ŞAİRLER BENİ ANLATIYOR
hayrettin taylan
*Ey Necati, yürü sabreyle elinden ne gelir
Hublar, cevr-u cefayı kime öğretmediler.(Necati)
Suskun özlemelerin dizelerinde mutluluk arıyorum.Bütün şairler beni anlatıyor gülüm.
-Yorgun , yenik, bitik gönlüme yamalar yapıyor
Uzaklaştğın her demde beni demliyor yalnızlık. Aşk yanığını iyileştirmek için merhmini bekledim günlerce. Meryem olup kendi kutsi kayıplarında acılarını aşırdın. Merhemin, endamın, yürek sihrinden medet umarak ummanlarımı büyüttüm.
Her göz göze gelişlerde kendini anlatışların dile gelirdi.Nemlenen gözlerinden okunan beyitler beni dize dize dizine kapanmamı sağladı.
-
Örselenmiş bir ruhun sarkacında taş bağrına taşlar attım aşka ağlatmasın diye.
- Suskunluk melodileri okunurdu dünyanda. Bir o kadar da insafsız tavırlar büyütürdün.
Senin düşmanı mıyım ki can çiçeğim.
- Evet, can evini yakmış olabilirim, hayvani düşlerimin anlık gafletiyle.Evet,yüreğindeki güven tepelerini yok etmiş olabilirim.
- Evet,en son beklediğini , en önce yapmış olabilirim. Önce insan ve de erkeğim. Bu savunma mekanizmaların dilinde beni konuşturma.
- Hata ,insanın nefsi kurdudur. İnsan hata yapmaya adanmıştır. Hata yapıp doğruluğa gitmeyi, pişmanlık adına kutsi ve sevi çabalar peşinde koşar. Ben de insanım üstelik senin erkeğin…
“Âdem odur ki adını alemde andıra
- Alemde ad kalır âdem gelir gider.(Âdem Dede) “
-
Herkes izlerinde, özlerinde bıraktıklarıyla yaşar gider.
-Hazin günceleri uzatıp yaramın kangrenine esrik günler sunma.
-Sessiz ,harfsiz,bensiz bir içleniş türküsü söyle Bir zaman nefesinde yaşadığın bu nefis sahibi can yüreğini düşle.
Damlalar ıslatsın isterik özlemlerimizi.Kadın demek göz yaşı demektir.Bensiz ağlıyor musun?
- Kim bilir birikmiş göz yaşların var. Kim bilir benim için dökülecek göz yaşların var.
Ya da ağlamayı unuttun mu yürek hazinem.
“Ağlamak göründü gönül, ağlayalım seninle
İnlemek göründü gönül inleyelim seninle.(Aziz Mahmud Hüdayi) “
-Yaralarını hangi huzurun deterjanıyla temizledin ki… Oysa silinmez bir yürek leken vardı. Gitmekle temizlenir sandın.Oysa gitmek seni başka buhranların sahiline attın. Orda Yusuf’unu bekleme. Belki Yunus’un karnında yürek evine gelir diye umutlarına ummanlar bağlama.
- Sen benim aşk okyanusum olduğu sürece Yusuf gelmez dünyana. Ki yeni bir Yusuf sana bir ömür masiva mutluluklar sunabilir mi ? Züleyha’nın bıraktığı, yaralı bir Yusuf’tan yeni bir aşk mucizesi olur mu ki ? Ben senin Yusuf’un olarak ün yapmışken tutkularınla kumar oynama Can Nakışlım…
“Günlerdir almadım senden ne bir mektup, ne bir haber
Kaldır nikabını, göster cemalini ey vefasız dilber. (Havace)”
Bu tükeniş ninnilerini okuma bana. Aşk bebeğin büyümek istemiyor bu sensiz ayrılık salıncağında.
-Beni sallayarak gitmeler üstüne masal anlatma.
- Bu gece uykum yok güzelim.Bu ömür uykum yok sensiz.Sallayıp durma güzelliğinle, sözlerinle, bir daha gelemem, yapamam,olumsuzluk bombalarıyla beni atma cehennemine.
-Kırık plakların adı olmuşum.Hep seni çalıyor, hep seni oynuyorum. Sahne aynı, yürek aynı,bir sen aynı değilsin. Sözlerini iğne ile yamalama yarama.Zaten kanıyor,zaten dikiş tutmaz .
-Yangınlarını anlatıp durma.Ne hayallerle koca kentine, koca dünyana geldim. İstanbul ve sen en büyük hayalimdiniz.İki büyük kentin kraliçesi olarak sana geldim ömrümü ütüleyerek, sevgimi su ederek, Çin Sedlerimi aşarak, sana koşarak geldim şairim.
- Masalına çok alışmıştım, bütün ilklerimi seninle yaşadım,seninle aşk çocuğu olup huzura takvim olup bir bir döküldüm. İliklerime kadar seninle ilklerimi yaşadım. Hep güzellikleri yaşattın.Bu kadar güzelin sonu bereli yüreklerimize atomlar bağladı.
- Bir gün de yüreğime affedilmeyecek bir atom atacağını düşünmedim. Yaşam ve sevginle o kadar dalmıştım ki hayata .Hiç beklemediğim bir anda üstelik seninle en güzel duyguları yaşamak adına bebek yapma aynasında taranırken …
- Sen ,işte tam biz olduğumuz sevi ummanımıza atom attın. Ve güvendiğim bütün dağlar üstüme üstüme yıkıldı.
“Ölmek değildir ömrümüzün en feci işi
Müşkül budur ki ölmeden evvel ölür kişi”
Yıkıldı dünyam,ölümünü beklerdim bu hatanı asla yüreğimin belası şairim.Bin kere öldüm senden. Can kırıklarımla ,damlalarımla ,sevi cesedimle gidiyorum işte senden.
- “Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu,
Birinciliği beyaza verdiler. (Özdemir Asaf) “
-Beyazım kirlendi, güvenim kirlendi, yüreğime attığın atomdan sonra beni bekleme can evine.
“Gülün güzelliğini bülbülden öte kim bilir?
Benim âb-ı hayatım senin bitmez sevgindir.”
Sus can kürem,sus…Bu bitmez sevginin kutbundaki penguenleri oynuyorum.
-Sana olan sevgimin sevimliliği herkese tatlı geliyor olabilir;ama ben sensiz üşüyorum.
-Haykırışımın sesi arşı da aşkı da deldi.Yitik mesnevi yazıp durma yaramın defterine.Can kırıklarına , kırık mızraplar sunup durma.Atom mühendisi de değilim. Can evine attığım atomdan beni mesul edip durma. Suçluluk psikolojisinin bütün mimlerini yaşadım sayende.
Dil gitti gerçi yerine kondu hezar gam
Biri gider bini gelir oldu belaların (Şeyhülislam Yahya)
Belalarını sardığın makaranın teliyim, söz eriyim.
-Söner tınısına alıştığımız acıların ateşi.Yakar bizi yeniden gelişler.
-Sonsuzluk ve sensizlik sesleriyle sağır olduğum bu ömrün en sıcağına seni eklemeli hayat.
“Bahşeyleyip günahımı mesrûr eder misin
Ya Rab harâp kalbimi ma’mûr eder misin.(Enderunlu Vâsıf)”
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.