- 1977 Okunma
- 11 Yorum
- 0 Beğeni
Söyleşide Şiir ve Edebi Çığlık... (1)
Edebiyat defteri sakinlerinin Forum köşesinde elbirliğiyle yaptığı bu Şiir ve Edebi çığlıktan çıkan soru cevapları bir söyleşi serisi olarak zaman zaman bu bölümde yayınlayacağız...
Rıdvan Demir (rdemir)(Soru):Halk edebiyatında kullanılan mazmunlar ile Divan edebiyatında kullanılan mazmunlar arasında bir fark görüyor musunuz? Örneklendirebilir misiniz?
Hayrettin Yazıcı(hyazici58) (Cevap):Bu sorunuzun aradığı mantıktan hareket edersek, elbette fark vardır ki, böyle bir ayrıma tabi tutulmuşlardır. Önce en önemli belirleyici çevredir, insan çevresiyle birlik vardır. Divan şiiri saray demiyelim ama, kültürel cazime merkezi odaklaıdır, zamanın çekiciliğini neresi sağladıysa orasıdır. Bizim için bu anlamda İstanbul bir örnek sayılabilir. Halk şiiri için çevrenin çok sınırı yoktur, yine bizde bütün imparatorluk toprakları her haliyle halk şiirinin içindedir.
Divan şiirinde sevgili saçları ile topukları arasına sıkışmışken halk şiirinde dağı ve ovasıyla, geniş bir platoyla birlikte sevgilidir. Daha keseden söylemek gerekirse tabiyata daha yakın durur.
Mazmun örnekleri vermekten çok; Divan şiirine Nedim’i, Halk şiirine Karacaoğlan’ı örnek gösterirsem, maksadım anlaşılmış olur. Aslında geniş bir incelemne konusudur.
Cömert Yılmaz (Soru): Türk edebiyatı: Hececiler ve serbestçiler diye ikiye ayrıldığını görmekteyiz.Neden?
Zeki Çelik(Cevap):Türkiye edebiyatında hececiler gececiler serbestçiler diye bir şey yok da ondan... Kafadan uydurulmuş tanımlamalar. Sadece internet ortamına has uydurmalar bunlar... Edebiyatımızda yok bu.
Ha kimin edebiyatı bu, asıl onu tartışmalı edebiyat siteleri... Öncelik olarak iki şiirimiz vardır diye ikiye bölenlerin düşünmesi gereken bir konusu, günün şiirlerinde hadi bakalım bir ondan, bir bundan...
O kim, bu kim!
Hece ölçüsünde şiir yazıyor diye illa bir gruba üye olması gerekmiyor. Ama uzaktan takip ettiğim kadarıyla böyle gruplar var, birlikte hareket edip, birlikte kararlar alabilen... Onun için sanırım topluluk oluştuğunda top yekün hececiler deniyor. Ama yanlış bir tanımlama bu, üstelik tehlikeli bir boyutuda var. Toplumdan kendini soyutlama şekli gibi. Daha başka nedenleride barındırır içinde. Daha derinlemesine tartışabiliriz başka bir form konusu gündeme geldiğinde.
Bir taraf olmak için bir taraf yaratmak, uydurmak; serbestçilerin çıkış noktasıda budur.
Mesela Japonya’da hece ölçüsüne dayalı bir sistemde şiir yazan hiç bir haiku ustası biz hececiciyiz demezler... Çünkü şiiri ne ölçüde yazdığın değil, içinde ne olduğuna bakılır.
li_la (Soru):şiirde realizm mi romantizm mi olmalı?
Rıdvan Demir (rdemir)(Soru):şair sembolist olmalı bence lakin soruya bağlı kalınırsa romantik olmalı... real olanı verme gibi bir zorunluluğu olmamalı... pire deve doğursun şiirde, fare fili de yensin...
Muharrem Nalçacı (Soru): Yürek körlenirise şiir yazabilir misiniz?
hayal_meyal (Cevap ): Çok ince fikirliyim ben , bu yüzden olmayan birşey yoktur bana göre şiirde..
Yazabilirim, o duyguya sahip bir insansam o duygunun verdiklerini yazarım...
Körelmiş bir kalp , diğer karamsarlara destekleyici bir tercümedir ancak..herkese hitap etmeyebilir ... Fakat yazılabilir...
