- 833 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Risale-i Nur N E D İ R ???
Risale-i Nurlar hakkında sürdürülen seviyesiz bir karalama propagandasından menfi olarak etkilenen bir dosta yazmış olduğum yazıdır.
Kabul etsekte etmesekte; Risale-i Nurlar ülkemizin göz ardı edilemez önemli bir gerçeği olduğu için dolaylı veya dolaysız her Türk vatandaşını ilgilendirebileceğine inandığım için konu üzerinde bilgim ve ilgim doğrultusunda mümkün mertebe tarafsız bir yazı yazma ihtiyacı his ettim.
İlgi duyan dostlar okuma zahmetinde bulunu ise sevinirim.
Değerli Dostum.
Bilgileriniz doğrultusunda düşüncelerinizde elbette haklısınız veya en azından kendi kanaatinizce haklı sayılabilirsiniz.
Amma şunu da takdir edersiniz ki hiç bir şey kimsenin şahsi bilgisi ile sınırlı ve tek açıdan bakılarak verdiği karala bağımlı değildir.
Hikmetini bilmediğimiz şeyler hakkında vereceğimiz her hüküm yanış olmasa da hatadan hali değildir.
Sonra burada Risale-i Nurlara şiddetle saldıran ve aşağılayan bir takım insanlar var. Okuduğunuz yazım onların bu seviyesiz ve haksız saldırıları karşısında yazılmış bir savunma yazısıdır.
Hiç bir İslam âlimi bir diğerini yok saymaz ve sayamaz.
Her âlim ilim ve marifetini, feyiz ve kemalatını kendilerinden önceki hocalarına ve fazilet kaynağı büyüklerine borçludur.
İşte Bediüzzaman Said Nursi’nin Risale-i nurlarda geçen bir sözü. "İmam rabbani Hz. Hindistan’da gelmiş deseler, yayan olarak ziyaretine gider elini öper duasını alırım".
Cemaatlerin veya cemaat müntesiplerinin hata veya yanlışları yahut dışarıdan hata veya yanlış gibi görünen stratejileri ile Kuranın muasır tefsirleri karalanamaz.
Onlardan istifade yolları tıkanamaz.
Risale-i Nurlardan bilgisini geliştirmek isteyenler, ille de bir cemaat mensubu olmaları gerekmez.
Birilerinden emir ve talimat almalarına ihtiyaç yoktur.
Fakat en basit bir ders kitabının bile konusunda uzaman bir öğretici ve danışmanı olduğu tezinden hareket edersek,
Dilin kasden hızla erozyona tabi tutulduğu bir zamanda,
Yine dini değerlerin fazla itibar görmediği, hatta toplum nezdinde gericilik ve yobazlık olarak mahkûm edildiği, dindarlardan vebalı gibi sakınılıp kaçınıldığı, devlet tarafından potansiyel suçlu ilan edilip kamusal alandan tecrit edildiği bir ülkede; elli yüz sene önce, zor ve ilkel şartlarda,
Takip ve baskı altında yazılmış,
Toplumun elit geçinen seçkinler tarafından şiddetli red edilip, baskı ve saldırıya maruz kalmakla savunmasız kalan inancın,
Asrın inkârcı mantığını ikna ihtiyacından kaynaklanan, kategorisi çok net olarak belirlenemeyen (Fıkıh, Tefsir, Kelam, Siyer, hadis, tefsir) kapsamlı, kapasiteli ve de İDDİALI bir külliyatı bir kişinin;
iş veya meslek hayatından arta kalan zamanını hobi olarak değerlendirmek için yapacağı çalışma ile istenilen sonucu alabileceğine de inanamıyorum.
Fakat bütün bu menfi şartlar altında Risale-i nurlar Türkiye’de ve bütün dünyada hak ettiği ilgiyi gördü ve bu ilgi her geçen gün biraz daha artarak devam ediyor.
Tabi evin öküzü ev sahibine devamlı buzağı görünür.
Gerçek manada ıslahatçı hiçbir âlim yaşamış olduğu zamanın statükocuları tarafından tanınmak istenmemiş.
Tanınmasına fırsat verilmemiş.
Amma güneş balçıkla sıvanmaz kaidesi ile onların muhalefetleri güneşlerin doğmasını engelleyememiş. Sadece yükselişini biraz geciktirmiştir.
Oda, yeni mesajlar veren yeni zihniyeti anlayabilecek kabul edebilecek statükonun dar mantığından rahatsız olan bir neslin gelmesini beklemiştir.
İşte hem ülkemizde hem dünyada, evrensel ve çağdaş düşünen bir nesil Risale-i nurları asrın mantık ihtiyacı doğrultusunda anlayıp Allah’ın insanlığa takdir ettiği son din olan İslam,
Son kitap olan Kur-an ve son peygamber olan Hz. Muhammed’in (Asv.) mesajını evrensel bir platforma taşıyıp;
İslam dinini Arap veya Türk geleneği olmanın dar sınırlarından kurtarıyor.
Çünki Bediüzzaman Said Nursi
“ AKLIN NURU FÜNUN-İ MEDENİYE, KALBİN ZİYASI ULUM-İ DİNİYEDİR.”
Derken,
Aklını fen ilimlerine kapatmış olan klasik ve gelenekçi İslam anlayışına,
Kalbine imanın fazilet ve mutluluk kaynağı olan İMAN VE İBADETİ YASAKLAMIŞ OLAN materyalist mantığa angaje olmuş fen otoritelerine insanlığın dünya saadetinin, ahiret selametinin iman ve ibadette olduğunun mesajını vermiştir.
Hayatı yaşamanın anlamının, Allah’a ve ahrete iman ile mümkün olacağının altını çizmiş,
İmansız ve ibadetsiz bir hayatın hiçbir anlamı olmayan sonu sıfır dramatik bir sahneden başka bir şey olmadığını Kur-an delilleri ile aklın nazarına sunup; aklı her şey sayan zihniyeti AKLLI VE MANTIKLI DÜŞÜNMEYE VE DAVRANMAYA MECBURİYET NOKTASINDA davet etmiştir.
Değerli kardeşim.
Tıp alanında bile her asrı tehdit eden farklı bir hastalık olduğu gibi inancı da hehdit eden asri düşünce sapmaları vardır ve olacaktır. Gelişen dünya ve değişen mantık bunu kaçınılmaz kılıyor. Yeni derde yeni deva olduğu gibi ( eczaneden.)
Yeni fitne, inkar, isyan, itirazlarada; ana kaynaktan bağımsız olmamak kaydı ile yeni tez ve yeni söylemler lazımdır.
Her asır kendi İmam-ı Rabbanilerini, İmam Gazzalilerini, Mevlana Celaleddinlerini, Mevlana Halidlerini Vs. lerini yetiştirmek zorundadır.
Yani her mevsim arz toprağında kendi meyvesini yetiştirir.
İşte Bediüzzaman ve Risle-i nur külliyatı da eczahene-i Kur-aniyeden bu asrın inkar ve ilhad derdine özel bir şifa kaynağıdır.
Merhum vatan şairimiz M.Akif ERSOY’un dediği gibi,
“DİREK KUR-ANDAN ALIP İLHAMI,
ASRIN İDRAKİNE SÖYLETMELİYİZ İSLAMI”
Sözünün güzel bir örneği olduğuna inanıyorum.
Bütün bunlar âcizane, benim düşünce ve kanaatlerimdir.
Kimseyi bağlamayacağı gibi kimsenin de kabul etmek gibi bir mecburiyeti yoktur.
Fakat ben Müslümanlar şunu da söylemeden edemeyeceğim.
Yüce Rabbimiz dünya ve ahret hayatımızın mutluluk ve saadet kaynağı kutsal kitabımız olan kur-anımızda;
“Ey iman edenler! Eğer fasıkın biri size bir haber getirirsen onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa sataşırsınız da sonra yaptığınızdan pişman olursunuz. 49/6 diyor.
Dinimiz hakkında ulu orta lehte,
Seviyesiz ve haksızca aleyhte yazılan yazıları esas kaynak veya dinde Rasih ( ehliyetli, güvenilir, ehliyet ve güvenini de mal ve makam temini için almış olduğu diplomasında değil, inanların gönül mektebi vicdan mühürlü diplomasından alan ) âlimlerin referansını almadan kabul etmemeliyiz.
Kur-ani bir tabir olan ilimde Rasih olanlar dikkate alınmalı sözlerine itibar edilmeli, onlar takip ve taklit edilmeli, diyorum.
Duyarlılığınızdan dolayı tebrik ederim.
Sevgi ve Saygılarımla.
YORUMLAR
rdemir'e cevaptı.
BÜYÜK HARFLER CEVABİ YAZIDIR.
HİÇ BİR İSLAM ÂLİMİ BİR DİĞERİNİ YOK SAYMAZ VE SAYAMAZ.
HER ÂLİM, İLİM VE MARİFETİNİ, FEYİZ VE KEMALATINI KENDİLERİNDEN ÖNCEKİ HOCALARINA VE FAZİLET KAYNAĞI BÜYÜKLERİNE BORÇLUDUR.
İŞTE BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ’NİN RİSALE-İ NURLARDA GEÇEN BİR SÖZÜ. 'İMAM RABBANİ HZ. HİNDİSTAN’DA GELMİŞ DESELER, YAYAN OLARAK ZİYARETİNE GİDER ELİNİ ÖPER DUASINI ALIRIM'.
CEMAATLERİN VEYA CEMAAT MÜNTESİPLERİNİN HATA VEYA YANLIŞLARI YAHUT DIŞARIDAN HATA VEYA YANLIŞ GİBİ GÖRÜNEN STRATEJİLERİ İLE KURANIN MUASIR TEFSİRLERİ KARALANAMAZ.
ONLARDAN İSTİFADE YOLLARI TIKANAMAZ.
RİSALE-İ NURLARDAN BİLGİSİNİ GELİŞTİRMEK İSTEYENLER, İLLE DE BİR CEMAAT MENSUBU OLMALARI GEREKMEZ.
BİRİLERİNDEN EMİR VE TALİMAT ALMALARINA İHTİYAÇ YOKTUR.
lakin birkaç noktaya itiraz etmek ve bu konulardaki fikirlerinizi de almak istiyorum. Bir insan haklı ise ona neden karışılır?
Haklısınız diyorsunuz ve devamında yanlış düşündüğünü ima ediyorsunuz.
FİKRİNDE SAMİMİ OLAN HERKES HAKLI DÜŞÜNCESİNDE, HAKILDIR, ONUN HAKLI OLMASI SADECE KENDİSİNİ BAĞLAR.
HAKLI OLDUĞUNA İNANDIĞI FİKRİNİ TOPLUMLA PAYLAŞTIĞI ZAMAN O ÖZELİNE AİT OLAN HAKLILIĞINI KAYBEDER, O ZAMAN TOPLUMUN ÜZERİNDE MUTABAKAT SAĞLAYABİLECEĞİ BİR HAK ORTAYA ÇIKAR ZATEN YAZIMDA DA BUNA TEMAS ETMİŞİM. SONRA HERKES UZANMALIK DALINDA KONUŞMALI YOKSA BAŞKALARINDAN DUYDUĞU SÖZLER VEYA VİTRİNDEN SEYRCİ KANAATİ İLE HÜKÜM VERMEMELİ.
“DEĞERLİ DOSTUM.
BİLGİLERİNİZ DOĞRULTUSUNDA DÜŞÜNCELERİNİZDE ELBETTE HAKLISINIZ VEYA EN AZINDAN KENDİ KANAATİNİZCE HAKLI SAYILABİLİRSİNİZ.
AMMA ŞUNU DA TAKDİR EDERSİNİZ Kİ HİÇ BİR ŞEY KİMSENİN ŞAHSİ BİLGİSİ İLE SINIRLI VE TEK AÇIDAN BAKILARAK VERDİĞİ KARALA BAĞIMLI DEĞİLDİR.
HİKMETİNİ BİLMEDİĞİMİZ ŞEYLER HAKKINDA VERECEĞİMİZ HER HÜKÜM YANIŞ OLMASA DA HATADAN HALİ DEĞİLDİR.”
İkinci olarak, 'Hiç bir İslam âlimi bir diğerini yok saymaz ve sayamaz. ' bu durumda ya Said Nursi alim değil ya da onu tenkit eden tekzip eden 'Anzaklar Meselesinde olduğu gibi' birçok alim dediğimiz kişiler alim değil.
BİR ALİM HER KONUDA İSABETLİ OLMAYA BİLİR.
İCTİHATTA BİLE TEK HÜKÜM YOKTUR, ALİMLERİN VAZİFESİ TOPLUMLARIN HATA, YANLIŞ VE İÇİNDE BULUNMUŞ OLDUKLARI SOSYAL VE SİYASAL SIKINTILARDAN KURTARILMALARI ADINA İKAZ ETMEK VEYA SIKINTININ EN AZ ZARAR İLE BERTARAF EDİLEBİLMESİ İÇİN YOLLAR ARAMAKTIR. BENCE BURADA DA YANILIYORSUNUZ, HER İKİSİ DE ALİMDİR.
