- 782 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
Eksik Bir Şey
“Rüzgar aşıktır tene, dokunur; sarılamam
Değer geçer buse almaz yanağımdan
Gizli bir şey bağrıma bastığım
Atsan atılmaz satsan satılmaz yalnızlığım
Ne bileyim işte, eksik bir şey var.
Yaşayamadığım…”
Canımı gecelere bağlarken, kucakladığım yalnızlıktan ayırdım kollarımı. Göz yaşlarımı silerken rüzgarın; uçuşan saçlarıma martılar karıştı. Şiirlerim uçuştu hayata karıştı. Caddeleri ıslatırken yağmur, minik bir el tutmadı ellerimi pembe elbisesiyle. Ne bileyim işte, eksik bir şey vardı.
Kırk yıl hatırı varken, kahve gözlerimi siyaha boyadım. Geceyi sürdüm kirpiklerime. Sardım sarmaladım sabır taşlarını. Kahrettim acılı şarkılarla. Bir kaderdi koynumda taşıdığım. Ne bileyim işte, eksik bir şey vardı.
Karanlık sabahların sonunda yalnızlık düşüme gülümsedi. Rengarenk kır çiçeklerinin arasına uzandım gülümseyerek. Arılar balımı aldı. İnce bir çizgide hilaldi kaşlarım. Tadı kalmadı satırların, kar etmedi yazdığım şiirler. Ne bileyim işte, eksik bir şey vardı.
Deniz kabuklarından bir kalp yaptım, ıslak kumların üzerine uzandım. Yüreğimi dinledi rüzgar, hala yaşıyorum. Deniz kabuklarıyla çevrili o yüreğin içinde, dalgalar uzandı yanıma sırılsıklamdım. Tatlı bir meltem okşarken tenimi bir kez olsun çılgınlık et değil mi… Olmadı… Ne bileyim işte, eksik bir şey vardı.
Elimi salladım iskeleden, yoktu deniz. Gözlerim kayıp bir geceydi. Yıldızlı ve siyah bir elbiseydi tenimdeki, beyaz bana hiç yakışmadı. Elimde mahzun göllerden çaldığım hüzünlü bir nilüfer. Dilimde notalı teselliler eksik olmadı. Ne bileyim işte, eksik bir şey vardı.
Boş bir ev yalnızlığı hep baki içimde. Dilimde hep aynı şarkı. Ciğerimi yakarken nefesim, sevdaya başımı eğdim. Aşk bir kez bile dokunmadı bana. Yara bere içindeydi dizlerim, kapının arkasına saklandı yüreğim. Aşkın canı cehenneme. Olmadı işte. Ne bileyim eksik bir şey vardı.
29/09/2007
Ayşegül TEZCAN
YORUMLAR
gecenın sessizliğinde huzur arayan herkese ... bana bu kadar uzakta ama bu kadar yakın olan size merhaba...
daha sayfalarca devam edebılırız sanıyorum...çok dokunmaklı bir yazı ...özellikle paragraf sonların aynı tekrar olması nefis bir lezzet verdi...severek okumaktayım..geç diye birşey yok...heran yenıden baslayabılıyoruz...
sevgilerimle...ikiz yürek...(((:
Boş bir ev yalnızlığı hep baki içimde. Dilimde hep aynı şarkı. Ciğerimi yakarken nefesim, sevdaya başımı eğdim. Aşk bir kez bile dokunmadı bana. Yara bere içindeydi dizlerim, kapının arkasına saklandı yüreğim. Aşkın canı cehenneme. Olmadı işte. Ne bileyim eksik bir şey vardı.
............
yüreğinden yüreğime değen satırlardı...dokundu valla soldan soldan... yüreğine sağlık...
Kanamalı yalnızlığımızın cevahir yürüyüşleriyle mirasımızdır an/lar. Tutarız nasırlı ellerimizle güneşi bir ucundan ve ağıtlı bir hüznün salkım saçak düşünüşleriyle gözleri kurşuna dizeriz. Her lokmayı sancı ıslatır, mızrap tele dokunurken seher yeline veririz yüreğimizi, ürperir, içleniriz. Aşk'tır içimizdeki en gizli geçit, bir çığlıkla inadına dillendiririz.
Tebrikler şaire...
Vazgeçişlerin ispatı satırlar..Yaşamadığınız ama söylemeyemediğiniz bir ayrılığın satırlarda büyüyen çığlığı.. Olmayan birşeylerin ölümü. Yaşanılıyor zannedip dolduramadığınız ya da doldurulmayan eksiklikler..Dokunulmayan bir aşkın satır arası sessiz vedası...Aşkın canını cehenneme yollayacak kadar çekilen aşk yalnızlığı..
Umarım eksikliğinizi hissettiğiniz şeyi bulursunuz..
Emeğinize sağlık.
Başarılarınızın devamını diliyorum..
Saygılarımla..