- 408 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Aiti Eştirme 10
10] Ait eşen sosyal bireyler, bu ilişkisel ortam kültürüyle, olay ve olgularını aklında muhakeme ederler, onları bu ortamlara dek kültür algılarına dönüştürürler. Bu dönüştürmeleri, kendi çevrelerini, iletilme biçimine sokuşla, gayet iyi iletime geçerler. Ve de iyi haberleşirler. İşte kişilerdeki yatkınca var bulunan bu gibiden olan yönelme eylemleri içine sokulmaları, daha cenin iken ve bebekken ve çocukluk aşamalarında iken, bizim bilinçli dâhilimiz olmadan, tutum aştırılacaktılar.
Yani yetişme çağındaki sosyal ve doğal çevre ortam şartları bize; ait eşmeyi eğilim alanı olaraktan, eylem alanı olaraktan, kendini ortaya koyma olaraktan, kendimizi ifade etme alanı olaraktan; anlama, öğrenme benimseme, girişme alanı olaraktan, tutum aştırmıştır.
Bu kategorik öğrenme kalıbı, anlama girişmeli, zaman kalıplarımız, ileride oluşacak iki toplum ittifakında çok yararlı olacaktır. Farklı ait eşme alanlarının benimsenir olmasında, farklı olanı kendi alanına yakın sembollerin çözümlenmesi biçiminde anlayarak, farklı kültürleri, simgesel biçimleyip, simge olanı kendisine yakın şekilde dönüştürerek kavrayacaktır. İttifaklar insanların ilk kez çoklu ve seçenekli düşünme eyleminin başlangıcıydı.
Böylece sembolizm ittifakı iki farklı sosyolojik yapının kaynaşmasını sağlayacaktır. Yani bu öğrenme kalıpları; sembol kılma adaptasyonunun gelişmeci temelidirler. Bu sembolleştirmeler sayesinde, bazı önceye dek olan eskimiş aiti oluşlar, şimdi ile uyumsuz olan kimi tutumları, toplum dışına atılır. Ya da farklı olanları, toplum içine alınır. İşte plastik tutumlu olmamız bu gereklerdendir.
Yani aiti eştirme alanı, pasif bireyi, kendi formasyonu ile biçimler. Bu formlar, kişiler için en temel gereksinmelerini saylayışları olmaktadır. Kişiler bu gereksinimlerden biri olan huzurlarını bu şekilde sağlarlar. Ama bu durum değişmeye karşı direnç gösteren olumsuzluğu da, kendiliğinden dayatır.
Bunun yanı sıra, bu tür foruma giriş eğilimleri ilerdeki girişecek birkaç site devleti ittifakı içinde, uyumlaştırıcı olaraktan, bir temel yaptırım, pişi sel tavırları olaraktan, yine ele alınacaktırlar. Bu aiti eşme alanının, kişiler ve etnik yapılar üzerindeki ve halklar üzerindeki uzlaşmayı dönüştüren etkisi; gelecekteki toplumlar arası ittifakında da, en önemli ve sık sık başvurulacak bir araç yöntemleri olacaktır.
Aiti eştirilmede kişiler; aile, grup, cemaat, topluluk, klan, aşiret gibi birlik yapılara ilişkin tutumları benimser oluşları, tam bir seçme ve bilgi işi değildir. Daha çok da şartlı öğrenmeli sosyal reflekstirler. Aidiyet ilişkileri, kişileri koruyucu oluşta, etkindir. Kişileri yaratıcı kılışta; kişileri soyut algısal yapışta etkindir. Yine kişiler fantezilerini, kendilerinin de yansıttıkları her tür vehim edişlerini, totemce güç bağları içinde oluşturmaları da bir aidiyet iliktir.
Bu formasyonlar tekrarlanabilirdir. Bu biçimlenişler, duygu, düşünce, anlayış, inanış, örfi gelenek görenektirler. Sembolleştirmelerle, bir kabulce olacak olan edimler, kutsal kılınmaların, saygınlık içinde, saygınlaşma dek içer ilmelerinin, meşruiyet almış halidirler. Bu formeller (biçimlenişler), küme içindeki yaygınca, bir örnek tutumları oluşturur olmalarıyla, bir çeşit kalıpçı devinimler halindedirler. Aynı tema üzerinde, plastik davranışlara da, yön eşlenişle bilindiği unutulmamalıdır.
9-Burada toplumsal aidiyet ve etnik aidiyetler (giderekten halk ve dini sistemler aidiyet) düzey ve düzlemleri üzerinde durmalıyız. Bir kere etnik ve halk tipi aidiyetler, kişiler üzerinde lineer (doğrusal) bir işleme özelliği gösterirler. Söz gelimi sosyal onaya tabi olan bir kişi, belki kişisel aiti tutumunu, ufak nüanslarla kendisince zenginleştirecektir. Kişilerin zorunlu olacak aiti etçi yansıtmalar içinde olmayan, mubahça olan bu tür hareketleri hep olacaktır. Bir çeşitte, ‘kraldan fazla kralcılıklar’ hep olacaktır.
Tüm bu davranışlar aiti gösterimde olmayan, bir nötr tutumlardır. Ama onlarca çeşidine bürünüp, rekabetçi tavırla ortaya konacaktırlar. Ve onlarca kez aferin ile tasvip edilme onayını bekler olması da, bu kategorizedendir. Böylesi sosyal tavır girdisi, kişi gayreti ile belki 10 kat çıktı oranını vermektedir.
Yine dinlerin halk yapılar üzerindeki etkisi de, doğrusal (lineer) bir çizgi üzerindedir. Yine dinsel bir ibadet girdisi, kişiler üzerinde nafile ibadetler biçiminde fevrice; ‘ kraldan çok kral’ olunaraktan katlanarak sistem çıktısı da olabilmektedir. Bu bağlamda, bu gibi aidiyetler tam bir sistem özelliği göstermezler. Etnikçi, özel, dar kulvarlı olup, nostaljik durumdurlar.
Bu girişmeler ortaya sosyal uyumu çıkarırken, aynı zamanda da, gericilik ve mahrumiyetler düzlemi olacaktan, işleyişleri de beraberinde getirirler. Toplumsal işleyişe hiçbir katkı sağlayamazlar. Çünkü bunlar, toplumsal sistemlerin girdisini üretemezler de, ondan.
Oysa toplumsal aidiyetlerde sistemin işlemesi daha karmaşık ve non lineerdir (çizgisel olmayan, doğru çizgi üzerinde olmayandır). Kazanç 1 den küçüktür. Bu tür aidiyetlikler, halk sal aidiyetlere hiç de benzemez bir farklılıktırlar. Ve geriye indirgenemezdiler. Toplumsal aidiyetler genellikçe, yerelden evrensele doğru bir genişliktedirler. Toplumsal aidiyet; araştıran, sorgulayan, bir üslenişin eylem alanıdırlar. Oysa sosyal aidiyetler, sosyal birliğin sınırları içinde tutulan bir kısır görüş lüktür.
1- Toplumsal mensubiyet, kesinlikle karşılıklı yüküm esasına dayanan, bir yüküm aidiyetliğini ön gören sözleşişledirler. Siz buğday üretirseniz, diğer toplum aitinizden olan kişiler de sizin sağlığınızı üretir. Bir başkası otomobilinizi tasarlar, vs.
Sürecek
Bayram KAYA
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.