Bekle Bizi İstanbul (Son)
Mert beni iskeleye bıraktı gitti. Jetonumu attım ve içeri girdim. Anlaşılann vapur yeni gitmişti. Yoğun bir kalabalık yoktu.
Tam önümde 20-25 li yaşlarda iki genç adam... beklemekten sıkılmış olacaklar ki birbirine dalaşıp duruyorlar... bi tanesi tos atıyor... kedi gibi sürünüyor... diğeri hiç ses çıkartmıyor... sadece arada kafasına şaappp diye vuruyor. Hiç gülmüyorlar.
Onların yerine ben güldüm...
Bir süre sonra vapur geldi ve bindim. Akşam olmuştu ve hava iyiden iyiye soğumuştu. İçerde oturmaya karar verdim. Vapur hareket ettikten sonra aklım dışarda kaldı. Kalktım ve kendimi dışarı attım. Tek kişilik biryer buldum ve sıkış sıkış oturdum.
İnsanların yüzünde, ’akşam oldu hüzünlendim ben yine’ ifadesini gördüm... hüzün istemedim ve kendimi insanlardan o an soyutladım...
Aman Yarabbi!
Haydarpaşa bu kadar mı güzel görünür!
Kız Kulesi bu kadar mı güzel görünür!
Plastik bardakta neskafe aldım... dumanı üstünde tütüyor... karşımda enfes bir manzara... soğuk bir hava... dalgalar... düşler...
İstanbul’u içime çektim aldığım her nefeste... bir süre sonra oturmak bana yetmedi ve kalktım korkuluklara dayanarak İstanbul’u ayakta seyrettim.
Sanki daha daha daha yakın olacakmışım gibi...
O an hiç bitmesin istedim ama her güzel şey gibi çabuk bitti:(
Vapur Kadıköy iskelesine yanaştı...
Sonrasında çileli bir otobüs yolculuğu eşliğinde yorgun ama mutlu bir şekilde eve döndüm.
Masal da burada bitti...
:) İyi bayramlar...
YORUMLAR
yüreginize saglik cok güzeldi gülen yüzünüz hic bir zaman solmasin.en derin saygilarimla