HER ALİMİN İLLE DE BİRBİRİNİ KABUL ETMESİ GEREKMEZ.
EFENDİMİZ İHTİLAF-İ ÜMMETİ RAHMETİ,
DİĞER BİR HADİSİ ŞERİFİNDE İHTİLAFİ ESHABİ RAHMETİ DİYEREK, İSLAM İÇİNDE ÇOK SESLİLİĞE YEŞİL IŞIK YAKMIŞTIR. FAKAT ESASAT-İ DİMİVE VE ZARURAT DİNİYE ÜZERİNDE ( İTİKAT KONULARINDA ) İHTİLAF OLMAZ YOKSA FIKIH, İÇTİMAİYAT, FURUAT SOAYAL VE SİYASAL KONULARDA SABİTE YOKTUR, ZAMANA, MEKANA, MUHATABA, SEBEBE GÖRE HÜKÜM DEĞİŞİR. İTİKADIN DIŞINDA HERKES AYNI HÜKMÜN MUHATABI DEĞİLDİR. İSLAM’IN EHLİSÜNNET ULEMASI İTİKAT AÇISINDAN BİR BİRİNİ KABUL EDER İÇTİMAİYAT, HİZMET, FAZİLET VE KEMALAT ADINA DA BİR BİRİ İLE KIYASIYA YARIŞIR.
Hatta bu alimler birbirlerini küfürle dahi itham edebilir.
İddianıza!
İSLAM’IN EHLİ SÜNNET ULEMASI BİR BİRİNİ İTİKAD ALANINDA TEKFİR ETMEZ, HİZMET ADINA VE SADECE KENDİ İDDİALARINI RED ETTİKLERİNİ İZAH BABINDA TEKFİR EDERLER. YOKSA ALLAH’A, RESULÜNE, AHRETE USUL-İ DİN DEDİĞİMİZ AMENTU VE ŞERHİNDE HATA VE KUSURU OLMAYANA EHLİ KÜFÜR DEĞİL FIRKA-İ DALLE BİLE DEMEZLER. HA EHLİ SÜNNET İTİKADININ DIŞINA ÇIKMIŞ USUL-İ DİNİYE DE SAPKIN İDDİALARDA BULUNMUŞ OLAN ZATEN KÜFÜR ÜZRE OLUR.
İMAN İBADETLE DEĞİL İTİKAT İLE TESBİT EDİLİR.
Hallac-ı mansur'da Muhiyeddin-i Arabî'de olduğu gibi.
HALC-U MANSUR, İBNİ ARABİ VE BENZERİ TASAVVUF MÜRŞİTLERİMİZ İNANÇLARINDAN DEĞİL SEKR HALİ OLAN ŞERAİTE MUHALİF MANALAR TAŞIYAN ÖZEL HAL ENLİNE HAS İDDİALARINDA DOLAYI ŞERİAT KILICI İLE TECZİYE EDİLMİŞ OLMALARINA RAĞMEN HAKLARINDA BİR KARALAMA KAMPANYASI OLUŞTURULMAMIŞTIR.
VAHDET-ÜL VUCUT VE VAHDETİŞŞUHUD OLAN MESLEK VE MEŞREPLERİ HUSUSİ BİR HAL OLUP AVAM-I MÜMİNİN İÇİN FEVKALADE TEHLİKELİ VE HAL EHLİ OLMAYAN İÇİN İSE İNSANI KAFİR RTMRYR YETECEK BİR TEHLİKE KAYNAĞIDIR. İBNİ ARABİ HZ.LERİ ZATEN HALİMİZE MUTTALİ OLMAYANLAR KİTAPLARIMIZ OKUMASIN DİYE İKAZ VE İRŞADI DA VARDIR.
Üçüncüsü buradaki -Her asır kendi İmam-ı Rabbanilerini, İmam Gazzalilerini, Mevlana Celaleddinlerini, Mevlana Halidlerini Vs. lerini yetiştirmek zorundadır. - kastınızı anlamak isterim.
DEĞERLİ KARDEŞİM.
BU SORUNUN CEVABI YAZIMIN İÇİNDE VAR.
İŞTE CEVABI OLDUĞU GİBİ KOPYALIYORUM.
“DEĞERLİ KARDEŞİM.
TIP ALANINDA BİLE HER ASRI TEHDİT EDEN FARKLI BİR HASTALIK OLDUĞU GİBİ İNANCI DA HEHDİT EDEN ASRİ DÜŞÜNCE SAPMALARI VARDIR VE OLACAKTIR. GELİŞEN DÜNYA VE DEĞİŞEN MANTIK BUNU KAÇINILMAZ KILIYOR. YENİ DERDE YENİ DEVA OLDUĞU GİBİ ( ECZANEDEN.)
YENİ FİTNE, İNKAR, İSYAN, İTİRAZLARADA; ANA KAYNAKTAN BAĞIMSIZ OLMAMAK KAYDI İLE YENİ TEZ VE YENİ SÖYLEMLER LAZIMDIR.
HER ASIR KENDİ İMAM-I RABBANİLERİNİ, İMAM GAZZALİLERİNİ, MEVLANA CELALEDDİNLERİNİ, MEVLANA HALİDLERİNİ VS. LERİNİ YETİŞTİRMEK ZORUNDADIR.
YANİ HER MEVSİM ARZ TOPRAĞINDA KENDİ MEYVESİNİ YETİŞTİRİR.
İŞTE BEDİÜZZAMAN VE RİSLE-İ NUR KÜLLİYATI DA ECZAHENE-İ KUR-ANİYEDEN BU ASRIN İNKAR VE İLHAD DERDİNE ÖZEL BİR ŞİFA KAYNAĞIDIR.
MERHUM VATAN ŞAİRİMİZ M.AKİF ERSOY’UN DEDİĞİ GİBİ,”
BİR MİSAL DAHA;
TIP ALANINDA ŞİMDİ BÜTÜN DİKKATLER KANSER VE ONA İLAÇ BULMA ÇALIŞMALARI VE BU ÇALIŞMALARI CAN VE BAŞ İLE YAPAN BİLİM ADAMLARI ÜZERİNE ODAKLANMIŞ VE ONLARDAN GELECEK OLAN HABERE KİLİTLENMİŞ. AMMA İNSANLIK KANSER ADINA MÜJDE BEKLERKEN, VEBA, VEREM VS. İLAÇLAR GEREKSİZ DENİLEMEZ. ONLAR ZATEN BULUNMUŞ İLAÇLARDIR, İNSANLIĞIN İHTİYACI ANINDA ECZA DEPOLARINDAN ALINIP İHTİYAÇ SAHİPLERİNE DAĞITILIR. İNSANLIK ONLARIN MUCİTLERİNE KIYAMETE KADAR MİNNETTARDIR.
İSLAM DİNİ ADINA ÖNEMLİ İDDİALARDA BULUNAN ALİMLER DE YAŞADIKLARI GÜNÜN PROBLEMLERİNİ ÇÖZMEK, YAKIN GELECEK ADINA TEHLİKELERİ SEZME VE TEDBİR ALMA SORUMLULUĞU TAŞIYAN MÜSTESNA İNSANLARDIR. BUNLARIN DİNİ LİTERATÜRDE ÖZEL ADLARI VARDIR, ONLARA GİRMEYE GEREK GÖRMÜYORUM.
İŞTE HER ASIR KENDİ İMAM-I RABBANİSİNİ, GAZZLİSİNİ (RA.EC.) YETİŞTİRİ DEMEMİN MAKSADI DA BUDUR. KOLAY ANLAŞILMASI İÇİN HERKESİN RAHATLIK İLE ANLAYABİLECEĞİ AŞAĞIDAKİ ÖRNEĞİ VERDİM.
“YANİ HER MEVSİM ARZ TOPRAĞINDA KENDİ MEYVESİNİ YETİŞTİRİR.”
TOPRAK BİLE YAZA YAZLIK KİŞA KIŞLIK FARKLI MAHSULAT VERİYOR İSE KIYAMETE KADAR İNSANLIĞIN SON VE TEK DİNİ OLAN İSLAMİYET HER ASRIN KARANLIK ZİHNİYETİNİ AYDINLATACAK KUR-ANDAN YENİ LAMBA YAKMAYACAKMI?
Eğer ki kasıt müceddidlik ise, bana Mevlana'nın neden müceddid olduğunu müceddidlik vasıflarını da gözönünde bulundurarak söyleyebilir misin?
BAK MÜCEDDİTLİK MESELESİNE GİRMEYECEKTİM.
AMMA BÜTÜN MÜCEDDİTLER; DİNİN DİN OLMA ÖZELLİĞİNDEN UZAKLAŞIP ULEMANIN TİCARET METAI OLUNCA GELİR VE GELENEKSEL GÖRÜŞ, HAKİM ZİHNİYET İLE MÜCADELESİNİ VERİR VE MUVAFFAK OLUR. MEVLANA HZ. LERİ ŞEMS İLE TANIŞTIKTAN SONRA MEDRESEDEKİ KİTAPLARI MEDRESENİN HAVUZUNA DÖKTÜĞÜ FİLMLERE BİLE KONU OLMUŞTUR.
Bu vasıflar ışığında incelendiğinde Said Nursi de müceddid olmuyor ki ben de aynı kanaatteyim.
SAİD NURSİ VEYA HERHANGİ BİR İSLAM ALİMİNE MÜCEDDİT DİYEN DİN AÇISINDAN BİR ZARAR GÖRMEDİĞİ GİBİ, DEĞİLDİR DİYENDE BİR ŞEY KAZANMAZ.
RİSALET İDDİA MAKAMIDIR, VELAYET İSNAT.
BİR PEYGAMBER GELDİĞİNDE ÇIKIP BEN ALLAH’IN PEYGAMBERİYİM HERKES BENİ TASDİK ETMEK ZORUNDADIR. BANA UYMAYANLAR CEHENNEMLİKTİR DER.
BİR İNSAN ALLAH NEZDİNDE MAKBULİYET KAZANINCA Kİ BUNA VELAYET DERİZ.
BAŞTA KENDİSİ BİLE BİLMEZ. ÇEVREDEKİ İNSANLAR ONUN HAL, TAVIR, İLİM, FAZİLET VE KEMALATINA BAKAR VE VELİ OLDUĞU HAKKINDA TOPLUM DA GELEN BİR KANAAT HASIL OLUR VE İNSANLAR ONUN BU DEĞERLERİNDEN İSTİFADE ETMEK İÇİN ETRAFINDA TOPLANIR VE ONU BU DEĞERLERE ULAŞTIRAN SEBEPLERİ TEKLİDE BAŞLAR VE BU İNSAN DA DEĞERLİ DOSTLAR BEN DE SİZİN GİBİ BİR İNSANIN HATTA BASİT BİR İNSANIM DİYE KENDİSİNE TEVDİ EDİLEN MAKAMI RED EDER.
BİR VELİ İSTER MÜCEDDİT, İSTER MÜÇTEHİT, İSTER ĞAVS, İSTER KUTUP, MAKAM VE MANSIBI NE OLUR İSE OLSUN HERKES TARAFINDAN KABUL EDİLMEK VE TASDİK EDİLMEK ZORUNDA DEĞİLDİR. BUNA ĞAVS-I AZAM ABDULKADİE GEYLANİ, ŞAH-I NAKŞİBENDİ HATTA İMAM-I AZAM VE İMAM MUHAMMED İDRİS EŞ-ŞAFİ-İ DE DAHİL EDİLEBİLİR.
'Gerçek manada ıslahatçı hiçbir âlim yaşamış olduğu zamanın statükocuları tarafından tanınmak istenmemiş.' bir de bu konu var tabi. Söylediğinizdeki haklılık tartışılabilir, hatta bu teze uymayan birçok alim de sıralanabilir lakin bu tezinizde de bilerek yahut bilmeyerek Said Nursi'yi öveyim derken bugün şakşakşak diye alkışlanan ve hatta Said Nursi'nin kendisini bile, alim olmamakla itham ediyorsunuz.
BU İDDİAYI NERDEN ÇIKARDIĞINIZI ANLAMIŞ DEĞİLİM.
Alimlik ve velilik ince konulardır deriz hep ama konuşmadan ve tartışmadan hatta tenkit ve tekzib etmeden de hiçbir yere varamayız.
TARTIŞMALAR EHİL VE MÜNSİF İNSANLAR ARSINDA OLMALI. MESLEK DIŞI CAHİLLER VEYA KONU İLE UZAKTAN YAKINDAN ALAKASI OLMAYANLAR (ihtisas adına her meslek mütehasıslarından, uzmanlarından sorulur.)İTİDALİNİ KAYBETMİŞ RAKİBANE, HASIMANE DAVRANANLAR TARTIŞMANIN TARAFI OLUR İSE BU TARTIŞMADAN ÇOK KARMAŞA OLUR.
