- 1258 Okunma
- 18 Yorum
- 0 Beğeni
Avuç İçlerine Göm Yokluğumu
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
“Göz yaşlarım yokluğunu hecelerken,
Kalemim kekeme düşlerimin suskunluğunda kırılır.
Ahdım var sevgili ardına kadar sussa da düşlerim,
Varlığını yaşamadan ölmeyeceğim.”
Nefes almanın zor olduğu bir geceydi. Sırtımı dayadım soğuk duvarlara, yüzümü denize döndüm. Başımı eğmedim rüzgara bu kez, yüzünü özledim yar. Bitmeyecek bir eylülün son günü ve ben karanlıkta unutulmuş gibi duruyorum. Gece indi gözlerime, oramda buramda her yanımda zincir. İçimi döktüm zifir karanlıklara. Yağmur; saçlarımda oynayan, düşlerimde büyüyen bir kız çocuğuydu. Süzülüyordu hasretin sırılsıklam saçlarımdan. Her damlanın ilmiğinde ruhuma işledim adını. Saldım üzerine tüm sözcüklerimi, hepsi sana dokundu yar.
Bir rüzgar aldı götürdü güneşimi, böylesine tutkunken beyaz boğuldu gecede. Yüzümü aldım avuçlarımın arasına, bana yine karanlık yar.
Aynalara baktım özledim gülüşlerimi. Beni güzelleştiren onlardı sanki. Mum ışığında bir tütsü kokusu kaplarken evimi gölgen belirdi perdelerin ardında. Açtım penceremi geceye, perdemi kaldıran rüzgarımsın yar. Ey hayat, ey sevda… Tut elimi bana güç ver. Sokağımı kaplayan yalnızlık askerlerini dağıtalım, gel. Karlar, tütmeyen bacaları yakmadan bu karayazıyı kaldır üzerimden. Güle giden yollar hep dikenlidir yar acımasın yüreğin, yetişelim sevdaya.
Yorgun gözbebeklerine hüzün düşürme sakın, suskunluğumla ben yerleşeceğim sevdalı gözlerine. Yüreğimde yaktığın ateşleri söndürme mevsimsiz bir yağmurla. Yanlış dokunuşlarla sızlatma yaralarımı. Adımı koyma boş ver her neysem sende sev beni içinden. Kayıp suretleri çerçevele as duvarına, gülüşümü koy bir kenara. Tut elimi çok sevdim seni, çocukluğuna götür beni yar birlikte büyüyelim.
Hiçbir nehir denize kavuşturamasa da bizi, geçir parmaklarını ellerime hadi. Yüzünü dön ufka, saçlarım savrulurken rüzgarda, bir martı usulca gelmeli yanımıza. Sessiz bir düşle bakmalıyız masumluğuna.
Şehrine fırlattığım bakışlarımla dalgalansın düşlerinin hiç olmayan denizi. Elin kayıp gitsin ay’ın hilalinden. Serdiğim yıldızları çal gecelerden, kim bilir belki ellerimiz değer. Her yıldız yüreğimin kaçak özlemidir sevgili, yokluğumda sevdanı besle bulutsuz gecelerde.
Melekleri kıskandıracak kadar naif ve bir o kadar görünmez kanatlarım vardır benim. Buz gibi soğuk bir uçurum kenarında tek başıma ölüme hazırlanırım masumca. İki dudağının arasındadır ölüm sebebim. Sarfetme ne olur. Düşlerim batık bir gemi iken itme beni uçurumlara.
Adını ezbere aldığım yar; yokluğunu heceledim göz yaşlarıma, varlığının yangınlarını hiç bilmedim ki. Her sabah yüzümü yıkadım sahipsiz karanlıklarla, her sabah yüreğimi yokladım sevgili neredeydin ?
