- 484 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İçimizde Tanrısallaştırdıklarımız
İçimizde yarattığımız Tanrı’larımız.
Belki de gözümüzle görebilip, tenine değebilip Tanrısallaştırdıklarımız.
Belki bir dokunuş, belki uzaklardan görünen bir süzülüş; ama bir sebep lazımdır sadece özünde. Hissedebileceklerinin en ucunu yaşadığın noktaya oturttuğunun, sıradan olamayacak kadar özel olduğu içgüdüsü... Fark etmeden, istemeden, bilemeden Tanrısallaştırmanın ölçüsü…
Belki rüyalarda çıkar karşına onların gücü, belki umutları aydınlatır onların güneşi. Olmayacağını, olamayacağını bildiğin tüm olasılıklara bir ‘acaba’ damlatan bir kuşkudur onların ilacı ve en ummadığın anlarda sırtına saplanan bir ‘kaçıştır’ onların kılıcı.
Farkında bile olmadan ruhunun enginlerindeki en yüksek tahta oturttuklarının neleri yapıp neleri yapmayacağını da yazar bulutların arasındaki bembeyaz sayfalara kişi, sanki o ‘kendisiymiş’ gibi. Hiç kimsenin kaldıramayacağı misyonu yüklerken karşısına habersiz, yaşayıp gidilir doğal akışında.
Ve hayallerin söndürülmesi Tanrıların ihaneti değil, insanoğlunun adaletidir en nihayetinde, en adaletsiz şekilde bile olsa, sadece insanın insana yapabileceği ve sadece insanın insandan bulabileceği…
Acı olduğu kadar, gerçektir yani, acı olduğu kadar güzel.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.