- 560 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Elmanın Gen Haritası ve Darwinistler'in Halet-i Ruhiyesi
31 Ağustos 2010’da, TRT 1’de, 13.00 Haber Bülteni’nde "Elmanın İlk Kez Gen Haritası Çıkarıldı" başlığı altında bir haber geçildi. Ardından, çıkarılan haritaya göre, hayatta kalabilmek için elmanın da değişikliğe uğramış olduğu açıklandı. Ancak her açıdan Darwinizm propogandası kokan bu haberin devlet televizyonunda bu şekliyle yayınlanması hata olmuştur. Haberin devamındaki bir cümleden zaten yapılan araştırmanın sonucunun bilimsel bir kanıt değil yalnızca Darwinistler’in DÜŞÜNCESİ olduğu açıktır. Cümle şöyle:
Bilimadamları, "Bunun, özellikle dinozorların da aralarında bulunduğu diğer birçok türün yeryüzünden silinmesine yol açan kitlesel tahribe karşı bir hayatta kalma tepkisi olduğunu DÜŞÜNÜYORUZ " dediler.
Yani bildiğimiz ELMA hayatta kalabilmek için TEPKİ KOYMUŞ ve kromozom sayısını DEĞİŞTİRMİŞ...(!)
Evrim teorisi, bitkilerin kökeni konusuna pek girmez çünkü bu konuda büyük çıkmazdadır. Bunu birçok Darwinist de ifade eder. Yazının altında bazı Darwinistlerin bu konudaki açıklamalarını/itiraflarını bulacaksınız.
Bitkilerin evrimleşerek meydana geldiklerine dair tek bir bilimsel delil bulunmamaktadır. Bitkiler, fosil kayıtlarında, günümüzdeki bitkilere benzer özelliklerle birdenbire belirmektedirler. Bu ise, onların diğer canlılar gibi yaratıldıklarını göstermektedir. Birçok bilim adamı yaratılış gerçeğini kabullenmek istemediği için, her fosili evrim teorisine göre değerlendirmeye çalışmakta, ancak her seferinde bilimsel ve mantıksal yanılgılar sergilemektedir. Bu yanlı haberler izleyenlere Darwinist kaynaklardan, olduğu gibi değil, objektif değerlendirmeler yapılarak aktarılmalıdır.
Evrimci birkaç itiraf:
Chester A. Arnold, Michigan Üniversitesi’nde fosil bitkiler üzerine çalışmalar yapan bir botanik profesörüdür. Paleobotaniğe Giriş isimli kitabında şöyle der:
"Şimdiye kadar hiçbir modern bitkinin başlangıcından bugüne kadar olan evrimsel akrabalık tarihini izleme şansımız olmadı." (Chester A. Arnold, Paleobotanige Giris, New York: Mc Grow-Hill,1947, s.7)
Daniel Axelrod ise The Evolution of Flowering Plants, in The Evolution Life adlı kitabında şöyle söyler:
"Angiospermlere, yani çiçekli bitkilere yol açan ilkel grup, fosil kayıtlarında henüz tespit edilmemiştir ve yaşayan hiçbir angiosperm böyle bir bağlantıya dikkatleri çekmemektedir." (Daniel Axelrod, The Evolution of Flowering Plants, in The Evolution Life, s.264-274 (1959))
Burada, tam bir yaratılış mucizesi olan insanın yaratılış aşamasındaki çok ilginç bir noktaya değinmek istiyorum. Yeryüzündeki bütün insanların vücutlarında bulunan 100 trilyon hücrenin tamamında 46 kromozom vardır. Yalnızca üreme hücreleri istisnadır; bunlarda 23’er kromozom vardır. Neden trilyonlarca hücremizde 46 kromozom varken sadece ve sadece üreme hücrelerimizde 23 kromozom vardır?
Yumurta ile spermin bir araya gelmesi ile ortaya çıkan yeni hücrede toplam kromozom sayısı diğer hücrelerdeki gibi 46’yı bulur. İşte bu nedenle bir sperm ile yumurta birleştikten sonra ikinci bir spermin içeri girmesi engellenerek kromozom sayısının daima 46 da kalması sağlanır. Yeni kromozom sayısının 46’dan farklı olması doğacak bebek için son derece vahim sonuçlar doğurur. Kuşkusuz bir yumurta ve sperm hesap yapabilme gibi bir yeteneğine sahip değillerdir. Dahası kromozom adlı bir yükü taşıdıklarından haberleri dahi yoktur. Peki nasıl olur da 100 trilyon hücrenin içinden sadece ikisi ileride 23 kromozomlu bir hücre ile karşılaşacağını, bunun için kendisinde de 23 kromozom olması gerektiğini bilebilmektedir?
Kısacası Darwinistler’in açıklama getirmesi gereken milyonlarca soru vardır. Ama onların, akla ve bilime uygun, verebilecekleri tek bir yanıtları yoktur. Olmamıştır ve olmayacaktır da. Yaratılış gerçeği tüm dünyayı sarmıştır. Bilim Yaratılışın kanıtlarını sunmakta, Darwinistler farkında dahi olmadan Yaratılışa hizmet etmektedirler.
Yüce Allah, “OL” demiştir ve her şey olmuştur. İnandığını söyleyen insan için doğrular Rabb’inin mesajıdır. Kur’an’da evrim delili arayanlar büyük yanılgıdadırlar. O halde akıl ve vicdan sahibi insanın sorumluluğu, aklın, mantığın, vicdanın ve bilimin doğrularına uymak ve her varlığı Allah’ın yarattığı gerçeğini kabul etmektir. Allah’ın, insanların övgüsüne, teslimiyetine, takdirine ve ibadetine ihtiyacı yoktur. İhtiyacı olan yalnızca insanın kendisidir. Evrende tek bir toz tanesi hükmünde bile değilken Allah’a karşı büyüklenmek insana dünyada ve ahirette yıkımdan başka bir şey getirmeyecektir.
Allah’ın gökyüzünden su indirdiğini görmedin mi? Böylece Biz onunla, renkleri değişik olan meyveler çıkardık. Dağlardan da beyaz, kırmızı renkleri değişik ve siyah yollar (kıldık). (Fatır Suresi, 27)
YORUMLAR
yüzsüzlerin sözleri ve eylemleri
devlet eli ile iletilir oldu
olsun
korkmayın üzülmeyin gevşemeyin
eğer inanıyor iseniz üstün gelecek sizlersiniz der ayette...
dna ları bozulmuş GDO ları ile oynanmış nice yiyeceklerle yer yüzündeki dengeyi yok ediyorlar
ama zaten haberimiz vardı öncedende
ayette;
onlar başa gelirlerse ekini ve nesli yok edecekler diye uyramamışmıydı...
Sevgiler hassasiyetiniz için.