Hüzün taşıyan gemilerim batmak üzere, sevdalı müjdelerinle hafiflet yüklerimi. Kurtar beni. Bilirsin tek rengim var benim. Gece gözlerimin siyahındaki ışıklı cennetimle yetinmeyi bilir misin ? Söyle hadi, gülüşlerimizle ıslandığımız nice yağmur dansının ardından gökkuşağını hediye eder misin yar ?
Gül tenimdeki yaraları görünce acıma ne olur. Hayat hep vurdu bana, hem teni yaraladı hem gülü soldurdu hüzünlerim. Hiçbir şey istemem sen de acıma ne olur. Avuçlarının şifalı sularını getir bana, dudaklarımı dayayıp yudumlamalıyım. Tüm yaralarım kapandığında avuç içlerine uzanıp ölmeyi dileyecek kadar sende olmalıyım. Ve sen sevgili yokluğumu avuç içlerine gömecek kadar çok sevmelisin beni.
30/09/2007
Ayşegül TEZCAN
YORUMLAR
Herkesi farklı bir yerinden yakalayan ifadeleriniz içinde beni en çok etkileyeni seçtim ben de.Yarın okuyacağım öğrencilerime yazınızı.Ve soracağım ;sizce şiir mi nesir mi daha güzel bir yazın türü diye.Şiir olsa bu kadar güzel olmazdı demek geliyor içimden.
"Melekleri kıskandıracak kadar naif ve bir o kadar görünmez kanatlarım vardır benim. Buz gibi soğuk bir uçurum kenarında tek başıma ölüme hazırlanırım masumca. İki dudağının arasındadır ölüm sebebim. Sarfetme ne olur. Düşlerim batık bir gemi iken itme beni uçurumlara."
"Hüzün taşıyan gemilerim batmak üzere, sevdalı müjdelerinle hafiflet yüklerimi. Kurtar beni. Bilirsin tek rengim var benim. Gece gözlerimin siyahındaki ışıklı cennetimle yetinmeyi bilir misin ? Söyle hadi, gülüşlerimizle ıslandığımız nice yağmur dansının ardından gökkuşağını hediye eder misin yar ?"
Severek gönül vererek okuduğum yazılarınızın müptelası ben siz yazın ve bizler okuyalım bu zarif,bu güzel yüreği ve kalemi diyorum...Kutluyorum sevgiyle.
Hüzün taşıyan gemilerim batmak üzere, sevdalı müjdelerinle hafiflet yüklerimi. Kurtar beni. Bilirsin tek rengim var benim. Gece gözlerimin siyahındaki ışıklı cennetimle yetinmeyi bilir misin ? Söyle hadi, gülüşlerimizle ıslandığımız nice yağmur dansının ardından gökkuşağını hediye eder misin yar ?
.....
yazılarınızın müdavimi oldum inanın, öyle candan, öyle benden anlatıyorsunuz ki ben susayım siz yazım diyesim geliyor... dokundu sol yanıma yine, yüreğinize sağlık...
Gül tenimdeki yaraları görünce acıma ne olur. Hayat hep vurdu bana, hem teni yaraladı hem gülü soldurdu hüzünlerim. Hiçbir şey istemem sen de acıma ne olur. Avuçlarının şifalı sularını getir bana, dudaklarımı dayayıp yudumlamalıyım. Tüm yaralarım kapandığında avuç içlerine uzanıp ölmeyi dileyecek kadar sende olmalıyım. Ve sen sevgili yokluğumu avuç içlerine gömecek kadar çok sevmelisin beni.
.......................
Güle kelebek konar, kıraç topraklarımızda yaşam türküleri yazarken. Yüreğimizi yoklayan asil sevdaların köpüklü denizlerinde gecikmiş bir mutluluk biletidir avucumuzda sıkıştırdığımız. Ter düşer gecemize, tuzludur ağıtlaımız ve çığlıklarla yine yaşama ekeriz yüreğimizin sözcüklerini. Bütün yangınların közünde serüvenler saklıdır, bunun için ıslaktır her gece kirpiklerimiz...
Tebriklerimle şaire...