- 4005 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Sevginin gücü !!!
Ben SEVMEKten bahsediyorum. Dengeli, sadece bizim yapacağımız bir işten bahsediyorum. Öyle bir iş ki düşünmeyi gerektiriyor, sabrı, hoşgörüyü, toleransı, emeği, saygıyı, korkusuzluğu gerektiriyor. O karşılık beklemeden yapmayı seçtiğimiz, yaparken öğrenmeyi seçtiğimiz, öğrendikçe bizi geliştiren, gönül anlamında bizi zenginleştiren bir süreçte korkusuzca yol almaktır. Bu uğurda belki en çok antereman yapacağımız kişi de elbet ki sevgilimiz ve sonra da bizi saran sevdiklerimizdir, sevenlerimizdir. Onlar hazırda ulaşabildiklerimiz ve sonra da tüm çevremiz. Tabii bu arada kendimizi de unutmayalım. Sevgi yolunda ilerlemenin bir önemli şartı da kendimizi sevmektir. Severek yaptıklarımız, kendimiz için yaptıklarımızı da içerir. Sonra hayvanları, bitkileri ve tüm doğayı kapsar. Maddi ortam bile bu güzellikten nasibini alır. Öyleyse bu genişlikte sevgi işçiliği yolculuğumuza bir tanımla girelim ve diyelim ki:
Sevgi, hiçbir şeyi ayırt etmeksizin sevenlerin, sabrederek sevmek, sevmek için çalışmak, çalıştıkça sevmek, severken saygı duymak, saygı duyarak sevmek için yaptıkları iştir. Sevmek için, donmadan hareketli olmak da gereklidir aslında.?
Ve ilave edelim:? Öylesine sevmelisiniz ki, bu sevgi içinizi kabartmalı, gözünüzü yaşartmalıdır; her şeyi öylesine sevmelisiniz. Öylesine sevmelisiniz ki, içinizde duyduğunuz şeyleri anlatamayasınız, anlatmak kabil olmasın; her şeyi öylesine sevmelisiniz. Öylesine sevmelisiniz ki, sevdikleriniz sizi de muhakkak sevsin; her şeyi böylesine sevmelisiniz.?
Acaba huzur avuçlarımıza dökülmeyi beklerken karşılık olarak bizden neler istiyor? Mademki hayatta çalıştığımızın karşılığını alıyoruz; huzurun, mutluluğun karşılığı ne? Sevdiklerimizin bizden istediğini bilir ve uygularsak, huzur elbet ki hakkımız olacak. Huzurlu olmanın, mutlu olmanın en güzel yolu da sevdiklerimizle aramızdaki ilişkilerden doğan tattır. Hayatımızda bizlere insanlarla örülmüş köprüler sunulur. Huzuru, mutluluğu, neşeyi en fazla sevdiklerimiz vasıtasıyla alırız. Eğer ki alamıyorsak ve şikâyet içerisindeysek, yolda doğru adımlar atmıyoruz demektir. Aceleyle verdiklerimize hemen karşılık beklersek de, yanlış bir beklenti içerisine düşeriz. Tarlaya atılan tohumlar bile bir zaman içerisinde boy verir değil mi? Bizler nasıl vereceklerimizde serbest isek, sevdiklerimiz de aynı özgürlük içerisinde, diledikleri şekilde verecektir. Yalnız inanalım ki sevgi aslında daha verilirken gönlü huzurla doldurur.
Acaba sevdiklerimizle aramızdaki sevgi alışverişinde onlar bizlere ne diyorlar, ne istiyorlar? Ve biz onlara neyi, ne kadar verebiliyoruz düşünelim:
Bana sevdiğini söyle
İnsanlar önce sevildiklerini bilmek isterler, duymak isterler. Onlara sevgi suyumuzu bol bol sunsak da bunu dilimize indirmesek, insanlar önce bundan şüphe duyacaklardır. ?Acaba bir çıkarı mı var? diye düşünecekler. Endişede kalıp cevap vermekte tereddüt edecekler. Varsın öyle olsun siz onları sevdiğinizi mutlaka söyleyin. ?Seni seviyorum? sözcüğü aslında en kolay ve en güzel sözcüktür. Sihirli bir etkisi vardır adeta. Yüzleri güldürür, hayat verir, huzur verir, güven verir. Sonra da söylediğiniz bu sözün davranışlarla desteklenmesine sıra gelecektir.