ALLAH'ı dahi sorgulamadan kabullenenin imanı sallantıdadır diye düşünüyorum.
EVET, BEN İMANI İNSANI ÖZGÜR AKLIN TESBİTİ İLE YİNE ÖZGÜR İRADESİNİN TASDİKİ OLARAK KABUL EDERİM.
YOKSA DİĞERİ SADECE BİR GELENEKTEN İBARETTİR.
TABİ BU ÖZGÜR AKIL VE ÖZGÜR İRADE İMAN GİBİ DÜNYA VE AHRETİNİ DOĞRUDAN İLGİLENDİREN ÇOK ÖNEMLİ BİR KONUDA TERCİHİNİ YÖNLENDİRECEK KARARKINI VERİRKEN ELBETTE GEÇMİŞİN ÜZERİNDE İTTİFAK ETMİŞ OLDUĞU ÂLİMLERİN ESER VE İDDİALARI VE ONLARIN DEĞERLERİ İLE TENAKUZA DÜŞMEMİŞ İSLAM ÂLİMLERİNİN REHBERLİĞİNDE OLMALI.
BİR HASTA İLAÇ TERCİHİNDE BAĞIMLI KULLANIMINDA ÖZGÜR OLDUĞU GİBİ!
İSLAM LİTERATÜRÜNDE MUKALLİD SINIFINI OLUŞTURAN HALK TERCİHLERİNDE DEĞİL TATBİKLERİNDE ÖZGÜRDÜR.
BİR KİŞİNİN İTİKAD KONUSUNDA ÖZGÜR OLABİLMESİ İÇİN,
EBU MANSUR EL-MATÜRİDÎ VEYA EBUL HASAN EL EŞARİ KADAR UZMAN OLMALI,
İBADET VE ŞERAİTTE DE ÖZGÜRLÜK İSE İMAM NUMAN BİSSABİ EBU HANİFE, MUHAMMED İDRİS EŞŞAFİ-İ, İMAM AHMED BİN HANBEL VEYA İMAM MALİK KADAR BİLGİLİ VE İDDİALI OLMALI.
DEĞİLSE ONLARI TAKİP EDİP KENDİSİNİ BU BÜYÜK SORUMLULUKTAN KURTARMAK İÇİN BİR ÖMÜR VERMİŞ OLAN BU MÜMTAZ VE MÜSTESNA ŞAHSİYETLERE MİNNET İLE METEŞEKKİR OLMALI VE RAHMETLE YAD ETMELİ.
Bunu neden mi söyledim? 'Hikmetini bilmediğimiz şeyler hakkında vereceğimiz her hüküm yanış olmasa da hatadan hali değildir. ' demişsiniz de ondan. Doğru öyle bir tane değildir. Gösterilecek delillere bakar. ALLAH bu yüzden azab ve mükafattan önce sual ediyor. Adil olsun diye Hak olsun diye. Bu yüzden de 'Kan abdesti bozar' diyen İmam Ebu Hanife de 'Bozmaz' diyan İmam-I Şafiî de haklıdır.
İÇTİHAT İBADETTİR, SAMİMİ İÇTİHAD EDEN HATALI BİLE OLSA SEVAP KAZANIR.
Tıpkı bunun gibi delili varsa Said Nursi alim değildir diyen de demeyen de haklıdır.
YOK ÂLİM DEĞİLDİR DİYEN DOĞRU SÖYLEMEZ. VELİ DEĞİLDİR DİYEN DOĞRU SÖYLEMİŞ OLABİLİR. HERKES BİLDİĞİNİN ALİMİ BİLMEDİĞİNİN TALİBİDİR. İLMİN SONU YOK Kİ HERHANGİ BİR KİMSE BEN MUTLAK ALİMİM DESİN. İLİMDE PEYGAMBER HADİS VE ÖVGÜSÜNE MAZHAR OLMUŞ OLAN HZ. BİLE “BİLMEDİKLERİMİ AYAĞIMIN ALTINA KOYABİLSEYDİM BAŞIM GÖĞE DEĞERDİ” DEDİKTEN SONRA BEN HER ŞEYİ BİLİRİM VEYA BENİM HER SÖYLEDİĞİM MUTLAK DORUDUR DİYENDEN DAHA YANLIŞ BİR SÖZ KULLANAN OLABİLİR Mİ?
Saygılar sunarım. Dil yapısı ve imla hataları da çok yoruyor insanı okurken.
DOĞRUDUR BİR YAZIYI YAZIYORUM ON DEFA BİLE OKUSAM Kİ OKUYORUM AMA YİNE BİR BAŞKASINA OKUTTUĞUMDA BİR SÜRÜ YAZIM VE İMLA HATASI GÖRÜYORUM. NE YAPALIM BU YAŞTAN SONRA ELİMİZDEN BU KADAR GELİYOR. GENÇLERİMİZDE KUSURUMUZA NAZARI MÜSAMAHA İLE BAKSINLAR.
Necdet EREM
rdemir'e cevaptı.
BÜYÜK HARFLER CEVABİ YAZIDIR.
HİÇ BİR İSLAM ÂLİMİ BİR DİĞERİNİ YOK SAYMAZ VE SAYAMAZ.
HER ÂLİM, İLİM VE MARİFETİNİ, FEYİZ VE KEMALATINI KENDİLERİNDEN ÖNCEKİ HOCALARINA VE FAZİLET KAYNAĞI BÜYÜKLERİNE BORÇLUDUR.
İŞTE BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ’NİN RİSALE-İ NURLARDA GEÇEN BİR SÖZÜ. 'İMAM RABBANİ HZ. HİNDİSTAN’DA GELMİŞ DESELER, YAYAN OLARAK ZİYARETİNE GİDER ELİNİ ÖPER DUASINI ALIRIM'.
CEMAATLERİN VEYA CEMAAT MÜNTESİPLERİNİN HATA VEYA YANLIŞLARI YAHUT DIŞARIDAN HATA VEYA YANLIŞ GİBİ GÖRÜNEN STRATEJİLERİ İLE KURANIN MUASIR TEFSİRLERİ KARALANAMAZ.
ONLARDAN İSTİFADE YOLLARI TIKANAMAZ.
RİSALE-İ NURLARDAN BİLGİSİNİ GELİŞTİRMEK İSTEYENLER, İLLE DE BİR CEMAAT MENSUBU OLMALARI GEREKMEZ.
BİRİLERİNDEN EMİR VE TALİMAT ALMALARINA İHTİYAÇ YOKTUR.
lakin birkaç noktaya itiraz etmek ve bu konulardaki fikirlerinizi de almak istiyorum. Bir insan haklı ise ona neden karışılır?
Haklısınız diyorsunuz ve devamında yanlış düşündüğünü ima ediyorsunuz.
FİKRİNDE SAMİMİ OLAN HERKES HAKLI DÜŞÜNCESİNDE, HAKILDIR, ONUN HAKLI OLMASI SADECE KENDİSİNİ BAĞLAR.
HAKLI OLDUĞUNA İNANDIĞI FİKRİNİ TOPLUMLA PAYLAŞTIĞI ZAMAN O ÖZELİNE AİT OLAN HAKLILIĞINI KAYBEDER, O ZAMAN TOPLUMUN ÜZERİNDE MUTABAKAT SAĞLAYABİLECEĞİ BİR HAK ORTAYA ÇIKAR ZATEN YAZIMDA DA BUNA TEMAS ETMİŞİM. SONRA HERKES UZANMALIK DALINDA KONUŞMALI YOKSA BAŞKALARINDAN DUYDUĞU SÖZLER VEYA VİTRİNDEN SEYRCİ KANAATİ İLE HÜKÜM VERMEMELİ.
“DEĞERLİ DOSTUM.
BİLGİLERİNİZ DOĞRULTUSUNDA DÜŞÜNCELERİNİZDE ELBETTE HAKLISINIZ VEYA EN AZINDAN KENDİ KANAATİNİZCE HAKLI SAYILABİLİRSİNİZ.
AMMA ŞUNU DA TAKDİR EDERSİNİZ Kİ HİÇ BİR ŞEY KİMSENİN ŞAHSİ BİLGİSİ İLE SINIRLI VE TEK AÇIDAN BAKILARAK VERDİĞİ KARALA BAĞIMLI DEĞİLDİR.
HİKMETİNİ BİLMEDİĞİMİZ ŞEYLER HAKKINDA VERECEĞİMİZ HER HÜKÜM YANIŞ OLMASA DA HATADAN HALİ DEĞİLDİR.”
İkinci olarak, 'Hiç bir İslam âlimi bir diğerini yok saymaz ve sayamaz. ' bu durumda ya Said Nursi alim değil ya da onu tenkit eden tekzip eden 'Anzaklar Meselesinde olduğu gibi' birçok alim dediğimiz kişiler alim değil.
BİR ALİM HER KONUDA İSABETLİ OLMAYA BİLİR.
İCTİHATTA BİLE TEK HÜKÜM YOKTUR, ALİMLERİN VAZİFESİ TOPLUMLARIN HATA, YANLIŞ VE İÇİNDE BULUNMUŞ OLDUKLARI SOSYAL VE SİYASAL SIKINTILARDAN KURTARILMALARI ADINA İKAZ ETMEK VEYA SIKINTININ EN AZ ZARAR İLE BERTARAF EDİLEBİLMESİ İÇİN YOLLAR ARAMAKTIR. BENCE BURADA DA YANILIYORSUNUZ, HER İKİSİ DE ALİMDİR.
HER ALİMİN İLLE DE BİRBİRİNİ KABUL ETMESİ GEREKMEZ.
EFENDİMİZ İHTİLAF-İ ÜMMETİ RAHMETİ,
DİĞER BİR HADİSİ ŞERİFİNDE İHTİLAFİ ESHABİ RAHMETİ DİYEREK, İSLAM İÇİNDE ÇOK SESLİLİĞE YEŞİL IŞIK YAKMIŞTIR. FAKAT ESASAT-İ DİMİVE VE ZARURAT DİNİYE ÜZERİNDE ( İTİKAT KONULARINDA ) İHTİLAF OLMAZ YOKSA FIKIH, İÇTİMAİYAT, FURUAT SOAYAL VE SİYASAL KONULARDA SABİTE YOKTUR, ZAMANA, MEKANA, MUHATABA, SEBEBE GÖRE HÜKÜM DEĞİŞİR. İTİKADIN DIŞINDA HERKES AYNI HÜKMÜN MUHATABI DEĞİLDİR. İSLAM’IN EHLİSÜNNET ULEMASI İTİKAT AÇISINDAN BİR BİRİNİ KABUL EDER İÇTİMAİYAT, HİZMET, FAZİLET VE KEMALAT ADINA DA BİR BİRİ İLE KIYASIYA YARIŞIR.
Hatta bu alimler birbirlerini küfürle dahi itham edebilir.
İddianıza!
İSLAM’IN EHLİ SÜNNET ULEMASI BİR BİRİNİ İTİKAD ALANINDA TEKFİR ETMEZ, HİZMET ADINA VE SADECE KENDİ İDDİALARINI RED ETTİKLERİNİ İZAH BABINDA TEKFİR EDERLER. YOKSA ALLAH’A, RESULÜNE, AHRETE USUL-İ DİN DEDİĞİMİZ AMENTU VE ŞERHİNDE HATA VE KUSURU OLMAYANA EHLİ KÜFÜR DEĞİL FIRKA-İ DALLE BİLE DEMEZLER. HA EHLİ SÜNNET İTİKADININ DIŞINA ÇIKMIŞ USUL-İ DİNİYE DE SAPKIN İDDİALARDA BULUNMUŞ OLAN ZATEN KÜFÜR ÜZRE OLUR.
İMAN İBADETLE DEĞİL İTİKAT İLE TESBİT EDİLİR.
Hallac-ı mansur'da Muhiyeddin-i Arabî'de olduğu gibi.
HALC-U MANSUR, İBNİ ARABİ VE BENZERİ TASAVVUF MÜRŞİTLERİMİZ İNANÇLARINDAN DEĞİL SEKR HALİ OLAN ŞERAİTE MUHALİF MANALAR TAŞIYAN ÖZEL HAL ENLİNE HAS İDDİALARINDA DOLAYI ŞERİAT KILICI İLE TECZİYE EDİLMİŞ OLMALARINA RAĞMEN HAKLARINDA BİR KARALAMA KAMPANYASI OLUŞTURULMAMIŞTIR.
