HASTANEDEN İNSAN MANZARALARI
Merhaba
Geçtiğimiz günlerde, koşu yolu kartal kalp hastanesine kayınvalide mi yatırdık ve 15 gün boyunca gidip geldik son 4 günüde orada geçirmek zorunda kaldım.
Bu bana neler gösterdi onu anlatmak istedim ve sizle paylaşmak. İlk gün dışarıya fazla çıkamadım nedeni de hastamın başından ayrılamamamdı. Hastanenin temizliğini ve hastalara karşı olan ilgi ve alakasını görünce dedim ki; bravo işte hastane ve işte bakım, işte insana yakışır muamele. Gerçekten gururlandım çünkü böyle olmalıydı doğal ve insanca olan buydu. O hekimlerin ve pratisyenlerin çalışmalarını, uğraşlarını gördükçe değişiyoruz dedim içimden ve yüksek sesle de. Hasta bakıcıların bile ne kadar değiştiğini para için alakadar değil de insanlık adına ilgilenmeleri saygıları ve temizlik açısından çabalarını görmek başka güzeldi. Hemşirelerde takdire şayandı onları da unutmamak gerek. Eskisi gibi terslemeler, suratına bakmadan ağız içinden konuşmalar, insan ayırımları yoktu herkes eşitti ve hastalara her işlem yapmaya geldiklerinde hatır soruyorlardı. Dedim ki ben galiba rüya görüyorum.
İkinci gün dışarıya çıktım uykusuzdum ve 24 saat hiç uyumamıştım ve yorgundum, dışarıda çay ve cafe tarzı yerler vardı ve hepside gayet ucuz tutmuşlardı fiyatlarını halk her şeyi buluyordu istediği zaman. Ama o kadar çok kalabalık ve kargaşa vardı ki hastanenin bahçesinde ve çevresinde nutkum tutuldu. Hasta içerde yatarken hasta yakınları dışarıdaydı ve yoğun bakımda ki ameliyatta ki hastalarını bekliyordu, aylarca orada yatanlar vardı dışarıda sandalye üstlerinde sabahlıyorlardı, kimileri bekleme salonunu otel konumuna getirmişti. Gündüzleri bekleme salonu geceleri bankları birleştirerek yapılan yataklar bunları gördükçe içim parçalandı. Bu işin daha insanca olanı yokmu diye araştırırken hastaneye ait bir otel olduğunu öğrendim, gidip baktım otele hastası içerde yatanları alıyorlardı ve güzel, temiz odalardı, içlerinde 2 yatak vardı, TV, mini buzdolabı, banyo, vc beş yıldızlı bir otel odasında olması gereken her şey vardı ve fiyatı 30 liraydı. Bu bana gayet iyi geldi.
Dışarıda insanlarla sohbet ederken eşini bekleyen bir beye dedim ki otel varmış neden orada kalmıyorsunuz da burada, sandalye tepelerinde dışarılarda sefil oluyorsunuz? Adam dediği; ne diyorsun abla ben 1 aydır buralardayım, ona para mı yetişir zaten sıfırı tüketmişim yemeye para bulamıyorum. Etrafımı dinledikçe çoğununda aynı durumda olduğunu gördüm. Çaresizlik ne kadar kötü bir şeydi her şey iyi şartlarda olabilirdi, temiz olabilirdi, iyi bakılabilinirdi ama insanlarda para olmayınca sefalet dışarıda devam ediyordu. Hayat şartlarımız daha iyileştirilme dikçede bu böyle gelmiş böyle gidecekti.
Ben bunları düşünerek hastanenin kapısına yöneldim yukarı çıkmak için, Yan odada yatan hastanın refakatçisi bir bey de dışarı çıkıyordu, birkaç kez görmüştüm kayınvalide mi vc ye götürürken arada selam veriyordu ben de selamını başımla onaylıyordum. Orada beni görünce “yukarıya mı” diye sordu? Ben de” evet eşim yanında ben çay içtim hava aldım nöbeti devralacağım “dedim.”Boş verin beklesin siz benle çay için konuşalım”demez mi? Şok oldum adeta içimden (noluyoruz ya!)dedim. Ve kibarca”hayır çıkmalıyım diye cevap verdim. Ama adam “nasılsa bu gece buradayız gece dışarı çıkar dolaşırız “dedi. Ben daha çok aptallaştım ve cevap vermeden içeriye girdim sinirlerim tavan yapmıştı çok şey söylenebilirdi adama ama burası hastaneydi ve burada insanlar canınla cebelleşirken bunun yeri değildi yakışmazdı bana. Yukarıya odaya çıktım kayınvalidemin altını değiştirdim ve beklemeye başladım. Adam arada bir odanın kapısına kadar geliyor içeriye bakıyor ve dönüyordu, bu sabaha kadar belkide 9 kez tekrarladı ve bu adam abisini bekliyordu ağabeyside ağır, hastaydı. Şimdi bu hal böyleyken hangi hayvanın aklına kadın gelir, yâda adam gelir, hangi kendini bilmez orada canınla mücadele eden, yokluk ve çaresizlik içinde kıvranan onca insanın varlığının içinde uçkurunun derdine düşer? Bu nasıl bir akıldır ki,bu nasıl bir cehalettir ki etrafından ders almaz? Orada bulunan insanlar kendilerini kaybetmişken, ağlamalar, sızlamalar arasında, ölümler ve kan bulma mücadeleleri arasında çabalarken ve her uzatılan dalı tutmak için beklerken, nasıl bir insan dışı varlık bunu düşünür?
