- 1978 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Her Yeni Gün Bir Fırsattır
Uyandığımız her yeni gün Allah’ın O’na yönelmemiz, yakınlaşmamız ve hoşnutluğunu kazanmamız için lütfettiği bir rahmettir. Bir günü sıradan bir 24 saatlik süre olarak değerlendirmek yanılgı olur. Önündeki 24 saati, Allah’ı hoşnut edebileceği bir süre olarak değerlendirmesi, insanın zamanı kendi lehine olacak şekilde kullanması oldukça önemlidir.
İnsan yaşadığı her günü, yeni bir başlangıç, yazılacak olan yeni/boş bir sayfa gibi kabul etmeli ve üzerine elinden geldiğince fazla sayıda salih amel eklemeye çalışmalıdır. Bu çabanın sonunda sayfasının Allah rızasını kazanmasına vesile olabilecek güzelliklerle dolduğunu görmesi, vicdani açıdan kişiye huzur verecektir. Ertelemeden, vaktinde yapılan her ibadet ve her salih amel müminin kazancıdır. Gösterdiği teslimiyet, yaptığı iyilikler; tümü, inanan insanın karşılığını Allah Katında bulacağı kendi lehine olan davranışlardır.
" Kim salih bir amelde bulunursa, kendi lehinedir, kim kötülük yaparsa, artık o da kendi aleyhinedir. Sonra siz Rabbinize döndürüleceksiniz." (Casiye Suresi, 15)
Bediüzzaman’ın bu konudaki tefekkürü şöyledir: "Ey nefis! Bil ki dünkü gün senin elinden çıktı. Yarın ise senin elinde sened yok ki, ona mâliksin. Öyle ise hakikî ömrünü, bulunduğun gün bil. Hiç olmazsa günün bir saatini, ihtiyat akçesi gibi, hakikî istikbal (gerçek gelecek, ahiret) için teşkil olunan bir sandukça-i uhreviye olan bir mescide veya bir seccadeye at. Hem bil ki: Her yeni gün, sana hem herkese, bir yeni âlemin kapısıdır." (Sözler, s. 246, (yeni tanzim, s. 431))
Yüce Allah, insanların Kendisine yönelmeleri için çeşitli olaylar ve ortamlar yaratarak hatırlatmalarda bulunur. Yaşanan sıkıntı ve zorluklar da bunlardandır. Bir Kur’an ayetinde, "Görmüyorlar mı ki, gerçekten onlar her yıl, bir veya iki defa belaya çarptırılıyorlar da sonra tevbe etmiyorlar ve öğüt alıp (ders çıkarıp) düşünmüyorlar" (Tevbe Suresi, 126) ifadesiyle, yaşanan musibet ve belaların hatırlatma olduğu haber verilir.
Zor zamanlar, içinde yaşadıkları gaflet halini fark etmeleri ve Allah’a yönelerek bağışlanma dilemeleri için insanlara tanınan büyük fırsatlardır. Allah’tan uzak yaşayan kişi, bu zorlu zamanlarda Rabb’i karşısındaki aczini anlar. Ardından vicdanının sesini dinlediğinde ise, hatalarını fark eder ve kendisini düzeltmeye gayret eder. Sürekli bencil tutkularını doyurma çabası içindeki nefsin, zor zamanlarda sesi pek duyulmaz olur; duyulan Allah’ın ilhamı olan vicdanın sesidir. Yaşadığı zor anlarda kendisini Rabb’ine daha yakın hisseden insanın, O’na içten yönelmesi kolaylaşır. Allah her şeye gücü yetendir; her şey Allah’tan gelir, tüm musibet ve belalar ancak O’nun dilemesiyle sona erecektir. İşte başına gelen her bela, bu gerçeği kavrayan insan için tevbe etmeye ve Allah’a yönelmeye bir fırsattır.
Yaşadığımız günden eksilen her saat, her dakika, hatta her saniye ölüme, yeniden dirilişe ve Allah huzurunda verilecek hesaba yaklaştırır insanı. Bu ilerlemeyi yavaşlatmaya, durdurmaya ya da geri çevirmeye kimse güç yetiremez. Bütün insanların izleyeceği yol budur ve her geçen gün bu kaçınılmaz sona doğru akar.
"Ey insan, gerçekten sen, hiç durmaksızın Rabbine doğru bir çaba harcayıp durmaktasın; sonunda O’na varacaksın." (İnşikak Suresi, 6)
İnsan Rabb’ine duyduğu aşkı kanıtlaması için tanınan fırsatları değerlendirmeli, her yeni gün O’nun doğru yoluna yönelme çabası içinde olmalıdır. Umulur ki Rabb’i onu bu çabası karşılığında sonsuz kurtuluşa ulaştırır…
Fuat Türker, Haber Hilal
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.