VAHDET-ÜL VUCUT VE VAHDETİŞŞUHUD OLAN MESLEK VE MEŞREPLERİ HUSUSİ BİR HAL OLUP AVAM-I MÜMİNİN İÇİN FEVKALADE TEHLİKELİ VE HAL EHLİ OLMAYAN İÇİN İSE İNSANI KAFİR RTMRYR YETECEK BİR TEHLİKE KAYNAĞIDIR. İBNİ ARABİ HZ.LERİ ZATEN HALİMİZE MUTTALİ OLMAYANLAR KİTAPLARIMIZ OKUMASIN DİYE İKAZ VE İRŞADI DA VARDIR.
Üçüncüsü buradaki -Her asır kendi İmam-ı Rabbanilerini, İmam Gazzalilerini, Mevlana Celaleddinlerini, Mevlana Halidlerini Vs. lerini yetiştirmek zorundadır. - kastınızı anlamak isterim.
DEĞERLİ KARDEŞİM.
BU SORUNUN CEVABI YAZIMIN İÇİNDE VAR.
İŞTE CEVABI OLDUĞU GİBİ KOPYALIYORUM.
“DEĞERLİ KARDEŞİM.
TIP ALANINDA BİLE HER ASRI TEHDİT EDEN FARKLI BİR HASTALIK OLDUĞU GİBİ İNANCI DA HEHDİT EDEN ASRİ DÜŞÜNCE SAPMALARI VARDIR VE OLACAKTIR. GELİŞEN DÜNYA VE DEĞİŞEN MANTIK BUNU KAÇINILMAZ KILIYOR. YENİ DERDE YENİ DEVA OLDUĞU GİBİ ( ECZANEDEN.)
YENİ FİTNE, İNKAR, İSYAN, İTİRAZLARADA; ANA KAYNAKTAN BAĞIMSIZ OLMAMAK KAYDI İLE YENİ TEZ VE YENİ SÖYLEMLER LAZIMDIR.
HER ASIR KENDİ İMAM-I RABBANİLERİNİ, İMAM GAZZALİLERİNİ, MEVLANA CELALEDDİNLERİNİ, MEVLANA HALİDLERİNİ VS. LERİNİ YETİŞTİRMEK ZORUNDADIR.
YANİ HER MEVSİM ARZ TOPRAĞINDA KENDİ MEYVESİNİ YETİŞTİRİR.
İŞTE BEDİÜZZAMAN VE RİSLE-İ NUR KÜLLİYATI DA ECZAHENE-İ KUR-ANİYEDEN BU ASRIN İNKAR VE İLHAD DERDİNE ÖZEL BİR ŞİFA KAYNAĞIDIR.
MERHUM VATAN ŞAİRİMİZ M.AKİF ERSOY’UN DEDİĞİ GİBİ,”
BİR MİSAL DAHA;
TIP ALANINDA ŞİMDİ BÜTÜN DİKKATLER KANSER VE ONA İLAÇ BULMA ÇALIŞMALARI VE BU ÇALIŞMALARI CAN VE BAŞ İLE YAPAN BİLİM ADAMLARI ÜZERİNE ODAKLANMIŞ VE ONLARDAN GELECEK OLAN HABERE KİLİTLENMİŞ. AMMA İNSANLIK KANSER ADINA MÜJDE BEKLERKEN, VEBA, VEREM VS. İLAÇLAR GEREKSİZ DENİLEMEZ. ONLAR ZATEN BULUNMUŞ İLAÇLARDIR, İNSANLIĞIN İHTİYACI ANINDA ECZA DEPOLARINDAN ALINIP İHTİYAÇ SAHİPLERİNE DAĞITILIR. İNSANLIK ONLARIN MUCİTLERİNE KIYAMETE KADAR MİNNETTARDIR.
İSLAM DİNİ ADINA ÖNEMLİ İDDİALARDA BULUNAN ALİMLER DE YAŞADIKLARI GÜNÜN PROBLEMLERİNİ ÇÖZMEK, YAKIN GELECEK ADINA TEHLİKELERİ SEZME VE TEDBİR ALMA SORUMLULUĞU TAŞIYAN MÜSTESNA İNSANLARDIR. BUNLARIN DİNİ LİTERATÜRDE ÖZEL ADLARI VARDIR, ONLARA GİRMEYE GEREK GÖRMÜYORUM.
İŞTE HER ASIR KENDİ İMAM-I RABBANİSİNİ, GAZZLİSİNİ (RA.EC.) YETİŞTİRİ DEMEMİN MAKSADI DA BUDUR. KOLAY ANLAŞILMASI İÇİN HERKESİN RAHATLIK İLE ANLAYABİLECEĞİ AŞAĞIDAKİ ÖRNEĞİ VERDİM.
“YANİ HER MEVSİM ARZ TOPRAĞINDA KENDİ MEYVESİNİ YETİŞTİRİR.”
TOPRAK BİLE YAZA YAZLIK KİŞA KIŞLIK FARKLI MAHSULAT VERİYOR İSE KIYAMETE KADAR İNSANLIĞIN SON VE TEK DİNİ OLAN İSLAMİYET HER ASRIN KARANLIK ZİHNİYETİNİ AYDINLATACAK KUR-ANDAN YENİ LAMBA YAKMAYACAKMI?
Eğer ki kasıt müceddidlik ise, bana Mevlana'nın neden müceddid olduğunu müceddidlik vasıflarını da gözönünde bulundurarak söyleyebilir misin?
BAK MÜCEDDİTLİK MESELESİNE GİRMEYECEKTİM.
AMMA BÜTÜN MÜCEDDİTLER; DİNİN DİN OLMA ÖZELLİĞİNDEN UZAKLAŞIP ULEMANIN TİCARET METAI OLUNCA GELİR VE GELENEKSEL GÖRÜŞ, HAKİM ZİHNİYET İLE MÜCADELESİNİ VERİR VE MUVAFFAK OLUR. MEVLANA HZ. LERİ ŞEMS İLE TANIŞTIKTAN SONRA MEDRESEDEKİ KİTAPLARI MEDRESENİN HAVUZUNA DÖKTÜĞÜ FİLMLERE BİLE KONU OLMUŞTUR.
Bu vasıflar ışığında incelendiğinde Said Nursi de müceddid olmuyor ki ben de aynı kanaatteyim.
SAİD NURSİ VEYA HERHANGİ BİR İSLAM ALİMİNE MÜCEDDİT DİYEN DİN AÇISINDAN BİR ZARAR GÖRMEDİĞİ GİBİ, DEĞİLDİR DİYENDE BİR ŞEY KAZANMAZ.
RİSALET İDDİA MAKAMIDIR, VELAYET İSNAT.
BİR PEYGAMBER GELDİĞİNDE ÇIKIP BEN ALLAH’IN PEYGAMBERİYİM HERKES BENİ TASDİK ETMEK ZORUNDADIR. BANA UYMAYANLAR CEHENNEMLİKTİR DER.
BİR İNSAN ALLAH NEZDİNDE MAKBULİYET KAZANINCA Kİ BUNA VELAYET DERİZ.
BAŞTA KENDİSİ BİLE BİLMEZ. ÇEVREDEKİ İNSANLAR ONUN HAL, TAVIR, İLİM, FAZİLET VE KEMALATINA BAKAR VE VELİ OLDUĞU HAKKINDA TOPLUM DA GELEN BİR KANAAT HASIL OLUR VE İNSANLAR ONUN BU DEĞERLERİNDEN İSTİFADE ETMEK İÇİN ETRAFINDA TOPLANIR VE ONU BU DEĞERLERE ULAŞTIRAN SEBEPLERİ TEKLİDE BAŞLAR VE BU İNSAN DA DEĞERLİ DOSTLAR BEN DE SİZİN GİBİ BİR İNSANIN HATTA BASİT BİR İNSANIM DİYE KENDİSİNE TEVDİ EDİLEN MAKAMI RED EDER.
BİR VELİ İSTER MÜCEDDİT, İSTER MÜÇTEHİT, İSTER ĞAVS, İSTER KUTUP, MAKAM VE MANSIBI NE OLUR İSE OLSUN HERKES TARAFINDAN KABUL EDİLMEK VE TASDİK EDİLMEK ZORUNDA DEĞİLDİR. BUNA ĞAVS-I AZAM ABDULKADİE GEYLANİ, ŞAH-I NAKŞİBENDİ HATTA İMAM-I AZAM VE İMAM MUHAMMED İDRİS EŞ-ŞAFİ-İ DE DAHİL EDİLEBİLİR.
'Gerçek manada ıslahatçı hiçbir âlim yaşamış olduğu zamanın statükocuları tarafından tanınmak istenmemiş.' bir de bu konu var tabi. Söylediğinizdeki haklılık tartışılabilir, hatta bu teze uymayan birçok alim de sıralanabilir lakin bu tezinizde de bilerek yahut bilmeyerek Said Nursi'yi öveyim derken bugün şakşakşak diye alkışlanan ve hatta Said Nursi'nin kendisini bile, alim olmamakla itham ediyorsunuz.
BU İDDİAYI NERDEN ÇIKARDIĞINIZI ANLAMIŞ DEĞİLİM.
Alimlik ve velilik ince konulardır deriz hep ama konuşmadan ve tartışmadan hatta tenkit ve tekzib etmeden de hiçbir yere varamayız.
TARTIŞMALAR EHİL VE MÜNSİF İNSANLAR ARSINDA OLMALI. MESLEK DIŞI CAHİLLER VEYA KONU İLE UZAKTAN YAKINDAN ALAKASI OLMAYANLAR (ihtisas adına her meslek mütehasıslarından, uzmanlarından sorulur.)İTİDALİNİ KAYBETMİŞ RAKİBANE, HASIMANE DAVRANANLAR TARTIŞMANIN TARAFI OLUR İSE BU TARTIŞMADAN ÇOK KARMAŞA OLUR.
ALLAH'ı dahi sorgulamadan kabullenenin imanı sallantıdadır diye düşünüyorum.
EVET, BEN İMANI İNSANI ÖZGÜR AKLIN TESBİTİ İLE YİNE ÖZGÜR İRADESİNİN TASDİKİ OLARAK KABUL EDERİM.
YOKSA DİĞERİ SADECE BİR GELENEKTEN İBARETTİR.
TABİ BU ÖZGÜR AKIL VE ÖZGÜR İRADE İMAN GİBİ DÜNYA VE AHRETİNİ DOĞRUDAN İLGİLENDİREN ÇOK ÖNEMLİ BİR KONUDA TERCİHİNİ YÖNLENDİRECEK KARARKINI VERİRKEN ELBETTE GEÇMİŞİN ÜZERİNDE İTTİFAK ETMİŞ OLDUĞU ÂLİMLERİN ESER VE İDDİALARI VE ONLARIN DEĞERLERİ İLE TENAKUZA DÜŞMEMİŞ İSLAM ÂLİMLERİNİN REHBERLİĞİNDE OLMALI.
BİR HASTA İLAÇ TERCİHİNDE BAĞIMLI KULLANIMINDA ÖZGÜR OLDUĞU GİBİ!
İSLAM LİTERATÜRÜNDE MUKALLİD SINIFINI OLUŞTURAN HALK TERCİHLERİNDE DEĞİL TATBİKLERİNDE ÖZGÜRDÜR.
BİR KİŞİNİN İTİKAD KONUSUNDA ÖZGÜR OLABİLMESİ İÇİN,
EBU MANSUR EL-MATÜRİDÎ VEYA EBUL HASAN EL EŞARİ KADAR UZMAN OLMALI,
İBADET VE ŞERAİTTE DE ÖZGÜRLÜK İSE İMAM NUMAN BİSSABİ EBU HANİFE, MUHAMMED İDRİS EŞŞAFİ-İ, İMAM AHMED BİN HANBEL VEYA İMAM MALİK KADAR BİLGİLİ VE İDDİALI OLMALI.
DEĞİLSE ONLARI TAKİP EDİP KENDİSİNİ BU BÜYÜK SORUMLULUKTAN KURTARMAK İÇİN BİR ÖMÜR VERMİŞ OLAN BU MÜMTAZ VE MÜSTESNA ŞAHSİYETLERE MİNNET İLE METEŞEKKİR OLMALI VE RAHMETLE YAD ETMELİ.
Bunu neden mi söyledim? 'Hikmetini bilmediğimiz şeyler hakkında vereceğimiz her hüküm yanış olmasa da hatadan hali değildir. ' demişsiniz de ondan. Doğru öyle bir tane değildir. Gösterilecek delillere bakar. ALLAH bu yüzden azab ve mükafattan önce sual ediyor. Adil olsun diye Hak olsun diye. Bu yüzden de 'Kan abdesti bozar' diyen İmam Ebu Hanife de 'Bozmaz' diyan İmam-I Şafiî de haklıdır.
İÇTİHAT İBADETTİR, SAMİMİ İÇTİHAD EDEN HATALI BİLE OLSA SEVAP KAZANIR.
Tıpkı bunun gibi delili varsa Said Nursi alim değildir diyen de demeyen de haklıdır.
