Cennet
Hala uyuyamadım... Zannettim ki, hayat yanıltıyor gözlerimi. Rüyadaymışım gibi. Zannettim ki, gözlerimi kapatsam uyanacağım bu rüyadan. Melek saflığında uyuyan sevdiğimin teninin kokusu tenimde, terinin kokusu ellerimde. Mutluyum, bir bardak suyuyum onun belki de. Mutluyum, yüreği yüreğimde...
Parmak izlerinde aşkımızın özgeçmişi. Dokunduğum her yerde bıraktığım senden izler, tenimde ihanetsiz varlığının dokusu...
Henüz sonbaharı yaşatmadı mevsim yağmurları bana. Yaprakların renginde yeşiller sararamadı, soğuyamadığından. Adımlarımın altında ses çıkartmıyorlar henüz, tatlı çıtırtılarıyla kımıldamıyorlar oldukları yerden. Ve yağmıyor sağanaklar. Hani sağanak... Bir gün doğarsa kızımızın adı...
Benzetmenin binlercesi yakıştırılabilir sevdiğim adına. Ama sen en çok, yeni başlamış gün gibisin.... Sıcacık ekmek buharının verdiği huzur gibi. Tüm hislerimi aciz bir kelimenin sırtına yükleyecek olsam, sana sadece ’yüreğim’ derdim. Ki onca yerleşik Türkçe terimleri arasında, senin tanımlanabileceğin en güzel cümledir bu. Her telefonda sesimi duyuşumda, o çocuksu saniyelerle bütünleşiyor saatlerim. Sen aşkın imgesini mühürledin yüreğime. Akreple yelkovan misali sıkıştın saatlerime. Geçirmiyorsun sensiz saniyeleri bile. Ne kadar yücesin ki, yücelttin her bir paylaştığını gözümde.
Biliyorum ki, ellerinde ki güven elektiriğini bana aktardığın an, zor kavramı soyut bir boşluk olarak kalaca hayatımda. Biliyorum ki, herşey geçici, baki olan bir tek sensin hayatımda.
Ne hayaller durakladı beyin hücrelerimizde bugüne kadar. Ne sevgiler, ne özlemler gölgelendi yüreklerimizde. Ne gülücüklerin, neşelerin uğrak yeri, nice hüzünlerin uğramaması için ant içtiği yer oldu yüzümüzün aynadaki sureti. Bir deniz misali yüreğim yine dalgalandı çarşaf çarşaf gözlerinde. Soluğumu kesti adımı anan dudakların ve sana dair ne varsa çektim içime bir nefeste. Adın dilimde en güzel beste. Seviyorum seni herşeyim, ömrümün sonuna kadar kal cennetimde....
Elif SEZGİN