OKUMALIYDIN
Yazılarımdan hoşlanıyormusun.
Hoşlan onlardan,kimseye yazmam öyle ona göre kıymetini bil..
Öyle arasıra gelen yazılarım maden aslında işle bence..
Delirir gibi yazarım ben,tutamam kendimi kusar gibi.
Boş geçme beni.Ele avuca gelir kucaklanır yazılar onlar.içinde neler gizli bir bilsen.Ah bir bilsen nakış gibi işlenir bilinçaltlarına gizlenmiş taşan coşan bişeyler..
Gerçi dedim kimsin nesin tanımam seni aslinda...Anla beni yeter..
Dedim ki anlarmı?? Anlar mı anlar...
Anlamazsa anlaşılmadık bişey değil bu alışılmadık gedikli aklımın akıl almaz anlayışları....
Susss dedim ya sana suss işte sus ki duyasın evrenin sesini..
Tesadüfün mucizenin akışkan halini..Yanan halini..donan halini...
Yüzüne çarpan mutluluk rüzgarlarını,hüzüne bulanan sevinçleri..
Eli yüzü çamura da batsa aşk istiyor şu insanoğlu kan revan içinde kalsa da soluk soluğa lügat parçalatıyor işte benim gibi...
İçmek kendimi unutmak istiyorum bazen ağzıma geleni saymak herkese sonra ağlamak gözüm şişene kadar sonra deli gibi..ehhhh anla işte!!
Kaderimi sanki film gibi seyrediyorum iyi geliyor geri sarma olmasa da hoopp dur burda incek var diyorum güzel bir manzara eşliğinde tüttürmek için cigara..
Ohhh diyemedim kana kana biliyormusun...
Ki bilirsin sen bilirim taşa kesmek ne demek bir acının son raundunda.
Son darbeyi indirip yenecekken niye bir tokat gibi çarpmasını bekler ki insan kaderinin...
Misal ahenkle dans eden yapışkan seviciler gibi olamıyorum neden??
Neden asitli yağmur gibi içimi yaksa da tutunuyorum gururuma.Kıskançlık kökümü kurutsa da diyemiyorum "sahip olunmak istiyorum"...
Öksürürken üzerine örtülen yelek gibi ısıtsa yeter kurumuş ciğerinden sökülen acıları alsa azcık yeter insana aşk...
Bir sıcak kahve veren olsa insana,bir ömür onun olsun kalsın istemez bana bir fincan kahve yeter.Ömrünü darülacezeye bağışlar gibi bağışlamasın bana sevdiğim,bağışlamasın varsın kurbanlığı olayım giyineyim ölümden bir çuval..
İçimde böceklerimin kemirdiği biri var cüzzamlı zanaatçi sinirli biraz..
Ne zaman durulur bilirmisin kilitleri açıldığında,biri ona açtırdığına bayramlık ağzını...hoş,ne de usludur ya....!
Kafestedir kendisi aşıkıyla buluşma gününü beklemektedir ve onu bulana kadar elletmeyecektir ruhunu bakire bırakacaktır...
Sırra kadem basan kalender bir yolcumudur,ölü bir mezar kazıcımı bilinmez ama..
Toplasın pılını pırtısını çıka gelsin korkaklara zırnık koklatmayan ruhuma.
Niyetim bu ey evrensel ruh duyuyormusun beni...
Yazmakmış ya niyet tasdikçisi,tanıştığıma memnun oldum ey mahlukat derin kuyuların varmı bari.Kimsenin sesimizi duyamayacağı bir mahzenin de olmalı elbet..
Çıkarıp toplumsal maskelerimizi kurtlanan içimizi gömeceğimiz altın tozlarımız vardır elbet.
Ey sen...her kimsen..
Görünenimin kılavuzsuz köylüsü...
Gözlerimin yanan ateşi dışardan belli olmuyor değil mi...
Ey evrensel gölge ... Adım adım dibimde dolaşan tazzikli gövde...
Eriyeceksem eriyeyim artık, kelimelermi???
Yutarsa yutsun ben kelimelerimi saldım sıra sende
Sen de sal bana ruhumun sahibini...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.