YOK ÂLİM DEĞİLDİR DİYEN DOĞRU SÖYLEMEZ. VELİ DEĞİLDİR DİYEN DOĞRU SÖYLEMİŞ OLABİLİR. HERKES BİLDİĞİNİN ALİMİ BİLMEDİĞİNİN TALİBİDİR. İLMİN SONU YOK Kİ HERHANGİ BİR KİMSE BEN MUTLAK ALİMİM DESİN. İLİMDE PEYGAMBER HADİS VE ÖVGÜSÜNE MAZHAR OLMUŞ OLAN HZ. BİLE “BİLMEDİKLERİMİ AYAĞIMIN ALTINA KOYABİLSEYDİM BAŞIM GÖĞE DEĞERDİ” DEDİKTEN SONRA BEN HER ŞEYİ BİLİRİM VEYA BENİM HER SÖYLEDİĞİM MUTLAK DORUDUR DİYENDEN DAHA YANLIŞ BİR SÖZ KULLANAN OLABİLİR Mİ?
Saygılar sunarım. Dil yapısı ve imla hataları da çok yoruyor insanı okurken.
DOĞRUDUR BİR YAZIYI YAZIYORUM ON DEFA BİLE OKUSAM Kİ OKUYORUM AMA YİNE BİR BAŞKASINA OKUTTUĞUMDA BİR SÜRÜ YAZIM VE İMLA HATASI GÖRÜYORUM. NE YAPALIM BU YAŞTAN SONRA ELİMİZDEN BU KADAR GELİYOR. GENÇLERİMİZDE KUSURUMUZA NAZARI MÜSAMAHA İLE BAKSINLAR.
lakin birkaç noktaya itiraz etmek ve bu konulardaki fikirlerinizi de almak istiyorum. Bir insan haklı ise ona neden karışılır? Haklısınız diyorsunuz ve devamında yanlış düşündüğünü ima ediyorsunuz. İkinci olarak, 'Hiç bir İslam âlimi bir diğerini yok saymaz ve sayamaz. ' bu durumda ya Said Nursi alim değil ya da onu tenkit eden tekzip eden 'Anzaklar Meselesinde olduğu gibi' birçok alim dediğimiz kişiler alim değil. Bence burada da yanılıyorsunuz, her ikisi de alimdir. Hatta bu alimler birbirlerini küfürle dahi itham edebilir. Hallac-ı mansur'da Muhiyeddin-i Arabî'de olduğu gibi. Üçüncüsü buradaki -Her asır kendi İmam-ı Rabbanilerini, İmam Gazzalilerini, Mevlana Celaleddinlerini, Mevlana Halidlerini Vs. lerini yetiştirmek zorundadır. - kastınızı anlamak isterim. Eğer ki kasıt müceddidlik ise, bana Mevlana'nın neden müceddid olduğunu müceddidlik vasıflarını da gözönünde bulundurarak söyleyebilir misin? Bu vasıflar ışığında incelendiğinde Said Nursi de müceddid olmuyor ki ben de aynı kanaatteyim. 'Gerçek manada ıslahatçı hiçbir âlim yaşamış olduğu zamanın statükocuları tarafından tanınmak istenmemiş.' bir de bu konu var tabi. Söylediğinizdeki haklılık tartışılabilir, hatta bu teze uymayan birçok alim de sıralanabilir lakin bu tezinizde de bilerek yahut bilmeyerek Said Nursi'yi öveyim derken bugün şakşakşak diye alkışlanan ve hatta Said Nursi'nin kendisini bile, alim olmamakla itham ediyorsunuz. Alimlik ve velilik ince konulardır deriz hep ama konuşmadan ve tartışmadan hatta tenkit ve tekzib etmeden de hiçbir yere varamayız. ALLAH'ı dahi sorgulamadan kabullenenin imanı sallantıdadır diye düşünüyorum. Bunu neden mi söyledim? 'Hikmetini bilmediğimiz şeyler hakkında vereceğimiz her hüküm yanış olmasa da hatadan hali değildir. ' demişsiniz de ondan. Doğru öyle bir tane değildir. Gösterilecek delillere bakar. ALLAH bu yüzden azab ve mükafattan önce sual ediyor. Adil olsun diye Hak olsun diye. Bu yüzden de 'Kan abdesti bozar' diyen İmam Ebu Hanife de 'Bozmaz' diyan İmam-I Şafiî de haklıdır. Tıpkı bunun gibi delili varsa Said Nursi alim değildir diyen de demeyen de haklıdır. Saygılar sunarım. Dil yapısı ve imla hataları da çok yoruyor insanı okurken. Başarılar.
rdemir tarafından 9/18/2010 8:44:12 PM zamanında düzenlenmiştir.
rdemir tarafından 9/18/2010 8:46:52 PM zamanında düzenlenmiştir.
Necdet EREM
HER ÂLİM, İLİM VE MARİFETİNİ, FEYİZ VE KEMALATINI KENDİLERİNDEN ÖNCEKİ HOCALARINA VE FAZİLET KAYNAĞI BÜYÜKLERİNE BORÇLUDUR.
İŞTE BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ’NİN RİSALE-İ NURLARDA GEÇEN BİR SÖZÜ. 'İMAM RABBANİ HZ. HİNDİSTAN’DA GELMİŞ DESELER, YAYAN OLARAK ZİYARETİNE GİDER ELİNİ ÖPER DUASINI ALIRIM'.
CEMAATLERİN VEYA CEMAAT MÜNTESİPLERİNİN HATA VEYA YANLIŞLARI YAHUT DIŞARIDAN HATA VEYA YANLIŞ GİBİ GÖRÜNEN STRATEJİLERİ İLE KURANIN MUASIR TEFSİRLERİ KARALANAMAZ.
ONLARDAN İSTİFADE YOLLARI TIKANAMAZ.
RİSALE-İ NURLARDAN BİLGİSİNİ GELİŞTİRMEK İSTEYENLER, İLLE DE BİR CEMAAT MENSUBU OLMALARI GEREKMEZ.
BİRİLERİNDEN EMİR VE TALİMAT ALMALARINA İHTİYAÇ YOKTUR.
lakin birkaç noktaya itiraz etmek ve bu konulardaki fikirlerinizi de almak istiyorum. Bir insan haklı ise ona neden karışılır?
Haklısınız diyorsunuz ve devamında yanlış düşündüğünü ima ediyorsunuz.
FİKRİNDE SAMİMİ OLAN HERKES HAKLI DÜŞÜNCESİNDE, HAKILDIR, ONUN HAKLI OLMASI SADECE KENDİSİNİ BAĞLAR.
HAKLI OLDUĞUNA İNANDIĞI FİKRİNİ TOPLUMLA PAYLAŞTIĞI ZAMAN O ÖZELİNE AİT OLAN HAKLILIĞINI KAYBEDER, O ZAMAN TOPLUMUN ÜZERİNDE MUTABAKAT SAĞLAYABİLECEĞİ BİR HAK ORTAYA ÇIKAR ZATEN YAZIMDA DA BUNA TEMAS ETMİŞİM. SONRA HERKES UZANMALIK DALINDA KONUŞMALI YOKSA BAŞKALARINDAN DUYDUĞU SÖZLER VEYA VİTRİNDEN SEYRCİ KANAATİ İLE HÜKÜM VERMEMELİ.
“DEĞERLİ DOSTUM.
BİLGİLERİNİZ DOĞRULTUSUNDA DÜŞÜNCELERİNİZDE ELBETTE HAKLISINIZ VEYA EN AZINDAN KENDİ KANAATİNİZCE HAKLI SAYILABİLİRSİNİZ.
AMMA ŞUNU DA TAKDİR EDERSİNİZ Kİ HİÇ BİR ŞEY KİMSENİN ŞAHSİ BİLGİSİ İLE SINIRLI VE TEK AÇIDAN BAKILARAK VERDİĞİ KARALA BAĞIMLI DEĞİLDİR.
HİKMETİNİ BİLMEDİĞİMİZ ŞEYLER HAKKINDA VERECEĞİMİZ HER HÜKÜM YANIŞ OLMASA DA HATADAN HALİ DEĞİLDİR.”
İkinci olarak, 'Hiç bir İslam âlimi bir diğerini yok saymaz ve sayamaz. ' bu durumda ya Said Nursi alim değil ya da onu tenkit eden tekzip eden 'Anzaklar Meselesinde olduğu gibi' birçok alim dediğimiz kişiler alim değil.
BİR ALİM HER KONUDA İSABETLİ OLMAYA BİLİR.
İCTİHATTA BİLE TEK HÜKÜM YOKTUR, ALİMLERİN VAZİFESİ TOPLUMLARIN HATA, YANLIŞ VE İÇİNDE BULUNMUŞ OLDUKLARI SOSYAL VE SİYASAL SIKINTILARDAN KURTARILMALARI ADINA İKAZ ETMEK VEYA SIKINTININ EN AZ ZARAR İLE BERTARAF EDİLEBİLMESİ İÇİN YOLLAR ARAMAKTIR. BENCE BURADA DA YANILIYORSUNUZ, HER İKİSİ DE ALİMDİR.
HER ALİMİN İLLE DE BİRBİRİNİ KABUL ETMESİ GEREKMEZ.
EFENDİMİZ İHTİLAF-İ ÜMMETİ RAHMETİ,
DİĞER BİR HADİSİ ŞERİFİNDE İHTİLAFİ ESHABİ RAHMETİ DİYEREK, İSLAM İÇİNDE ÇOK SESLİLİĞE YEŞİL IŞIK YAKMIŞTIR. FAKAT ESASAT-İ DİMİVE VE ZARURAT DİNİYE ÜZERİNDE ( İTİKAT KONULARINDA ) İHTİLAF OLMAZ YOKSA FIKIH, İÇTİMAİYAT, FURUAT SOAYAL VE SİYASAL KONULARDA SABİTE YOKTUR, ZAMANA, MEKANA, MUHATABA, SEBEBE GÖRE HÜKÜM DEĞİŞİR. İTİKADIN DIŞINDA HERKES AYNI HÜKMÜN MUHATABI DEĞİLDİR. İSLAM’IN EHLİSÜNNET ULEMASI İTİKAT AÇISINDAN BİR BİRİNİ KABUL EDER İÇTİMAİYAT, HİZMET, FAZİLET VE KEMALAT ADINA DA BİR BİRİ İLE KIYASIYA YARIŞIR.
Hatta bu alimler birbirlerini küfürle dahi itham edebilir.
İddianıza!
İSLAM’IN EHLİ SÜNNET ULEMASI BİR BİRİNİ İTİKAD ALANINDA TEKFİR ETMEZ, HİZMET ADINA VE SADECE KENDİ İDDİALARINI RED ETTİKLERİNİ İZAH BABINDA TEKFİR EDERLER. YOKSA ALLAH’A, RESULÜNE, AHRETE USUL-İ DİN DEDİĞİMİZ AMENTU VE ŞERHİNDE HATA VE KUSURU OLMAYANA EHLİ KÜFÜR DEĞİL FIRKA-İ DALLE BİLE DEMEZLER. HA EHLİ SÜNNET İTİKADININ DIŞINA ÇIKMIŞ USUL-İ DİNİYE DE SAPKIN İDDİALARDA BULUNMUŞ OLAN ZATEN KÜFÜR ÜZRE OLUR.
İMAN İBADETLE DEĞİL İTİKAT İLE TESBİT EDİLİR.
Hallac-ı mansur'da Muhiyeddin-i Arabî'de olduğu gibi.
HALC-U MANSUR, İBNİ ARABİ VE BENZERİ TASAVVUF MÜRŞİTLERİMİZ İNANÇLARINDAN DEĞİL SEKR HALİ OLAN ŞERAİTE MUHALİF MANALAR TAŞIYAN ÖZEL HAL ENLİNE HAS İDDİALARINDA DOLAYI ŞERİAT KILICI İLE TECZİYE EDİLMİŞ OLMALARINA RAĞMEN HAKLARINDA BİR KARALAMA KAMPANYASI OLUŞTURULMAMIŞTIR.
VAHDET-ÜL VUCUT VE VAHDETİŞŞUHUD OLAN MESLEK VE MEŞREPLERİ HUSUSİ BİR HAL OLUP AVAM-I MÜMİNİN İÇİN FEVKALADE TEHLİKELİ VE HAL EHLİ OLMAYAN İÇİN İSE İNSANI KAFİR RTMRYR YETECEK BİR TEHLİKE KAYNAĞIDIR. İBNİ ARABİ HZ.LERİ ZATEN HALİMİZE MUTTALİ OLMAYANLAR KİTAPLARIMIZ OKUMASIN DİYE İKAZ VE İRŞADI DA VARDIR.