Beni sevdiğini göster
Seviyorum demek sihirli bir etki yaratırken daha sonra bu sözü destekleyen bir davranış içerisinde olmamak o güzel atmosferi bozar. O atmosferin devamı için neler yapılabilir? Öncelikle birbirimizi çok iyi tanımalı ve bilmeliyiz. Onu mutlu edecek ne varsa hepsini öğrenmeye çalışmalıyız. Bu sevgi işçilerinin edinmeleri gereken bilgi kısmıdır. Çünkü bilgi arttıkça verecekleriniz daha doğru, daha istenen, özlenenleri size bulduracaktır. Çünkü karşımızdaki bize der ki:
Bana sevdiğimi ver
Nedir o sevdikleri, hoşlandıkları? Nerelerde ortak noktalarımız var? Ona nereye kadar, neyi gönülden verebilirim? Bu soruların cevabı bizim ve sevdiklerimizin arasındaki köprüyü kuracaktır. Örneğin küçük bir çocukla bir çizgi filme gidebiliriz; fakat aynı filmi sevgilimizle izlemek yerine onunla romantik bir aşk filmine gitmek daha doğru bir seçim olur. Veya çocuğumuza bir çocuk romanı hediye ederken, sevgilinize bir demet çiçek götürmek daha anlamlıdır.
Benimle ilgilen
Sevdiklerimiz, aynı zamanda sıcak bir dostluk ve ilgi isterler. Ne bir demet çiçek ne de bir başka hediye yalnız başına yeterli değildir. Ona eşlik edecek bir ilgi gerektir. Örneğin çocuğunuza bir top aldınız, fakat o neşeyle yanınıza geldiğinde ?Benim şimdi işim var kendine oynayacak bir başkasını bul? demek, bütün o güzel davranışın kıymetini yitirmesine nasıl yol açarsa. Sevgilimizle yediğimiz romantik bir akşam yemeğinde onun duymaktan hoşlanacağı övücü sözler söylemek, paylaştığımız o güzel atmosferde yalnız onunla ilgilenmek, onu can kulağıyla dinlemek, göz göze olmanın, el ele olmanın büyülü atmosferinde olduğumuzu onunla paylaşmak, o güzel atmosfere çok anlamlı renkler katar.
Ne olur beni kırma, incitme
Her nedense sevdiklerimizin, bizim her hareketimize karşı bizi daha çok anlayacağını, affedeceğini zannederiz. Bu bir ölçüde doğrudur. Çünkü sevginin gereğinde affedicilik ve anlayış var, fakat unutmayalım ki, seven gönüller aslında çok hassastır. Adeta sırçadan bir Çin vazosu gibidir. En küçük bir darbe onun çatlamasına sebep olabilir. Kırıp kırıp yapıştırma yolunu tutarsak, sonunda ilkinden çok farklı bir eser yaratmış oluruz. Ve bir gün gelir o gönlü artık tanıyamayız. Halbuki o farkın sebebiyizdir. Yaratıcısı biz olduğumuz halde, biz ilk halini sevmişizdir. Bütün bu değişimin sebebi de, davranışlarımızdaki kırıcı, incitici hareketlerimizdir. Eleştiriler doğru bile olsa hiç kimse eleştirilmekten hoşlanmaz. Dil ustaca kullanıldığında gönülleri sevgiyle doldururken, dikkatsizce konuşmalarımız sevdiklerimizi incitebilir. Tamir etmeyi kolay da zannetmeyelim. Dikkatli olup, saygıyı hep kendimize rehber alalım.
Bana destek ver
Sevgi destek ister. İki insan arasındaki sevgi öyle bir yapı ki iskambil kağıdından yapılmış çadır gibi, birbirini tutar. Biri kendini çekerse diğeri yıkılır. Tek başına dik durmak ise zor sanat. Belki de bizler iyisiyle kötüsüyle sevgi yolculuğunda pişmek için bir arada yaşıyoruz. Aslında herkes birbirine destek veriyor. Herkes biri birine hizmet ediyor. Bu sayede de dünyayı daha kolay yaşanır kılıyoruz. Birimizin hayrı birçok kişiyi ayakta tutuyor. Unutmayalım ki bizler birbirimize muhtacız. Yalnız olursak eksikli oluruz. Kadın erkeğe muhtaç, erkek de kadına muhtaçtır. Sevginin kanadıdır destek vermek. Adeta sizin tek kanadınızın yanına takacağınız bir ikinci kanat gibi. Yoksa sizi yücelere uçuracak bir çift kanattan mahrum kalırsınız. Tek kanatla uçamazsınız.
Beni koru
Destek vermek kadar önemli olan bir başka davranışta ?Korumak?. Herkes sevgi açı. Sevgi en güzel yiyecekten, en güzel içecekten daha büyük bir ihtiyaç. Bize yaşam enerjisi, bize taze candır. Korumadığımız bir sevgiyi kapacaklar mutlak çıkar. Sevginizin askeri olun. Onu daima koruyun. Yalnız koruma yapıyorum derken kıskançlığınızla onu boğmayın, onun özgürlüğünü köleliğe çevirmeye kalkmayın. Çünkü sevgi aynı zamanda özgürlüktür. Baskıya gelmez. Bir ürkek kuş misali özgürce uçmak ister. Hani bu dileyip de aldığımız ama alınca da kıymeti olmayanlar gibidir. Bana çiçek al diyerek aldığınız çiçek mi kıymetlidir yoksa hiçbir şey söylenmeden aldığınız çiçek mi?
