşamınızın her zaman güzel geçmesini dileriz. Sayın valimize saygı ve selamlar dileğiyle...
Hoşça kalın...
26 Ocak 2002
Süleyman ÖZEROL
*Malatya Yorum Gazetesi Yazı İşleri Müdürü
** ADD Malatya Şube Yazmanı
*** Umudun Sesi Yayın Danışmanı
ADRES:
Başharık Mah. 9. sokak no: 15 MALATYA
26 Ocak 2002 Cumartesi: Malatya Valisi Mustafa Yıldırım’ın eşi emekli öğretmen Perihan Yıldırım’a Ulusal Eğitime Destek Kampanyası konusundaki görüşlerimi ve düşüncelerimi belirttiğim mektup.