Üçüncüsü buradaki -Her asır kendi İmam-ı Rabbanilerini, İmam Gazzalilerini, Mevlana Celaleddinlerini, Mevlana Halidlerini Vs. lerini yetiştirmek zorundadır. - kastınızı anlamak isterim.
DEĞERLİ KARDEŞİM.
BU SORUNUN CEVABI YAZIMIN İÇİNDE VAR.
İŞTE CEVABI OLDUĞU GİBİ KOPYALIYORUM.
“DEĞERLİ KARDEŞİM.
TIP ALANINDA BİLE HER ASRI TEHDİT EDEN FARKLI BİR HASTALIK OLDUĞU GİBİ İNANCI DA HEHDİT EDEN ASRİ DÜŞÜNCE SAPMALARI VARDIR VE OLACAKTIR. GELİŞEN DÜNYA VE DEĞİŞEN MANTIK BUNU KAÇINILMAZ KILIYOR. YENİ DERDE YENİ DEVA OLDUĞU GİBİ ( ECZANEDEN.)
YENİ FİTNE, İNKAR, İSYAN, İTİRAZLARADA; ANA KAYNAKTAN BAĞIMSIZ OLMAMAK KAYDI İLE YENİ TEZ VE YENİ SÖYLEMLER LAZIMDIR.
HER ASIR KENDİ İMAM-I RABBANİLERİNİ, İMAM GAZZALİLERİNİ, MEVLANA CELALEDDİNLERİNİ, MEVLANA HALİDLERİNİ VS. LERİNİ YETİŞTİRMEK ZORUNDADIR.
YANİ HER MEVSİM ARZ TOPRAĞINDA KENDİ MEYVESİNİ YETİŞTİRİR.
İŞTE BEDİÜZZAMAN VE RİSLE-İ NUR KÜLLİYATI DA ECZAHENE-İ KUR-ANİYEDEN BU ASRIN İNKAR VE İLHAD DERDİNE ÖZEL BİR ŞİFA KAYNAĞIDIR.
MERHUM VATAN ŞAİRİMİZ M.AKİF ERSOY’UN DEDİĞİ GİBİ,”
BİR MİSAL DAHA;
TIP ALANINDA ŞİMDİ BÜTÜN DİKKATLER KANSER VE ONA İLAÇ BULMA ÇALIŞMALARI VE BU ÇALIŞMALARI CAN VE BAŞ İLE YAPAN BİLİM ADAMLARI ÜZERİNE ODAKLANMIŞ VE ONLARDAN GELECEK OLAN HABERE KİLİTLENMİŞ. AMMA İNSANLIK KANSER ADINA MÜJDE BEKLERKEN, VEBA, VEREM VS. İLAÇLAR GEREKSİZ DENİLEMEZ. ONLAR ZATEN BULUNMUŞ İLAÇLARDIR, İNSANLIĞIN İHTİYACI ANINDA ECZA DEPOLARINDAN ALINIP İHTİYAÇ SAHİPLERİNE DAĞITILIR. İNSANLIK ONLARIN MUCİTLERİNE KIYAMETE KADAR MİNNETTARDIR.
İSLAM DİNİ ADINA ÖNEMLİ İDDİALARDA BULUNAN ALİMLER DE YAŞADIKLARI GÜNÜN PROBLEMLERİNİ ÇÖZMEK, YAKIN GELECEK ADINA TEHLİKELERİ SEZME VE TEDBİR ALMA SORUMLULUĞU TAŞIYAN MÜSTESNA İNSANLARDIR. BUNLARIN DİNİ LİTERATÜRDE ÖZEL ADLARI VARDIR, ONLARA GİRMEYE GEREK GÖRMÜYORUM.
İŞTE HER ASIR KENDİ İMAM-I RABBANİSİNİ, GAZZLİSİNİ (RA.EC.) YETİŞTİRİ DEMEMİN MAKSADI DA BUDUR. KOLAY ANLAŞILMASI İÇİN HERKESİN RAHATLIK İLE ANLAYABİLECEĞİ AŞAĞIDAKİ ÖRNEĞİ VERDİM.
“YANİ HER MEVSİM ARZ TOPRAĞINDA KENDİ MEYVESİNİ YETİŞTİRİR.”
TOPRAK BİLE YAZA YAZLIK KİŞA KIŞLIK FARKLI MAHSULAT VERİYOR İSE KIYAMETE KADAR İNSANLIĞIN SON VE TEK DİNİ OLAN İSLAMİYET HER ASRIN KARANLIK ZİHNİYETİNİ AYDINLATACAK KUR-ANDAN YENİ LAMBA YAKMAYACAKMI?
Eğer ki kasıt müceddidlik ise, bana Mevlana'nın neden müceddid olduğunu müceddidlik vasıflarını da gözönünde bulundurarak söyleyebilir misin?
BAK MÜCEDDİTLİK MESELESİNE GİRMEYECEKTİM.
AMMA BÜTÜN MÜCEDDİTLER; DİNİN DİN OLMA ÖZELLİĞİNDEN UZAKLAŞIP ULEMANIN TİCARET METAI OLUNCA GELİR VE GELENEKSEL GÖRÜŞ, HAKİM ZİHNİYET İLE MÜCADELESİNİ VERİR VE MUVAFFAK OLUR. MEVLANA HZ. LERİ ŞEMS İLE TANIŞTIKTAN SONRA MEDRESEDEKİ KİTAPLARI MEDRESENİN HAVUZUNA DÖKTÜĞÜ FİLMLERE BİLE KONU OLMUŞTUR.
Bu vasıflar ışığında incelendiğinde Said Nursi de müceddid olmuyor ki ben de aynı kanaatteyim.
SAİD NURSİ VEYA HERHANGİ BİR İSLAM ALİMİNE MÜCEDDİT DİYEN DİN AÇISINDAN BİR ZARAR GÖRMEDİĞİ GİBİ, DEĞİLDİR DİYENDE BİR ŞEY KAZANMAZ.
RİSALET İDDİA MAKAMIDIR, VELAYET İSNAT.
BİR PEYGAMBER GELDİĞİNDE ÇIKIP BEN ALLAH’IN PEYGAMBERİYİM HERKES BENİ TASDİK ETMEK ZORUNDADIR. BANA UYMAYANLAR CEHENNEMLİKTİR DER.
BİR İNSAN ALLAH NEZDİNDE MAKBULİYET KAZANINCA Kİ BUNA VELAYET DERİZ.
BAŞTA KENDİSİ BİLE BİLMEZ. ÇEVREDEKİ İNSANLAR ONUN HAL, TAVIR, İLİM, FAZİLET VE KEMALATINA BAKAR VE VELİ OLDUĞU HAKKINDA TOPLUM DA GELEN BİR KANAAT HASIL OLUR VE İNSANLAR ONUN BU DEĞERLERİNDEN İSTİFADE ETMEK İÇİN ETRAFINDA TOPLANIR VE ONU BU DEĞERLERE ULAŞTIRAN SEBEPLERİ TEKLİDE BAŞLAR VE BU İNSAN DA DEĞERLİ DOSTLAR BEN DE SİZİN GİBİ BİR İNSANIN HATTA BASİT BİR İNSANIM DİYE KENDİSİNE TEVDİ EDİLEN MAKAMI RED EDER.
BİR VELİ İSTER MÜCEDDİT, İSTER MÜÇTEHİT, İSTER ĞAVS, İSTER KUTUP, MAKAM VE MANSIBI NE OLUR İSE OLSUN HERKES TARAFINDAN KABUL EDİLMEK VE TASDİK EDİLMEK ZORUNDA DEĞİLDİR. BUNA ĞAVS-I AZAM ABDULKADİE GEYLANİ, ŞAH-I NAKŞİBENDİ HATTA İMAM-I AZAM VE İMAM MUHAMMED İDRİS EŞ-ŞAFİ-İ DE DAHİL EDİLEBİLİR.
'Gerçek manada ıslahatçı hiçbir âlim yaşamış olduğu zamanın statükocuları tarafından tanınmak istenmemiş.' bir de bu konu var tabi. Söylediğinizdeki haklılık tartışılabilir, hatta bu teze uymayan birçok alim de sıralanabilir lakin bu tezinizde de bilerek yahut bilmeyerek Said Nursi'yi öveyim derken bugün şakşakşak diye alkışlanan ve hatta Said Nursi'nin kendisini bile, alim olmamakla itham ediyorsunuz.
BU İDDİAYI NERDEN ÇIKARDIĞINIZI ANLAMIŞ DEĞİLİM.
Alimlik ve velilik ince konulardır deriz hep ama konuşmadan ve tartışmadan hatta tenkit ve tekzib etmeden de hiçbir yere varamayız.
TARTIŞMALAR EHİL VE MÜNSİF İNSANLAR ARSINDA OLMALI. MESLEK DIŞI CAHİLLER VEYA KONU İLE UZAKTAN YAKINDAN ALAKASI OLMAYANLAR (ihtisas adına her meslek mütehasıslarından, uzmanlarından sorulur.)İTİDALİNİ KAYBETMİŞ RAKİBANE, HASIMANE DAVRANANLAR TARTIŞMANIN TARAFI OLUR İSE BU TARTIŞMADAN ÇOK KARMAŞA OLUR.
ALLAH'ı dahi sorgulamadan kabullenenin imanı sallantıdadır diye düşünüyorum.
EVET, BEN İMANI İNSANI ÖZGÜR AKLIN TESBİTİ İLE YİNE ÖZGÜR İRADESİNİN TASDİKİ OLARAK KABUL EDERİM.
YOKSA DİĞERİ SADECE BİR GELENEKTEN İBARETTİR.
TABİ BU ÖZGÜR AKIL VE ÖZGÜR İRADE İMAN GİBİ DÜNYA VE AHRETİNİ DOĞRUDAN İLGİLENDİREN ÇOK ÖNEMLİ BİR KONUDA TERCİHİNİ YÖNLENDİRECEK KARARKINI VERİRKEN ELBETTE GEÇMİŞİN ÜZERİNDE İTTİFAK ETMİŞ OLDUĞU ÂLİMLERİN ESER VE İDDİALARI VE ONLARIN DEĞERLERİ İLE TENAKUZA DÜŞMEMİŞ İSLAM ÂLİMLERİNİN REHBERLİĞİNDE OLMALI.
BİR HASTA İLAÇ TERCİHİNDE BAĞIMLI KULLANIMINDA ÖZGÜR OLDUĞU GİBİ!
İSLAM LİTERATÜRÜNDE MUKALLİD SINIFINI OLUŞTURAN HALK TERCİHLERİNDE DEĞİL TATBİKLERİNDE ÖZGÜRDÜR.
BİR KİŞİNİN İTİKAD KONUSUNDA ÖZGÜR OLABİLMESİ İÇİN,
EBU MANSUR EL-MATÜRİDÎ VEYA EBUL HASAN EL EŞARİ KADAR UZMAN OLMALI,
İBADET VE ŞERAİTTE DE ÖZGÜRLÜK İSE İMAM NUMAN BİSSABİ EBU HANİFE, MUHAMMED İDRİS EŞŞAFİ-İ, İMAM AHMED BİN HANBEL VEYA İMAM MALİK KADAR BİLGİLİ VE İDDİALI OLMALI.
DEĞİLSE ONLARI TAKİP EDİP KENDİSİNİ BU BÜYÜK SORUMLULUKTAN KURTARMAK İÇİN BİR ÖMÜR VERMİŞ OLAN BU MÜMTAZ VE MÜSTESNA ŞAHSİYETLERE MİNNET İLE METEŞEKKİR OLMALI VE RAHMETLE YAD ETMELİ.
Bunu neden mi söyledim? 'Hikmetini bilmediğimiz şeyler hakkında vereceğimiz her hüküm yanış olmasa da hatadan hali değildir. ' demişsiniz de ondan. Doğru öyle bir tane değildir. Gösterilecek delillere bakar. ALLAH bu yüzden azab ve mükafattan önce sual ediyor. Adil olsun diye Hak olsun diye. Bu yüzden de 'Kan abdesti bozar' diyen İmam Ebu Hanife de 'Bozmaz' diyan İmam-I Şafiî de haklıdır.
İÇTİHAT İBADETTİR, SAMİMİ İÇTİHAD EDEN HATALI BİLE OLSA SEVAP KAZANIR.
Tıpkı bunun gibi delili varsa Said Nursi alim değildir diyen de demeyen de haklıdır.
YOK ÂLİM DEĞİLDİR DİYEN DOĞRU SÖYLEMEZ. VELİ DEĞİLDİR DİYEN DOĞRU SÖYLEMİŞ OLABİLİR. HERKES BİLDİĞİNİN ALİMİ BİLMEDİĞİNİN TALİBİDİR. İLMİN SONU YOK Kİ HERHANGİ BİR KİMSE BEN MUTLAK ALİMİM DESİN. İLİMDE PEYGAMBER HADİS VE ÖVGÜSÜNE MAZHAR OLMUŞ OLAN HZ. BİLE “BİLMEDİKLERİMİ AYAĞIMIN ALTINA KOYABİLSEYDİM BAŞIM GÖĞE DEĞERDİ” DEDİKTEN SONRA BEN HER ŞEYİ BİLİRİM VEYA BENİM HER SÖYLEDİĞİM MUTLAK DORUDUR DİYENDEN DAHA YANLIŞ BİR SÖZ KULLANAN OLABİLİR Mİ?