Beni unutma ve ara
Sevginin bir göstergesi de aramak, sormak ve hiç unutmamaktır. Hayatta birçok rolleri peş peşe oynarız. Yaşam bir tiyatro sahnesi gibidir. Bizi birçok role yerleştirir. Fakat bu rollerin arasında kendimizi kaybedersek, zaman hızla akıp geçer. Ve zaman her şeyi eskitir. Buna sevgi de dahildir. Ne demiş eskiler ?Gözden ırak olan gönülden de ırak olur?. Şu halde sevginin zamanla eskimesine göz yummayalım. Düşünceyle onu besleyelim ve anmayı unutmayalım. Madem ki her şey düşünceden doğar şu halde sevgi de düşünceden doğar. Eylemle beslenir gelişir ve büyür.
Bana kızma, beni öv
Hepimiz insanız ve hatasız olmak için madem mektepteyiz, bizler de yanlış yapabiliriz. Hatasızlık Tanrı?ya özgü. Ama bizler de ne çok kızıyoruz değil mi? Arada sırada ?Ah! Şu sinirlerim tepeme çıkmasa.? demiyor musunuz? Burada en güzel yardımcı ? saygı, sabır, hoşgörü ve tolerans?. Kızdınız mı, sinirleriniz tepenize mi çıktı, derhal bir süre tanıyın kendinize ve sakinleşin önce. Hani zaman her şeyi eskitirdi ya, zaman sinirlerinizi de eski haline getirecek. Yüz metre koştuktan sonra kalbiniz hızla atarken onu normale getirmek için ne yaparsınız? Burada da dinlendirici bir şeyler yapın; müzik dinleyin, biraz dergi karıştırın ve sakinleşmek için kendinize bir süre tanıyın. Hemen tepki vermekten kaçının. Bu davranışınız sevdiğiniz için de bir zaman demektir. Sonra nasıl rahatladığınızı görecek ve belki de eskiden en zor hallettiğiniz konuların bir çırpıda çözülüverdiğini göreceksiniz. Övgü ise sizin en güçlü yardımcınız olacak. Halletmek istediğiniz konuda sevdiğinizin önce güzel yanlarını överek işe girişin. Övgüyü her fırsatta, gerçekleri aksettirmek üzere, kullanın. Gerçek değerleri övmekten sakın geri durmayın. Aranızdaki sevginin katmer katmer açmasını sağlayacaktır.
Beni şikayet etme, benden razı ol
Her motorun bir gücü vardır. Siz ne kadar gaz verirseniz verin o motorun gücü bir yerden sonra artmaz. Gönüllerdeki sevginin de bir gücü vardır. Sevginin motorlardan farkı, sevdikçe beslenmesi ve gücünün artmasıdır. Ama ani bir artma değildir bu. Zamanla ve beslendikçe artar. Saygı, övgü sevginin gıdasıdır. Sevginizi saygınızla, övgünüzle besleyin. Saydığınız kişinin elbet ki birçok değerinde buluşuyorsunuz demektir. Bazı değerlere sahip değilse bunun için şikâyet boştur. Çünkü o değerleri sevdiklerinizde göremediyseniz, onu eleştirmek yerine kendinize dönüp bakın. Şikayet ettiğinizde aslında kendinizdeki bir eksiklikten bunun kaynaklandığını göreceksiniz. Bu sayede kendinizi geliştirmek ve sevgi gücünüzü arttırmada yeni bir güç daha kazandığınızı fark edeceksiniz. Gerçek sevgi yolcuları, kendi eksiklerini görüp, o yönde kendilerini geliştirmek isterler. Ve olanı sevmeye özen gösterirler. Şikâyetiniz için daima kendinizi ele almaya çalışın. Çalışan başarır. Ve çalışan mutlak çalıştığının karşılığını alır. Üzerinde çalışmadığınızdan bir şey beklemek, boş bir saksıdan çiçek beklemek gibi ümitsiz bir bekleyiştir. Arpa ekip buğday biçemezsiniz. Suyu elinizde tutamazsınız, fakat bir emek verir suyu buz haline getirirseniz o zaman tutabildiğinizi göreceksiniz. Eken de, donduran da sizsiniz. Ama ektiğiniz buğday biçeceğinizde de buğdaydır, dondurduğunuz su da buz da özde H2O dur.
