Çizdim
11/4/2010 ·
Ağaçların gövdeleri, kuşların kanatları, fillerin hortumları ve kedilerin kuyrukları ortadaydı. Yalnız sen yoktun.
Boş beyaz kâğıda, sizi tanımaları için kendinizi çizersiniz. Çizgileriniz belli olur. Kendinizindir. Çizerken rahatsınızdır. Yıllar geçtikçe gözü kapalı halde çizmeye başlarsınız. Yaşantınızda çiziminizi görmek için can atanlar ve yüzlerine asık ifade takınır halde olanlar karşınıza çıkmıştır. Çiziminizi tamamlarsınız ve bir kenara konulması için bırakırsınız. Şen şakrak gülüşler, samimi olmayan ama samimi görünen ucuz hareketler ve toplu nikâh töreninin gelinlikleriyle, damatlıkları olduğunuz günler gelir geçer. Çizimini düzgün yapıp yapmadığını, sorgulayacağın günler de kapını çalar. Çizimini görme isteğin, içinde cılız da olsa tutuşmaya başlar. Laf, un öğüten değirmen taşı gibi döner dolaşır ve çizimini yaptığın yere gelir ve durur. Çizimini gördüğündeyse, çizdiğinin yerinde Çizmeli Kedi’yi görürsün.
Yaşadıklarının roman olacağını söyler durursun. Durmakla kalmaz, romanının da filmini çekeceğini ve Kırık Kalpler Sinemasında yayınlanacağını da iddia edersin. Söylemlerinin ve iddialarının cirit atacağını sandığın Dünya’da ancak kibrit çöpleri olabileceğini bilemezsin. Kibrit çöpüne özenenlerin de çizgilere özeneceğinden habersiz takılır durursun. Sevimli tavşan olmanla, yapılı ayı olman arasındaki ince çizgi farkını da çocukların neşesi olarak, onların gülüşlerini gördüğünde anlarsın. Başrolünü oynadığın çizgi filminin galasında hazır bulunmanı isteyen, süslü davetiyeni de alıverirsin.
Canını sıkar durursun. Çizim yapamıyorum diye sızlanırsın. Çizim konusundaki yeteneksizliğine kızar ve sinirlenirsin. Yetenek avcılarının avı olmayı, kendine hedef seçersin. Hedefine ulaşmak için yollara koyulmaya başlarsın. Üzerine vazife olmayan işlere karışırsın. Bedeninin gerilmesine aldırış etmez ve başkalarının derdini de geriniverirsin. Hamamda taslar dururken, bilmediğin konularda bilgiçlik taslar durursun. Berbat edilen incirlerin, hesabı senden sorulduğundaysa, süt dökmüş çizmesiz kedi gibi olur ve bir köşeye sinersin. Elinin ve yüzüne bulaşanları da üzerindekine silerken, kariyerinin de çizilmeye başlandığının haberini alırsın.
Aklın yüksek olmayacak mesafedeyken, ayaklarının olduğunu ve hareket ettiklerini unutursun. Haliyle de hareket halindeyken, ucu sivri bir yerlere sürter durursun. Sürtülen yerlerinin hafifçe yandığını ve iz kaldığını gördüğünde, çizildiğini anlarsın. Acı çekmenin güçsüz kimselere ait olduğu masalını, bir yana bırakmayarak, önemsiz tavrı yüzüne takınırsın.
Çizgileri önemsemediğini ve salladığını herkes duysun diye, ağzında sakız edersin. Sakızını da seni zorla dinleyen ama belli etmeyenlerin, pohpohlamasıyla şişirir ve patlatırsın. Gece olunca sevdiğinin ricasını ve isteğini kıramazsın. Üç dakikalık aslan kesileceğin ve kesildiğin de çizilmeyeceğini sandığın yatağına da çizgili pijamanı giyer yatarsın. Giydirme konusuna da başka bir yazı da konu mankeni olursun.
Bir kereden bir şey olmaz cümlesini kuranların ve uygulayanların, pinokyosuyum. Gepetto babanın da temiz kalbiyim.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.