Saygılar sunarım. Dil yapısı ve imla hataları da çok yoruyor insanı okurken.
DOĞRUDUR BİR YAZIYI YAZIYORUM ON DEFA BİLE OKUSAM Kİ OKUYORUM AMA YİNE BİR BAŞKASINA OKUTTUĞUMDA BİR SÜRÜ YAZIM VE İMLA HATASI GÖRÜYORUM. NE YAPALIM BU YAŞTAN SONRA ELİMİZDEN BU KADAR GELİYOR. GENÇLERİMİZDE KUSURUMUZA NAZARI MÜSAMAHA İLE BAKSINLAR.
Başarılar.
çok güzel olmuş, yüreğiniz dert görmeye..
üstadın da dediği gibi... SÖZLER GÜZELDİR...
*****************************************
İnsan fıtratına, kainata dair soru bırakmayacak formüller aracıdır Risale-i Nur..
Az dahi olsa eski diye tabir edilen kelimeleri biliyor iseniz, çok rahat anlaşılır,
ilgi çekicidir.. insanı heyecanlandırır.. her cümlede, her paragrafta bambaşka kavramları keşfedersiniz.. bu da gayet tatmin edici bir yön ve okumaya celbediyor.. Her okudugunuzda, sıradanı değil, sıradışıyı, hem de ’yeni’ yi okursunuz..
En mühim yönü Allahı tanımada aklı, kalbi, ruhu birbirinden ayırmayarak ve hepsini de tatmin edecek yolları tarif ediyor olması..
Risale-i Nur’u okuyup, genel mantıklarını çözmüş kişilerde çok sağlam bir felsefik kabiliyet oluşur ki, her alanda, her kesimden insana islamı, tevhidi savunur, meydan okuyabilir..ve galib gelir..
Risale-i Nur din kitablarından çok ayrı bir yerdedir.. derin bir tevhid felsefesi içerir, insanı ile tevhidi beraber ele alır, islamdan çok, evrensel hakikatlere vurgu yapar, hiç bir kavramı ötekileştirmez, şeytan, vesvese, enaniyet, nefis, bela, musibet, hastalık..
Alışılmış din kitablarında anlaşılamaz, ulaşılamaz, olumsuz, düşman, öteki, gibi adlandırılan her kavram en ince ayrıntısına kadar açılır, incelenir,
ilahi gayeler/hikmetler gayet akla yatkın, aklın idrak edebileceği tarzda anlatılır..
’anlayamadığın, aklının ermediği meselelere karışma’ denmez..
’hepsini idrak edebilirsin’ der..
İnsanın asla enaniyetini tahrik etmez.. bu ise bahsi geçen hakikatleri kabul edilir kılar.. insan merkeze konur.. fıtratın cevaptır der..
Necdet EREM
Evet Sözler güzeldir" ehsenu kavlihi " MA HER SÖZ HERKESE GÜZEL GELMİYOR.
ilacın hastaya güzel gelmediği gibi.
Allah'a emanet ol.
Necdet EREM
Yazıma tenkid yazan
rdemir'e cevaptı.
BÜYÜK HARFLER CEVABİ YAZIDIR.
HİÇ BİR İSLAM ÂLİMİ BİR DİĞERİNİ YOK SAYMAZ VE SAYAMAZ.
HER ÂLİM, İLİM VE MARİFETİNİ, FEYİZ VE KEMALATINI KENDİLERİNDEN ÖNCEKİ HOCALARINA VE FAZİLET KAYNAĞI BÜYÜKLERİNE BORÇLUDUR.
İŞTE BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ’NİN RİSALE-İ NURLARDA GEÇEN BİR SÖZÜ. 'İMAM RABBANİ HZ. HİNDİSTAN’DA GELMİŞ DESELER, YAYAN OLARAK ZİYARETİNE GİDER ELİNİ ÖPER DUASINI ALIRIM'.
CEMAATLERİN VEYA CEMAAT MÜNTESİPLERİNİN HATA VEYA YANLIŞLARI YAHUT DIŞARIDAN HATA VEYA YANLIŞ GİBİ GÖRÜNEN STRATEJİLERİ İLE KURANIN MUASIR TEFSİRLERİ KARALANAMAZ.
ONLARDAN İSTİFADE YOLLARI TIKANAMAZ.
RİSALE-İ NURLARDAN BİLGİSİNİ GELİŞTİRMEK İSTEYENLER, İLLE DE BİR CEMAAT MENSUBU OLMALARI GEREKMEZ.
BİRİLERİNDEN EMİR VE TALİMAT ALMALARINA İHTİYAÇ YOKTUR.
lakin birkaç noktaya itiraz etmek ve bu konulardaki fikirlerinizi de almak istiyorum. Bir insan haklı ise ona neden karışılır?
Haklısınız diyorsunuz ve devamında yanlış düşündüğünü ima ediyorsunuz.
FİKRİNDE SAMİMİ OLAN HERKES HAKLI DÜŞÜNCESİNDE, HAKILDIR, ONUN HAKLI OLMASI SADECE KENDİSİNİ BAĞLAR.
HAKLI OLDUĞUNA İNANDIĞI FİKRİNİ TOPLUMLA PAYLAŞTIĞI ZAMAN O ÖZELİNE AİT OLAN HAKLILIĞINI KAYBEDER, O ZAMAN TOPLUMUN ÜZERİNDE MUTABAKAT SAĞLAYABİLECEĞİ BİR HAK ORTAYA ÇIKAR ZATEN YAZIMDA DA BUNA TEMAS ETMİŞİM. SONRA HERKES UZANMALIK DALINDA KONUŞMALI YOKSA BAŞKALARINDAN DUYDUĞU SÖZLER VEYA VİTRİNDEN SEYRCİ KANAATİ İLE HÜKÜM VERMEMELİ.
“DEĞERLİ DOSTUM.
BİLGİLERİNİZ DOĞRULTUSUNDA DÜŞÜNCELERİNİZDE ELBETTE HAKLISINIZ VEYA EN AZINDAN KENDİ KANAATİNİZCE HAKLI SAYILABİLİRSİNİZ.
AMMA ŞUNU DA TAKDİR EDERSİNİZ Kİ HİÇ BİR ŞEY KİMSENİN ŞAHSİ BİLGİSİ İLE SINIRLI VE TEK AÇIDAN BAKILARAK VERDİĞİ KARALA BAĞIMLI DEĞİLDİR.
HİKMETİNİ BİLMEDİĞİMİZ ŞEYLER HAKKINDA VERECEĞİMİZ HER HÜKÜM YANIŞ OLMASA DA HATADAN HALİ DEĞİLDİR.”
İkinci olarak, 'Hiç bir İslam âlimi bir diğerini yok saymaz ve sayamaz. ' bu durumda ya Said Nursi alim değil ya da onu tenkit eden tekzip eden 'Anzaklar Meselesinde olduğu gibi' birçok alim dediğimiz kişiler alim değil.
BİR ALİM HER KONUDA İSABETLİ OLMAYA BİLİR.
İCTİHATTA BİLE TEK HÜKÜM YOKTUR, ALİMLERİN VAZİFESİ TOPLUMLARIN HATA, YANLIŞ VE İÇİNDE BULUNMUŞ OLDUKLARI SOSYAL VE SİYASAL SIKINTILARDAN KURTARILMALARI ADINA İKAZ ETMEK VEYA SIKINTININ EN AZ ZARAR İLE BERTARAF EDİLEBİLMESİ İÇİN YOLLAR ARAMAKTIR. BENCE BURADA DA YANILIYORSUNUZ, HER İKİSİ DE ALİMDİR.
HER ALİMİN İLLE DE BİRBİRİNİ KABUL ETMESİ GEREKMEZ.
EFENDİMİZ İHTİLAF-İ ÜMMETİ RAHMETİ,
DİĞER BİR HADİSİ ŞERİFİNDE İHTİLAFİ ESHABİ RAHMETİ DİYEREK, İSLAM İÇİNDE ÇOK SESLİLİĞE YEŞİL IŞIK YAKMIŞTIR. FAKAT ESASAT-İ DİMİVE VE ZARURAT DİNİYE ÜZERİNDE ( İTİKAT KONULARINDA ) İHTİLAF OLMAZ YOKSA FIKIH, İÇTİMAİYAT, FURUAT SOAYAL VE SİYASAL KONULARDA SABİTE YOKTUR, ZAMANA, MEKANA, MUHATABA, SEBEBE GÖRE HÜKÜM DEĞİŞİR. İTİKADIN DIŞINDA HERKES AYNI HÜKMÜN MUHATABI DEĞİLDİR. İSLAM’IN EHLİSÜNNET ULEMASI İTİKAT AÇISINDAN BİR BİRİNİ KABUL EDER İÇTİMAİYAT, HİZMET, FAZİLET VE KEMALAT ADINA DA BİR BİRİ İLE KIYASIYA YARIŞIR.
Hatta bu alimler birbirlerini küfürle dahi itham edebilir.
İddianıza!
İSLAM’IN EHLİ SÜNNET ULEMASI BİR BİRİNİ İTİKAD ALANINDA TEKFİR ETMEZ, HİZMET ADINA VE SADECE KENDİ İDDİALARINI RED ETTİKLERİNİ İZAH BABINDA TEKFİR EDERLER. YOKSA ALLAH’A, RESULÜNE, AHRETE USUL-İ DİN DEDİĞİMİZ AMENTU VE ŞERHİNDE HATA VE KUSURU OLMAYANA EHLİ KÜFÜR DEĞİL FIRKA-İ DALLE BİLE DEMEZLER. HA EHLİ SÜNNET İTİKADININ DIŞINA ÇIKMIŞ USUL-İ DİNİYE DE SAPKIN İDDİALARDA BULUNMUŞ OLAN ZATEN KÜFÜR ÜZRE OLUR.
İMAN İBADETLE DEĞİL İTİKAT İLE TESBİT EDİLİR.
Hallac-ı mansur'da Muhiyeddin-i Arabî'de olduğu gibi.
HALC-U MANSUR, İBNİ ARABİ VE BENZERİ TASAVVUF MÜRŞİTLERİMİZ İNANÇLARINDAN DEĞİL SEKR HALİ OLAN ŞERAİTE MUHALİF MANALAR TAŞIYAN ÖZEL HAL ENLİNE HAS İDDİALARINDA DOLAYI ŞERİAT KILICI İLE TECZİYE EDİLMİŞ OLMALARINA RAĞMEN HAKLARINDA BİR KARALAMA KAMPANYASI OLUŞTURULMAMIŞTIR.
VAHDET-ÜL VUCUT VE VAHDETİŞŞUHUD OLAN MESLEK VE MEŞREPLERİ HUSUSİ BİR HAL OLUP AVAM-I MÜMİNİN İÇİN FEVKALADE TEHLİKELİ VE HAL EHLİ OLMAYAN İÇİN İSE İNSANI KAFİR RTMRYR YETECEK BİR TEHLİKE KAYNAĞIDIR. İBNİ ARABİ HZ.LERİ ZATEN HALİMİZE MUTTALİ OLMAYANLAR KİTAPLARIMIZ OKUMASIN DİYE İKAZ VE İRŞADI DA VARDIR.
Üçüncüsü buradaki -Her asır kendi İmam-ı Rabbanilerini, İmam Gazzalilerini, Mevlana Celaleddinlerini, Mevlana Halidlerini Vs. lerini yetiştirmek zorundadır. - kastınızı anlamak isterim.
DEĞERLİ KARDEŞİM.
BU SORUNUN CEVABI YAZIMIN İÇİNDE VAR.
İŞTE CEVABI OLDUĞU GİBİ KOPYALIYORUM.
“DEĞERLİ KARDEŞİM.
TIP ALANINDA BİLE HER ASRI TEHDİT EDEN FARKLI BİR HASTALIK OLDUĞU GİBİ İNANCI DA HEHDİT EDEN ASRİ DÜŞÜNCE SAPMALARI VARDIR VE OLACAKTIR. GELİŞEN DÜNYA VE DEĞİŞEN MANTIK BUNU KAÇINILMAZ KILIYOR. YENİ DERDE YENİ DEVA OLDUĞU GİBİ ( ECZANEDEN.)
YENİ FİTNE, İNKAR, İSYAN, İTİRAZLARADA; ANA KAYNAKTAN BAĞIMSIZ OLMAMAK KAYDI İLE YENİ TEZ VE YENİ SÖYLEMLER LAZIMDIR.
