- 737 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Elveda
Ömrümüzün yarısıdır özlemek. Kimi kez özlemek ummaktır. En güzeli umudu özlemektir. Kimi kez, umut bir kadındır ya da erkek. Yüreğimiz çarparak, kanımız hızlanarak, hayallerle özlemi bekleriz. Tren istasyonları; yalnızca yolculuk için değil, özlemin de umudun da beklendikleri yerlerdir zaman zaman.
Ayrılık için vakit gelmişti artık. Doğup büyüdüğü yerle alıştığı yer arasında seçim yapamıyordu. İnsanın son sevgisini en büyük sevgisi sanması gibi bir şeydi bu. Biraz daha kalmak, havasını solumak bahaneydi belki senin yanında. Nasıl gidilirdi gözlerinin önünde; seninle sensiz. Biliyordum, sallanan ellerin geri getirecekti beni hem de gitmeden.
Sabahın esintisinde; titreyerek yollarında olmak... Haydarpaşa!!! Yolculuklar hep güzeldir bir de tren söz konusuysa. Yeni yerler ve insanlar keşfetme merakı hep trenle canlanırdı. Yine canlanıyordu; sensizliğe alışma çabalarımla birlikte.
O yüksek gar sütunları ve eşsiz süslemeler arasında, altında seninle vedalaşmak... Yalnızca bu yeterdi belki uzunca bir müddet bana. Veda ve hüzün kaplamıştı artık her bir yanı. Vedalaşma çabaları telaşa dönüşmüştü yavaş yavaş. Yapılan hazırlıklar son aşamasındaydı.
Anonslar sıklaşmaya, kalabalık karışmaya başlamıştı. Anlaşılan o ki; zaman çaresizlikler içinde tükeniyordu. Biliyordum çalan düdük son bir ayrılık vedasının bitiş sebebi olacaktı. Bense bakışlarının derinliğine inemeden son bir bakışla gözlerindeydim.
Yine sarılamadan gidiyordum, bildiğim bilinmezliğe doğru. Hem istasyonda kalıyordun, hem benimleydin. Alıp götürüyordum seni, sana sormadan. Son veda çabalarım sallanan ellerimde rüzgâra kapıldı; rayların ilk metrelerinde. Özleme dönüşmüştün artık sen. Haydarpaşa’nın ihtişamıyla görünmezlerdeki hayali elvedaydı yaşanan.
Semih Canbolat
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.