İki Canım Arasında Canım Yanıyor
hayrettin taylan
Sılanın sılası okunuyordu. Canımdan öte sevdiğim annem, canım kadar sevdiğim sen de yoktu. Gözlerim sebepsizce nemlendi.Önce iki damla indi. İki sevdiğim adına.Dedim dur gözyaşları.
Gözyaşları:-Biz durmayı bilmiyoruz, biz aşkız, biz acıyız, biz çığlığız, biz haykırışız, biz vicdani ırmağız, biz psikojolik nemiz. Biz akmanın aynasıyız. Biz akmaya, yakılan gönülleri ıslatmaya, uslatmaya akıyoruz. Bu göz yaşları senin değil. Akan göz yaşı senin olmaktan çıkmıştır, kimin için döktüysen sahibi odur. O göz yaşları ona akar, onun yüreği o dem hisseder.
-Neden diye soramadım…Yaşanmak istenip yaşanamayanlara, görmek isteyip de göremediğine
Susmak isteyip susayamadıklarına, bilmek isteyip de bilemediklerine.. her içsel sızıya akar dedi sol gözün yaşları. Sol gözün yaşları hep sol yanın bulutuna sevdalı. Bu yüzden sol yanım hep ıslak, hep ağlamaya meyilli.
-Yeter artık diyemedim, bu akışlara, bu yüreği ıslatan anlara,bu senli serzenişlere.
- Dedim ya ağlamak bugün bedava.
Belli ki çok özlemiş bu damlalar seni.Belli ki her damlasında sevginin nemi var. Belli ki aşk göğünde sensiz buhurlarım yücelir. Belli ki seni hala unutamamışım ay yüzlüm…
-İsyan mı ?
-Haykırış mı?
-Unutamayış mı? Bilemedim.Susamadım…Kalakaldım işte. Gittikçe çocuk oluyorum aşka.
-Annem çok uzak , sen yoksun. Annemden çok sevmemi bekleme benden. Dedim ya canımdan da öte seviyorum .Seni de canım kadar. Ne kaldı ki bana. Annem şair olarak doğurdu;sen aşka doğurdun. Şair büyüdü, şair sevdi, şair gidişinle bir daha doğdu. İki sancı arasında doğumlar yaşıyorum. Doğu yanım üşüyor ay yüzlü, can ceylanım. Güneşten önce seni sevmeye doğuyorum. Hep doğudan doğdum, Gökyüzünde İsa ile, Tur dağından Musa ile
Kevser sahilin Yüce Nebi ile, aşk dağında Mecnun ile , İstanbul ile ben ile doğdum sana.
-Bu aşk bebeğini bir caminin avlusuna bırakıp gittin…Çığlığını duyuyor musun?
- Kim bilir hangi güzel gelir kucağına alır hiç düşündün mü? Senin doğurdun aşk bebeğini bir başka güzel büyütecek, ona kendi ruhunu verecek hiç düşündün mü?
- Bu aşk bebeğinin çığlıklarını dize dize,öykü öykü, roman roman , masal masal duymadın mı .
- Irkı belirsiz kavimlerin günahkar aşk atası ben değilim. En ilkel kabilelerin kendi erklerine bağıl olarak bulduğu Tanrı da değilim. İlkel tabuların neden var ?
- Sensiz bir kavmin acılarına , günahlarına, gün- ahlarına, peygamber olarak gelmemi bekliyorsun belki.
- “Gel “diyorum bu damlalar imanı temizlerken ruhuma gıda ol sevi yürekte.
- “Gel “diyorum ,”Ali gel.” Fişini indir bahtımın kara tahtasından.Karalarım ,berelerim, senin eşkine akarken.
- “Gel “diyorum,”Ayşe elma ye” cümlesini sil , cennetin bahçesinden. Yasaklı elmaları yediğim gecelerin cehenneminden gel kurtar beni Havva olarak, aşkıma çağa olarak, bensiz yara olarak , sen olarak …
- “Gel “diyorum,Yasaklı elmayı ,cennet yemişi olarak sunan güzellerden kurtar beni.
- “Gel “diyorum,Beslenme çantasındaki yumurtası kırılan , can kırıklarının bebeğini kurtar bu sensiz hiçlik okulundan.
- “Gel “diyorum,çelişkilerin çeşitlerine alışık olmayan alaşımlarım kimyasından kurtar beni. Bu aşk bebeğinin kimyası bozulmuş.Bir ceylanın yüreğindeki kimyayı bulmaya giden “Aşk “ gibi Hüsn’üm ol. Yeniden yazılsın “Hüsn ü Aşkımız.”
- “Gel “diyorum,Kurtarılmış kurtuluşların kurunda ,kurlarınla, nazlarınla, canlarınla Nazlıcanım ol …
- Gel diyorum, kendime söyleyecek çift sözüm var, dinle benden, dinle neyden,…
Gel diyorum, tutkunla kaplanmış aşk atlasında, damlalarını akıtacak yaramın derin yerini göster aşka.
- Gel diyorum, bu aşk ölümsüzlüğü ödül sayarken, sayılar seni anlatamazken ,aşkın yazdığı kitabın kitaptan kitabe ol ömrüme.
- - Gel diyorum,bu sebepsiz göz pınarlarıma bent ol ki tutku barajımızdan unutulmaz sevdaların elektriği üretilsin .Yalnız kaldığımız her demi aydınlatsın naz çiçeğim..
- Gel diyorum..
- Geli biliyorum
- Gidi öğrenmedi aşk bebeğin.
- Gel senden gitmeyi öğret.
- Gel seni unutmayı öğret..