- 1745 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
O K U L
Özellikle öğrencilerinin teneffüste bulundukları bir zamanda, herhangi bir okulun önünden geçtiğinizde, okul bahçesinde bir aşağı, bir yukarı koşusup duran, adeta bir kuş yuvasını andıran bu yerde, bu cıvıltıları, bu sorunsuz ve sorumsuz haykırışların sahiplerini gördüğünüzde çocukluğunuza, gençliğinize dönersiniz. Okul anılarınız bir sinema şeridi gibi gözlerinizin önünden geçer. Çok sevdiğiniz öğretmenlerinizi, kardeş bellediğiniz okul arkadaşlarınızı yeniden hatırlarsınız. Kovboy Ramis’i hatırlarsınız mesela. Hem resim öğretmeni, hem de müdür muavini olan. Sonra Baba Rıfat’ı, Kel Abbas’ı, o tatlı anlatımıylabize coğrafya dersini sevdiren Kasım hoca’yı hatırlarsınız. Bize sadece edebiyatı ve Türkçemizi değil, iyi insan olmayı da öğreten edebiyat öğretmenimiz Beyhan Güley’i de gözünüzün önüne getirirsiniz. Sonra arkadaşlarınızdan “Geyik Coşkun”u, “Beyin Yılmaz”ı,
“Kibi İhsan”ı hatırlarsınız. Bir an aralarına katılmak, çocukluğunuzu, gençliğinizi yeniden yaşamak geçer içinizden. Çok kısacık süren bu heves, anında yerini hayatın acımasız gerçeklerine devreder. Baba olduğunuzu, hatta ve hatta dede olduğunuzu hatırlarsınız. Hüzünle karışık bir mutluluk kaplar içinizi.
Okul denen bilgi âsumanında, öğretmenlerinden aldıkları ışıkla birer yıldız olmaya aday bu öğrencilerin, ülkelerini nurlu bir geleceğe götüreceğinden asla bir şüphemiz bulunmamaktadır.
Aynı yerden bir de gecenin bir vaktinde geçtiğinizi düşünün. Öğrencilerin gündüz vakitlerindeki heyecanını, sevinç ve neşe dolu şakıyışlarını özlemle hatırlarsınız. Hepsi duvar diplerine sinmiştir sanki.Yokluklarının meydana getirdiği sessizliğe bir de karanlığın yüklediği ürküntü sizi de etkisi altına alır. Ne kadar gündüzü hayal etmeye çalışır olsanız da bu tedirğinliği üstünüzden atamazsınız. Sanki hiç bilmediğiniz, sırlarla dolu bu hayaletler bahçesinde in-cin top oynamaktadır. Gündüzleri içinizi ısıtan sıcaklık, karanlık çöktüğünde insanı iliklerine kadar üşüten bir zemheri ayazı olup çıkar.
Bu karanlıklar arasında, hayal-meyal silüet şeklinde görebildiğiniz okul binası, hüküm sürmekte olan bu karanlığı kastederek “Ben olmasam, gelecek olan cehalet karanlığı, bu karanlıktan daha koyu bir zifiri siyahlıkla gelir, sakın bunu unutma” der gibidir. Sonra başınızı kaldırıp ışıl ışıl parıldayan yıldızları gördüğünüzde, yukarılarda bahsini ettiğim yıldız adayları aklınıza gelir.
Ülkenin geleceğinin emin ellerde olduğuna gönülden inanır, Tanrı’ya şükredersiniz