Giyindin mi?
13/4/2010 ·
Gökyüzü maviydi. Ada vapurunun ardında ki martılar da çocuklar gibi şendi.
- Hadi çıkıyoruz. Hala hazırlanmadın mı?
- Tamam. Az kaldı. Giyinip geliyorum.
Son kez aynanın karşısında boy göstermeye karar verdi. Boy aynasının karşısına geçerek olduğu yerde dönüverdi. Bir an süslü püslü olduğunu hissetti. Öyle olmasının da sakıncalı olmadığını anladı. Karşısındakine umut vermeleri gerekiyordu. Etkili olması gerektiğini ve etkisi altına almasını öğrenmişti. Çok geçmedi ki dudaklar aralarını verdi. Ortaya çıkma ve gösteriye başlama zamanı geliverdi.
- Giyinemedin gitti!
- Tamam. Tamam.
Karşısında duranın gözlerinden değil de beyninden zekâ fışkırıyordu. Leb demeden leblebi olduğunu anlıyordu. Kendisini zor bir sınavdayken, masasında duran su şişesi gibi, yapay hissetti. Her nedense karşısındakinin de yapay zekâya sahip olabileceğini sandı. Tur rehberi olmaya karar verdi. Lafı dönüp dolaştırması gerekiyordu. Şimdi diyerek başlayan cümlelerin de hayranı oluyordu. Ama zaman da daralıyordu.
- Giyindiğin halde, neden çıkmıyorsun?
- Renk uyumuna bakıyorum.
Uyum konusunda sıkıntılar yaşadığını sanıyordu. Sanmakta da haksız olmadığına karar verdi. Soruyu soranın karşısında, dünyadan bir haber yaşadığını anlamıyordu. Olsundu. Zaten ciddi olan şeyleri sevmiyordu. Soru soranla vakit geçiriyor olması ona yetiyordu. Mutluluk çemberi ilk defa dönüyordu. Bu yüzden de neşeliydi. Ta ki soru soranın dudaklarından dökülen, ben birazdan gelirim cümlesini duyana kadar, neşesi devam etti. Ardından da boşlukta olduğunu anladı.
- Şunu ağlatmadan giydiremiyor musun?
- Suçlu ben mi oldum?
- Evet. Suçlu sensin.
- Peki. Bir dahaki ne sen giydirirsin?
- Neden?
- Ben giydirince kalın olduğu söyleniyor da ondan!
Moda günlerinin podyumuyum. Günler bitse bile ben halen oradayım. Sessiz ve ortadayım.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.