Beni hep sev fakat esir etme
Anne sevgisi her ortamda örnek bir sevgi olarak gösterilir. Çünkü anneler bağışlıyor, affediyor yine seviyor. En güzeli, örnek anne sevgisinde esir etme olmaz. Onlar evlatları gelişsin, öğrensin diye kendi duygularını bile yeri geldiğinde bastırırlar. Evlatları gelişsin, kendilerini yükseltsin, gelecekte sıkıntıdan uzak yaşasın diye eğitimlerinde, askerliklerinde, evliliklerinde onlardan uzak kalmaya hep katlanırlar. Sevgide uzak diye bir yer yoktur. Gerçek sevgi hürriyetin, özgürlüğün ta kendisi. Sevdiklerinizi özgür bırakın. Gitmek isterlerse gitsinler. Eğer geri dönmezlerse bilin ki onlar sizi hiç sevmemiştir, ama geri gelirlerse bilin ki hep seveceklerdir. Öyleyse birbirimize seçim serbestliğini vermeliyiz. Ve sevdiklerimizin akıl yönünden serbest olduklarını unutmayalım. Seven esir etmez, zincire vurmaz.
Elimi tut ve bana sarıl
Sevgi bir enerji, bir güç dedik. Gözden göze akıcılığı var, elden ele geçiciliği var. Üzerinde çalıştığımız her sevgiye bu fiziksel beraberlik de eşlik eder. Yüzler sevginizi aksettirir bir ayna misali ve beden ona eşlik eder. Korkmayın sevdiğinizden. Eğer seviyorsanız, gerçek seviyorsanız eliniz, diliniz, gözünüz hep sevgi kesilecektir. O enerji akmak için sizden yol isteyecektir. Eğer ona gem vurmaya kalkarsanız bu sefer sizi yakacak, eritecek, bitirecektir. Mutlaka ona bir kanal, bir yol açmalısınız, ki tüm çevrenizi sarsın, her yanınızı tat bürüsün.
Sevgide yaratma gücü, sevgide fedakârlık, sevgide vericilik var. Sevginin ücreti yok ve sevgi O?nun eseri, tek ana esas ve ana gaye. Öyleyse hep sevelim, sevmekten hiç üşenmeyelim...
Her şeyi sevmek için hala zamanınız var...
SEVGİ,düşüncenin ürünü,bizim gücümüz kuvvetimiz. Çünkü sevgi bir enerjidir. Ondan alacağımız bu güç, kuvvet hayatımızı güzelleştirir, yaşantımızı zenginleştirir. Bu dünyayı bizler için daha anlamlı kıldığı gibi özümüzdeki gerçeğe de uygun davranmış oluruz. Çünkü her insanın gönlünde SEV diye bir emir vardır. Yaşam o zaman anlamlıdır. Sevgi ile yaptıklarımızdan aldıklarımızı sevmeden yaptıklarımızla karşılaştırsak bu ayrımı hayatlarımızda çok net görebiliriz. Sevenler daha canlıdır, enerjiktir, sağlıklıdır, yaratıcıdır, huzurludur, neşelidir, mutludur. Onlar çevreleriyle daha olumlu ilişkiler kurar yaşamdan zevk alırlar, daha barışık Yaşarlar.Sevgi, insanı kuşatan sihirli ve büyüleyici bir mutluluktur....Sizlerde yaşayın... öykü.
YORUMLAR
Sevince, yalnızca sevdiğin için yaşamak istersin!. Yalnızca yanında olmak, yalnızca onun olmak, yalnızca onun zevk aldığıyla zevk alıp, sevmediğinden kaçmak istersin! Sevdiğin öylesine sarmıştır aklını, fikrini, ruhunu ki, her şey sana, onu hatırlatır; yanında iken bile onun içinde olmak istersin!… Yakınlık bile uzak gelir sana!… Sen kaybolursun, sende; sevdiğin kalır yalnızca, beyninde!.. Onun bakışıyla bakar, onun değerlendirmesiyle değerlendirir, onun diliyle konuşmaya başlarsın!. Gözün ondan başkasını görmez, kulağın ondan başkasını duymaz, elin ondan başkasına uzanmaz olur!.
Her an sana sahip olmasını; varlığının, tasarrufunun her an üzerinde olmasını, her an seni kucaklamasını istersin!… Bedensel yakınlık bile, korkunç uzaklık gibi gelir sana; ve onunla tek bir beden, tek bir ruh, tek bir şuur olmayı dilersin!.
Sevgi, fıtratın müsait ise, sevdiğinde yok edesiye yakar seni; ve gün gelir kaşında-gözünde, yüzünde-dilinde sevdiğini görürler de, “sen o olmuşun” derler!
Beğenen sahip olmak ister…
Seven ise sevdiğinde yok olur; feda eder her şeyi sevdiği uğruna !!! ÖYKÜ GÜLEN