Mehtap Altan (Soru): Şiirin teması şairin ruhuna bulaşınca mı çıkar yoksa yüreğinde demlenince mi ?
Gizemli Yürek (Cevap):şairin yüreğinde gezinmeye görsün. her söz ç/alıntı düşlerin ve heyecanların damla damla akmasına sebep olur. Bana göre anlık iletiler gerçekçiliği ve öz’ü yansıtır…Sadelikten yanayım …
Afet Kırat (Soru): soru: Neden bazı şairler anlaşılmamayı iyi şiir olarak değerlendirir?
Sahra (Cevap ): şiirlerde kullanılan söz sanatlarının çoğu anlamı gölgelemeye yöneliktir.düz yazıda ise -tam tersi- duygu ve düşüncenin daha anlaşılır hale gelmesi için yazar farklı yöntemler kullanılır.-betimleme,örnekleme,tanık gösterme vb.-
eğer düşüncelerinizi söz sanatlarını kullanmadan anlatacaksanız nesir tercih etmelisiniz.
Sahra (Soru): Şairlerin amatör hallerine dönme hakkı var mıdır, bunu okuyucu nasıl karşılar ?
Hayrettin Yazıcı (hyazici58) (Cevap): Evet aynen öyledir. Ben sadece şiire değil, yazı yazmayada onbeş yıl ara verdim ve kaybımın nece olduğunu biliyorum. "İşleyen demir ışıldar" diye bir atasizümüz var ya, hem okuma, hem yazma ve tüm insan uğraşları için böyledir..İşlemek mutlaka ışıldamayı getirecektir. Çünkü vücut kimyasını ona göre ayarlıyor, dimağımızda öyle.
Bunu bir hak olarak düşünmemeli. İnsan çokgenli bir varlık ve sürekli hal değiştirir, yani kabdan kaba akaıp durur. Böyledir de şair hayatı boyunca birinci sınıf şiir yazacak diye bir kayıt yok. Bu ancak teknik konularda ve muhakeme gücü gerektiren alanlarda söz konusudur...
Rıdvan Demir (rdemir)(Soru):Bir gün olur da yaşamış ve yaşamakta olan tüm edebiyatçılardan biriyle görüşme imkanınız olsa kimle görüşürdünüz ve neyi sorardınız ona?
Afet Kırat (Cevap):Necip Fazıl üstadı görmek isterdim ve ona şiirlerim hakkındaki fikirlerini sorardım, hezimete uğrayacağımı bilsem de...
YORUMLAR
ağacın yapraklarına bakarız peki ya gövdesi?..
şiir
bazen anlaşılamamakta ister
şair eker
okuyucu biçer
diye düşünüyorum.
menzil ne kadar uzarsa uzasın siz görmek istediğinizden öteye gidemezsiniz.
şiir için en iyi mektep yaşadığınız hayattır.
içinizden gelmezse değil şiir tek harf çıkaramazsanız.
iki kıta arasındaki boşluk şaire aittir
gerisini bölüşebilirsiniz..
siteye alıştıktan sonra forumlara baktığımda hep sizin isminize rastlardım.konu açmak, görüş almak bence akıl işi sevgili Mehtap Altan.bu site evimde hissi uyandırıyorsa bende sizin gibi değerli şahsiyetler sayesinde.teşekkürler.
güzellikle kalınız..
harika olmuş ....
ve bence bo söyleşide çok şey ortaya çıkacak , alkış kıyamet kopacak. :)
günümün yazısı seçtim sevgili Mehtap ...
emeğine ve yüreğine sağlık
Mehtap ALTAN
teşekkürler...
Sevgili Mehtap, ben bu yazıya bayıldım. Sanki bütün arkadaşlar bir yere oturup bir güzel tartşmışlar gibi. Hepsinin fikri ve zikri çok farlı ama dönüp dolaşıp aynı kavşakta buluşuyorlar. EDEBİYAT. Bu güzel yazıda arkadaşları derleyip yazdığın için seni kutlarım.
Sevgimle...
Mehtap ALTAN
Sanırım bu tür paylaşımlar sanalın sıcaklığına dokunan anlamlar olsa gerek...
teşekkürler...