- 610 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Minik kavak ağacı
1992 yi gösteriyo tarih ve ben çok ufağım;köydeyim;bir dere kenarının yanındayım;sağnak yağmur başlıyo köyde;derenin tam uçunda ufak köklü minik bir kavak ağacı taklıyor gözüme;ya iki kök yada üç kök tuyor dereye kapılmasına;kurtarayım derken;o köklü minik kavak ağacı beni kurtarıyor;tutunuyorum dallarına sıkıca;zor zoruna dereden çimenliğe kendimi atıyorum kavak ağacıyla;hemen diğer kavak ağaçlarının yanına götürüyorum onu;ilk sıraya dikiyorum;belini doluyorum kırmızı kurdaleyle;kurtulacaktı toprağın vermiş olduğu enerjiyle;bütün kavak ağaçları sanki bana selam duruyodu;tabi bende onlara;benim en çok sevdiğim ağaçtı o;bir buçuk metre boyu vardı;ufak yeşil yaprakları vardı;hergün diyer kavak ağaçlarının boyuna yetişsin diye sulardım dibini;o köklü minik kavak ağacını;bir daha gördüğümde kırmızı kurdalesi dibinde;boyu diğer kavak ağaçların yanındaydı;yıllar sonra canımı acıtıyor köyden gelen bir laf;bir akşam kimsenin izni olmadan kesiyorlar tam belinden;ve herkezin eline geçiyor o köklü minik kavak ağacı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.