yıkık bina ve martılar
hayat ne tuhaf birşey dir ki,dünyada öyle güzel çiftler öyle güzel evlilikler varki buna şahit oldum günümüz evliliklerinde bunlar ı görmek malsef mümkün değil,keşke!çok yakınbirgün iki genc üniversite öğrencisi biri ablasına ziyarete gelen delikanlı ise arkadaşına kalmaya gelen ve otobüs durağında ilk görüşmeleri bir anda aşk işte bu!dedirtecek kadar ve 2ay boyunca bu iki ge nc hep o otobüs duragında buluşuyorlar en sonunda birbirlerin acılıyorlar sıkıla sıkıla,ve arkadaşlıkları ilerliyor ve kız işinde çok güzel başarılı mimar ve erkekte başarılı bir doktor oluyor ve bunlar evleniyorlar öyle çok mutlullar ki bu mutluluğa bir evlat eksik diye düşünüyorlar ki ama
malesef çokcukları olmuyor ama yine bu güzek aşık çiftler mutluluklarına kaldıkları yeren devam ediyorlar bir gün sahilde gezerken bir yıkı dökük bir ahşap binayı görüyor eşi ve hayatı m bu evi satın alalım ben bunu güzel bir restore edip tarsında marılarla kahvaltı ederiz diyor ve eşi hiç hayatına kırarmı hemen tabi diyor
ve ertesi gün eşi amerikaya konferansa gidiyor ve ağlaşa ağlaş ayrılıyorlar aran 3gün geciyor eşi geliyor ama ne görsün ki eşi tam tersi soğuk sevgisiz umursuz bir eş çok üzülüyor ve alacakları evi söylüyor ama eşi demez mi ki şimdi maddiyatımız yok almayalım ve eşi çok üzülüyor bir gün hastaneden bir iş arkadaşı geliyor ve ona eşinin onu hastaneden bir doktar la aldattığını söylüyor ve yıkılıyor tabiki kendisi gözüyle görmeli eşini ve takip edip şini o kadın doktorla görüyor ve o an yıkılıyor içinin acısını tarif edemiyor akşam eşi eve geliyor hiç bişey olmamış gibi ve eşi ona defol git diyerek bağırıyor oysa kadın bağırırken bile gideken bile bir kez daha sarılmak istiyor öyle çok seviyor ki ve aradan kocaman bir yıl geciyor hani zama n en iyi ilaçtır ya oys eşini ilk günkü kadar çok seviyor ve bir sabah kapı zili çalıyor ve o kadın eşiyle gördüğü doktor ne işin var diyerek çıkışıyor ama dur beni lütfen dinle diyerek içeri alıyor ve elinde bir kutu kanepenin kenarına titreyerek oturuyor ve bu sabah muratıkaybetti dediği an yığıldı yere ve busana son mektupları ve son sözleriydi eşinin gözyaşları durmak bilmiyord u ki ama merak ediyor ve acısıyla beraber acıyord u ve eşine hayatına tek aşkına yazdığı son sözleri’,seni ilk gün nasıl sevdiysem öyle severek ölüyorum ve senin o çok istediğin ev vardı ya ?işte o evi aldım canımm,senin için restore ettirdim ve martılarla beni düşünerek kahvaltı yapmanı istiyorum seni çok ama çok seviyorum ......,ve son sözleri oldu.meğer tanıştığı günden var imiş kanser dene o illet hastalık seversem ben bu illeti yenerim düşüncesiyle bu ilişkiye ve evliliğe ewet demiş murat ve amerikaya da tedavi için gidiyormuş bunları öğrendiğinde çok geç olmuştu nur için bu hayatmda çok değerli olan iki arakadaşımın yaşadığı ve hayatım boyunca unutamadığım bir aşk yada sevgi nederseniz siz değerli okuyucularımın takdirine bıraktım ...saygıyla kalın sevgiyle.......