HER ASIR KENDİ İMAM-I RABBANİLERİNİ, İMAM GAZZALİLERİNİ, MEVLANA CELALEDDİNLERİNİ, MEVLANA HALİDLERİNİ VS. LERİNİ YETİŞTİRMEK ZORUNDADIR.
YANİ HER MEVSİM ARZ TOPRAĞINDA KENDİ MEYVESİNİ YETİŞTİRİR.
İŞTE BEDİÜZZAMAN VE RİSLE-İ NUR KÜLLİYATI DA ECZAHENE-İ KUR-ANİYEDEN BU ASRIN İNKAR VE İLHAD DERDİNE ÖZEL BİR ŞİFA KAYNAĞIDIR.
MERHUM VATAN ŞAİRİMİZ M.AKİF ERSOY’UN DEDİĞİ GİBİ,”
BİR MİSAL DAHA;
TIP ALANINDA ŞİMDİ BÜTÜN DİKKATLER KANSER VE ONA İLAÇ BULMA ÇALIŞMALARI VE BU ÇALIŞMALARI CAN VE BAŞ İLE YAPAN BİLİM ADAMLARI ÜZERİNE ODAKLANMIŞ VE ONLARDAN GELECEK OLAN HABERE KİLİTLENMİŞ. AMMA İNSANLIK KANSER ADINA MÜJDE BEKLERKEN, VEBA, VEREM VS. İLAÇLAR GEREKSİZ DENİLEMEZ. ONLAR ZATEN BULUNMUŞ İLAÇLARDIR, İNSANLIĞIN İHTİYACI ANINDA ECZA DEPOLARINDAN ALINIP İHTİYAÇ SAHİPLERİNE DAĞITILIR. İNSANLIK ONLARIN MUCİTLERİNE KIYAMETE KADAR MİNNETTARDIR.
İSLAM DİNİ ADINA ÖNEMLİ İDDİALARDA BULUNAN ALİMLER DE YAŞADIKLARI GÜNÜN PROBLEMLERİNİ ÇÖZMEK, YAKIN GELECEK ADINA TEHLİKELERİ SEZME VE TEDBİR ALMA SORUMLULUĞU TAŞIYAN MÜSTESNA İNSANLARDIR. BUNLARIN DİNİ LİTERATÜRDE ÖZEL ADLARI VARDIR, ONLARA GİRMEYE GEREK GÖRMÜYORUM.
İŞTE HER ASIR KENDİ İMAM-I RABBANİSİNİ, GAZZLİSİNİ (RA.EC.) YETİŞTİRİ DEMEMİN MAKSADI DA BUDUR. KOLAY ANLAŞILMASI İÇİN HERKESİN RAHATLIK İLE ANLAYABİLECEĞİ AŞAĞIDAKİ ÖRNEĞİ VERDİM.
“YANİ HER MEVSİM ARZ TOPRAĞINDA KENDİ MEYVESİNİ YETİŞTİRİR.”
TOPRAK BİLE YAZA YAZLIK KİŞA KIŞLIK FARKLI MAHSULAT VERİYOR İSE KIYAMETE KADAR İNSANLIĞIN SON VE TEK DİNİ OLAN İSLAMİYET HER ASRIN KARANLIK ZİHNİYETİNİ AYDINLATACAK KUR-ANDAN YENİ LAMBA YAKMAYACAKMI?
Eğer ki kasıt müceddidlik ise, bana Mevlana'nın neden müceddid olduğunu müceddidlik vasıflarını da gözönünde bulundurarak söyleyebilir misin?
BAK MÜCEDDİTLİK MESELESİNE GİRMEYECEKTİM.
AMMA BÜTÜN MÜCEDDİTLER; DİNİN DİN OLMA ÖZELLİĞİNDEN UZAKLAŞIP ULEMANIN TİCARET METAI OLUNCA GELİR VE GELENEKSEL GÖRÜŞ, HAKİM ZİHNİYET İLE MÜCADELESİNİ VERİR VE MUVAFFAK OLUR. MEVLANA HZ. LERİ ŞEMS İLE TANIŞTIKTAN SONRA MEDRESEDEKİ KİTAPLARI MEDRESENİN HAVUZUNA DÖKTÜĞÜ FİLMLERE BİLE KONU OLMUŞTUR.
Bu vasıflar ışığında incelendiğinde Said Nursi de müceddid olmuyor ki ben de aynı kanaatteyim.
SAİD NURSİ VEYA HERHANGİ BİR İSLAM ALİMİNE MÜCEDDİT DİYEN DİN AÇISINDAN BİR ZARAR GÖRMEDİĞİ GİBİ, DEĞİLDİR DİYENDE BİR ŞEY KAZANMAZ.
RİSALET İDDİA MAKAMIDIR, VELAYET İSNAT.
BİR PEYGAMBER GELDİĞİNDE ÇIKIP BEN ALLAH’IN PEYGAMBERİYİM HERKES BENİ TASDİK ETMEK ZORUNDADIR. BANA UYMAYANLAR CEHENNEMLİKTİR DER.
BİR İNSAN ALLAH NEZDİNDE MAKBULİYET KAZANINCA Kİ BUNA VELAYET DERİZ.
BAŞTA KENDİSİ BİLE BİLMEZ. ÇEVREDEKİ İNSANLAR ONUN HAL, TAVIR, İLİM, FAZİLET VE KEMALATINA BAKAR VE VELİ OLDUĞU HAKKINDA TOPLUM DA GELEN BİR KANAAT HASIL OLUR VE İNSANLAR ONUN BU DEĞERLERİNDEN İSTİFADE ETMEK İÇİN ETRAFINDA TOPLANIR VE ONU BU DEĞERLERE ULAŞTIRAN SEBEPLERİ TEKLİDE BAŞLAR VE BU İNSAN DA DEĞERLİ DOSTLAR BEN DE SİZİN GİBİ BİR İNSANIN HATTA BASİT BİR İNSANIM DİYE KENDİSİNE TEVDİ EDİLEN MAKAMI RED EDER.
BİR VELİ İSTER MÜCEDDİT, İSTER MÜÇTEHİT, İSTER ĞAVS, İSTER KUTUP, MAKAM VE MANSIBI NE OLUR İSE OLSUN HERKES TARAFINDAN KABUL EDİLMEK VE TASDİK EDİLMEK ZORUNDA DEĞİLDİR. BUNA ĞAVS-I AZAM ABDULKADİE GEYLANİ, ŞAH-I NAKŞİBENDİ HATTA İMAM-I AZAM VE İMAM MUHAMMED İDRİS EŞ-ŞAFİ-İ DE DAHİL EDİLEBİLİR.
'Gerçek manada ıslahatçı hiçbir âlim yaşamış olduğu zamanın statükocuları tarafından tanınmak istenmemiş.' bir de bu konu var tabi. Söylediğinizdeki haklılık tartışılabilir, hatta bu teze uymayan birçok alim de sıralanabilir lakin bu tezinizde de bilerek yahut bilmeyerek Said Nursi'yi öveyim derken bugün şakşakşak diye alkışlanan ve hatta Said Nursi'nin kendisini bile, alim olmamakla itham ediyorsunuz.
BU İDDİAYI NERDEN ÇIKARDIĞINIZI ANLAMIŞ DEĞİLİM.
Alimlik ve velilik ince konulardır deriz hep ama konuşmadan ve tartışmadan hatta tenkit ve tekzib etmeden de hiçbir yere varamayız.
TARTIŞMALAR EHİL VE MÜNSİF İNSANLAR ARSINDA OLMALI. MESLEK DIŞI CAHİLLER VEYA KONU İLE UZAKTAN YAKINDAN ALAKASI OLMAYANLAR (ihtisas adına her meslek mütehasıslarından, uzmanlarından sorulur.)İTİDALİNİ KAYBETMİŞ RAKİBANE, HASIMANE DAVRANANLAR TARTIŞMANIN TARAFI OLUR İSE BU TARTIŞMADAN ÇOK KARMAŞA OLUR.
ALLAH'ı dahi sorgulamadan kabullenenin imanı sallantıdadır diye düşünüyorum.
EVET, BEN İMANI İNSANI ÖZGÜR AKLIN TESBİTİ İLE YİNE ÖZGÜR İRADESİNİN TASDİKİ OLARAK KABUL EDERİM.
YOKSA DİĞERİ SADECE BİR GELENEKTEN İBARETTİR.
TABİ BU ÖZGÜR AKIL VE ÖZGÜR İRADE İMAN GİBİ DÜNYA VE AHRETİNİ DOĞRUDAN İLGİLENDİREN ÇOK ÖNEMLİ BİR KONUDA TERCİHİNİ YÖNLENDİRECEK KARARKINI VERİRKEN ELBETTE GEÇMİŞİN ÜZERİNDE İTTİFAK ETMİŞ OLDUĞU ÂLİMLERİN ESER VE İDDİALARI VE ONLARIN DEĞERLERİ İLE TENAKUZA DÜŞMEMİŞ İSLAM ÂLİMLERİNİN REHBERLİĞİNDE OLMALI.
BİR HASTA İLAÇ TERCİHİNDE BAĞIMLI KULLANIMINDA ÖZGÜR OLDUĞU GİBİ!
İSLAM LİTERATÜRÜNDE MUKALLİD SINIFINI OLUŞTURAN HALK TERCİHLERİNDE DEĞİL TATBİKLERİNDE ÖZGÜRDÜR.
BİR KİŞİNİN İTİKAD KONUSUNDA ÖZGÜR OLABİLMESİ İÇİN,
EBU MANSUR EL-MATÜRİDÎ VEYA EBUL HASAN EL EŞARİ KADAR UZMAN OLMALI,
İBADET VE ŞERAİTTE DE ÖZGÜRLÜK İSE İMAM NUMAN BİSSABİ EBU HANİFE, MUHAMMED İDRİS EŞŞAFİ-İ, İMAM AHMED BİN HANBEL VEYA İMAM MALİK KADAR BİLGİLİ VE İDDİALI OLMALI.
DEĞİLSE ONLARI TAKİP EDİP KENDİSİNİ BU BÜYÜK SORUMLULUKTAN KURTARMAK İÇİN BİR ÖMÜR VERMİŞ OLAN BU MÜMTAZ VE MÜSTESNA ŞAHSİYETLERE MİNNET İLE METEŞEKKİR OLMALI VE RAHMETLE YAD ETMELİ.
Bunu neden mi söyledim? 'Hikmetini bilmediğimiz şeyler hakkında vereceğimiz her hüküm yanış olmasa da hatadan hali değildir. ' demişsiniz de ondan. Doğru öyle bir tane değildir. Gösterilecek delillere bakar. ALLAH bu yüzden azab ve mükafattan önce sual ediyor. Adil olsun diye Hak olsun diye. Bu yüzden de 'Kan abdesti bozar' diyen İmam Ebu Hanife de 'Bozmaz' diyan İmam-I Şafiî de haklıdır.
İÇTİHAT İBADETTİR, SAMİMİ İÇTİHAD EDEN HATALI BİLE OLSA SEVAP KAZANIR.
Tıpkı bunun gibi delili varsa Said Nursi alim değildir diyen de demeyen de haklıdır.
YOK ÂLİM DEĞİLDİR DİYEN DOĞRU SÖYLEMEZ. VELİ DEĞİLDİR DİYEN DOĞRU SÖYLEMİŞ OLABİLİR. HERKES BİLDİĞİNİN ALİMİ BİLMEDİĞİNİN TALİBİDİR. İLMİN SONU YOK Kİ HERHANGİ BİR KİMSE BEN MUTLAK ALİMİM DESİN. İLİMDE PEYGAMBER HADİS VE ÖVGÜSÜNE MAZHAR OLMUŞ OLAN HZ. BİLE “BİLMEDİKLERİMİ AYAĞIMIN ALTINA KOYABİLSEYDİM BAŞIM GÖĞE DEĞERDİ” DEDİKTEN SONRA BEN HER ŞEYİ BİLİRİM VEYA BENİM HER SÖYLEDİĞİM MUTLAK DORUDUR DİYENDEN DAHA YANLIŞ BİR SÖZ KULLANAN OLABİLİR Mİ?
Saygılar sunarım. Dil yapısı ve imla hataları da çok yoruyor insanı okurken.
DOĞRUDUR BİR YAZIYI YAZIYORUM ON DEFA BİLE OKUSAM Kİ OKUYORUM AMA YİNE BİR BAŞKASINA OKUTTUĞUMDA BİR SÜRÜ YAZIM VE İMLA HATASI GÖRÜYORUM. NE YAPALIM BU YAŞTAN SONRA ELİMİZDEN BU KADAR GELİYOR. GENÇLERİMİZDE KUSURUMUZA NAZARI MÜSAMAHA İLE BAKSINLAR.