Ben hiç istifimi bozmadan sabahı yaptım en ufak bir harekette adamı dövecekte gücüm vardı onu gayet rahat haklardım ama meydan vermemek için hiç kapıya, yâda dışarıya çıkmadım. Neden mi; asla korkudan değil, sadece orda bulunan hastalara ve hastanenin bu güzel ortamının böylesine pislik insanlarla bozulmaması adına
Saygılar
YORUMLAR
Yazının önce son bölümüyle başlamak istiyorum. Böylesi kendini bilmez insan çok maalesef. Siz nezaket icabı karşınızdaki insanı selamlarsınız ama karşınızdaki sizden faydalanmanın peşinde olduğu için... Neyse bu tür yaratıklara fazla takılmamak gerek.
Hastaneler artık çok daha iyi durumdalar ve temizliğin yanında hizmet kalitesine de önem veriyorlar. Sağlık hizmetlerinin çok daha iyiye gideceğinden ben eminim. Yalnız burada bizlere de çok iş düşüyor. Kısaca iki basit tanıklık ettiğim olay. Annem ameliyat için hastanede yatıyordu ve ben ziyaret için kapıda beklerken ziyaret saati olmadığı halde içeriye zorla girmek isteyen ve güvenlik görevlileriyle tartışan insanlar gördüm. Yine de sabırlıydı görevliler ki güzellikle ikna etmek için uğraşıp durdular. Sonra başka birisi trafik kazasından hastaneye kaldırılan bir yakının arıyor ve yine görevliler bu hastanede o isimde hasta yok falanca hastanede olabilir dedikçe adamı ikna edemiyorlardı. Kavga çıkaran adamı son çare hastane dışına sürüklediler zoraki. İş daha çok büyüyecekti de adamın cep telefonu çalıpta biz şu hastanedeyiz sen nerede kaldın demeseler. :)) Tabii adam süklüm püklüm dediğiniz hastanedeymiş oraya nasıl gidecem demez mi? Güler misin, ağlar mısın? Yine de tarif ettiler hastaneyi.
Hah bir de hijyen meselesi vardı değil mi? Görevli kadın tuvaletleri temizledi sabunu doldurdu ve çıktı. sıra bekliyorum ve boşalan tuvalete girmek için hamle yaptım... Gerisini siz tahmin edin. Sifon çekmekten bile aciz insanlarımız var. Uyardığımda ise o benim görevim mi görevliler ne diye para alıyor madem dedi. Bundan sonra da zaten o insanla ağız dalaşına girilmezdi, kapasitesi belli.
Yani diyeceğim o ki herşeyi devletten beklemek gibi bir alışkanlığımız varya, bizlerde biraz kendimizce birşeyler yapsak.......
Teşekkürler paylaşım için.
İşte dünyanın iki yüzü, tıpkı iki yüzlü insanlar gibi...
Bir tarafta acı çeken, can derdine düşmüş insanlar, diğer tarafta uçkur peşindeki densizler. Dünya durdukça iyiler de kötülerde duracaktır.
Bizlere düşen, kötülerle mücadele etmeyi öğrenmek. Başka çaremiz yok. Nasılsa bu gibi pisliklerin kökü kazınmayacak.
Gelelim hastanelerin durumuna. Bu perşembeyi hastanenin acilinde geçirdim ve ummadığım şekilde iyi karşılandım. Hemşire hemen bir koltuk uzatırken.
Doktor defalarca nasıl olduğumu sordu. Bir an kendimi rüyada sandım ama hemşirenin yaptığı iğne gerçekti. Artık memleketimiz mi, yoksa insanlarımız mı bilmiyorum ama bir düzelme olduğu kesin. Kayınvalidenize geçmiş olsun diyorum. Sevgimle...