- 1965 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Sevgiye Sarılalım
İnsanların çoğunluğu için sevgi, bugün genellikle dillerde sözcük olarak kalmış, gerçek anlamda kalplerde yaşanmayan bir duygu. Sevgiden söz edildiğinde birçok insan genellikle sevgi için zamanı olmadığını, şimdi ekmek parası kazanmanın derdinde olduğunu söyler. Hayatında sevgi yoksa o zaman insan ne için çalışır?....
İnsanlar karşılaştıkları kişiden genellikle ’negatif elektrik’ alırlar. Daha başlangıçta sevgisizlik ruhlarına hakim olur. Oysa insan, karşılaştığı kişiye önce hüsn-ü zan etmelidir. İyi bir insan olduğunu düşünmeli, sevgi duymalıdır. Zamanla kötü davranışlarını gördüğünde ise kişiyi güzel sözle uyarmalı, düzeltmesi için yardımcı olmalıdır. Sevgiyi kaybetmemek için çaba göstermeli, sevgiye sarılmalıdır. Ancak, kişinin düzelmemekte ısrarcı olması durumunda arkadaşlığını gözden geçirmelidir.
Eğer kişi Allah’a karşı küfür içindeyse o taktirde buğz edilmelidir. Çünkü Allah’ı sevmeyene duyulan buğz, O’na olan sevginin kanıtıdır. Ama kişi Allah’a yöneldiğinde buğz biter. Devam etmesi yanlıştır; o nefsani bir duygudur.
Sevginin asıl kaynağı Allah sevgisidir. Allah sevgisi olmadığında, şefkat, merhamet, sabır olmaz, mutluluk olmaz. Materyalist kafayla sevgisizliğin, bencilliğin acısı en şiddetli şekilde yaşanır. Allah için sevmeyen, Allah’a sadakat göstermeyen kişiden talep edilen sevgi ve sadakatin hiçbir anlamı olmaz. Allah tek sevgili hale getirilmeden mutlu bir hayat yaşanmaz.
Gerçek sevgi vefa, sadakat, fedakarlık ve samimiyet gerektirir. Sevgi sanattır; o sanatı gerçek sanatçı -Sani- olan Allah yaratır.
İnsanın Allah’a olan imanı arttıkça, sevgi gücü de artar. Bu, kişinin çaba göstermesi sonucunda elde edeceği bir şey değildir. Allah, samimi iman sahibi olan her kulunun kalbine bu duyguyu ilham eder. Mümin, bu nimeti elde edebilmek için samimi olarak dua eder, bunu Allah’tan sürekli ister. Allah’a herkesten ve her şeyden çok daha derin bir sevgi duymasına rağmen, bununla yetinmez; sürekli olarak Allah’ı çok daha da fazla sevmek için yine O’na yalvarır. Allah’a olan sevgisi arttıkça Allah’ın yarattığı güzelliklere olan sevgisi de artar. Sonsuz güzellikleri sanatının içinde yaratan Allah’ın yarattığı güzellikleri sevmede bir sınırı yoktur.
Samimi inananlar, Allah’ın verdiği en büyük nimetlerden olan ’sevgi gücünü’ çok iyi kullanmaya ve Allah rızası için sevgiyi yaşama konusunda tüm engelleri kaldırmaya çaba gösterirler.
Gerçek ve samimi sevgi; Allah’ın yalnızca samimi inananlara verdiği en büyük nimetlerden biridir. Allah’ın hoşnutluğunu amaç edinmeyenler ve tavsiye ettiği güze ahlakı yaşamayanlar, gerçek sevgi gibi bir nimete asla ulaşamazlar. İnsanların birçoğu sevginin taklidini yapar ve gerçek sevgiyi yaşıyormuş gibi görünmeye çalışır. Ancak sevilmeye ve dostluğu kazanılmaya tek layık olan Yüce Allah, Kur’an’da, iman etmeyenlere bu sevgiyi vermeyeceğinin, yalnızca iman edenler için bir sevgi kılacağının bilgisini verir:
“İman edenler ve salih amellerde bulunanlar ise, Rahman (olan Allah), onlar için bir sevgi kılacaktır.” (Meryem Suresi, 96)
Fuat Türker, Haber Hilal