- 1106 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
FATMA ANA-2
“Memedim! Ben gelivedim gene. Özledin mi beni ? Pek özleyiveriyom ben seni. Ah herif ah ! Ne diyem ben sana. Erkencecik gidivedün dermansuz yere. Saa haberlerüm va. Epeydür gelemedüm. Darıldın mı deye de gorktuydum emme. Aman, ne darılacak dedüm. O bilü beni, mutlaka bi mani olmasa gelürdü dersin dedüm. Geçen dedüm ya saa, bizim gızın gızını everdük. Ondan sora, oğlanın yanına gittim acik. Dedim ya saa, tek başına olmayo, duvalla baa bakıyo, ben duvallara. Oğlan, aldı götürdü beni şehre. Gettim emme, her bi taraf beton yığını. Datttttttt dattttttttt , sesle va gocaman gocaman sokaklada. Yokarı bakamayon, başım dönüyo. Ağaç neyim gamamış. Yer gök bina. Oğlanın evine zor atıvedim gendimi. Gettik emme, gelinin suratı beş garış. Elimi öptü emme, ölesine isteksüzce. E, o haklu aslunda, ne etsin benim gibi gocagarıyı. Bi gösen, sabahın köründe ayaktala. Oğlan da gelin de. Galkıyo, kahvaltıyı hazırlıyo, masayı topluyo, doruca işe. Bi seet de, yüzüne gözüne boya sürüyo. Emme, yakışıyo da he. Pek gözel oluyo. Sürmese de gözel emme. Sürme gızım deyecem, gızacak bana. Deyemedim. Torunla desen, gendi havalandala. Gız, aynı anası. Saçlanı, kestimüş erkek gibi. Gız demeye bin şahit iste. Oğlan desen, onun tam zıttı. Onun da, saçları upuzun. Sanırsın gız çocuğu. Kulağının birine de, bi küpe takıvemiş,Gulağına taktığı bişey va, hoplayıp, zıplayıp duru. Bizim oğlanı gösen, o da onlardan farksız. Babasına bak, uşaklarını al hesabı. Bi sakal bırakmış, aynı bizim göydeki keçinin sakalı sanursun. Bişey deyemedüm tabi. Kafamu iki tarafa sallayıvedüm sadece.
Sonadan, sonadan alıştum tabi onlara. Emme, çok sıkıldum. Dört duval arasında kalıvedim. Benim sıkıldığımı annayınca, pikniğe götürem dedüle. Arabaya bindük. Ben sanıyom ki yakında bi yere gidecüz. Nerde ! Get get bitmeyo. Nerde, bizim burala gibi yer. Bi gittik ki, ne ağaç va, ne su. Uyduruk bi yere vadık sonunda. Göya piknik yaptuk. Eve gedik. Oğlana dedüm ki ; “ Beni bindür oğlum otobosa, ben köyüme gidecem “ Meğerisem, dünden razıymış, önce nazlandu emme hemencecik de razı oluvedi.
Ordan kurtuldum ya, sankim hapishaneden çıktım sanırsın. Evime girünce, “ Oh be ! Dünya varımuş “Dedim. Böyün de saa gelivedüm. Hepiciğinin selamı va saa. Senden , onlara selam götürünce, önce anam delirüvedi deye baktıydı oğlan bana emme, sona da yola çıkaken, kulağıma eğildü,
“ Babama selamımı söyle Anne “ Deyivedü.
Üstümde gamasın selamı. Memedim, bi daha heç bi yere getmeyecem. Dizinin dibinden ayrılmayacam. Hep deyom, yakında yanına gelecem deye emme, emanet teslimi hep gecikiyo. Hadi, ben gidiyom. Her gün gelemecin artuk, bacaklarım çok ağrıyo. Yakında geliverün yine. Şindicilik Allahısmarladık Memedim.
YORUMLAR
yöresel şiveleri dinlemeyi de okumayı da çok severim ve kullananlara gıpta ederim. sizin yazınızda da bu çok ahenkli. ayrıca güncel bir konuyu da çok güzel işlemişsiniz. tebrik ediyorum...
bir zamanlar şiveli bir maç anlatımı vardı çok sevdiğim birazını paylaşmak isterim sizinle.
"İstanbul'dan eyi günler möhterem dinleyiciler. Ben spikeriiiz Cemal Şellale. Türkiye'nin bilumum iredyoları, hepizi hörmetle selamlıyam. Aburası İrehmetlik İnönü Sitedyumu.
İstanbul'da ayam birez sovuh, düneyin yağan gardan sonra saha biraz lıştik olmuş amma fitbol oynamaya mahana degül. Buna ırağmen dürübünler hırtlik barabarı dolu. Seyirciler abu möhkem maçı gözlemek üçün sabahın korunda sitedyuma gelmişler. Allah ahıl vere bu zırzoplara, sanki babalarının işini yapıylar.
Unutmadan söyliyem, hele sabahtan seyirciler arasından bir çekiş çıhtı, bi çekiş çıhtı görecektiiz. Ortalık mal bazarına döndü. İki tahımın taraftarları birbirlerine verip verüştürdükten sonra, gobal ve nacahlarla birbirlerine doğru segürttüler, daha sorna birbirlerine çaldılar döndüler, yere düşenin ağzı garga kimin açılıp yumuluydi, bi çok seyirci telef oldu. Daha sonra orıya gelen polesler yerde yatanları batlıcak gibi topladı götürdüler. Vula heç utanmıylar gardaş dersen gavurun üstüne salduruylar...
Bir dram var aslında Allah kimseyi kimseye muhtaç etmesin. Yaşlılık çok zor.. Bence Fatma Ana en iyisini yapmış. Eli tuttuğu sürece yalnız yaşamak bence en iyisi sığıntı gibi yaşamaktansa..
Köyde yaşayan bir insanın şehir hayatına bakış açısı, zamana ayak uydurayım derken başkalaşan insanları güzel deşifre etmişin. Ayrıca yöresel dil de ayrı bir lezzet katmış. Kutlarım canım. Sevgilerimle..