- 1547 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
saygı ve SONSUZLUK
........Tamamen bana mahsus, tamamen bana has duygular aktaracağım. Vebali günahı her şeyi boynumadır bilirim. Ve bilirim ki; Bildiğini söylemeyen dilsiz şeytan diye anılır mana âleminde.
Önce Saygı diyelim.
........Evet! Saygı; İnsan olanda muhakkak olması gereken ‘Saymak’ türünden olup, O’nu varsaymak anlamına gelir.
Ötekileşmenin Cellâdıdır saygı.
.......Saygı duymak ; sizi yüceltir, saygı duyduğunuzu değil. Hem saygı duyuyor hemde kendinizi aşağılık hissediyorsanız, emin olun ki, sizin duyduğunuz saygı değil ’’KORKU" dur. Ya hayati bir korku. Ya da menfaat’i bir kayıp korkusu ama asla saygı değil.
Birbirlerine saygı duyan insanları, neredeyse hiçbir zaman karşı karşıya çarpışırken göremezsiniz.
.......Bazan bazan bir bir ayaklarına dolaşsalar da; asla av ve avcı konumuna girmez hemen toparlanır ve yürürler. Birbirlerine saygı duyanların tek hedefi vardır. Yanındakinin Hukukuna,kendi hukukunu feda etmek.
.......Şunu açıklamadan geçmek olmaz sanırım. İnsanlar; Din, dil, ırk, cinsiyet, büyük, küçük. Dememek şartı ile; Ve diğer tüm canlıları da kendi ile beraber yaratılmış kâinatın aksesuarları olarak bilmedikçe saygıdan haberdar olamazlar. Bu Allahın adalet anlayışına ters olduğu içindirki;Hayvana bile olsa yapılan bir saygısızlık,onun seviyesinin altında kalmış olmakla eş değerde anılır. Zihinler bunu böyle algılar. Hiç imse kendi köpeğine bile asla zulmedemez. Bu Saygının gereği olarak böyledir. Zülümde sınır olmaz. Saygı ise sınırları olan bir mefhumdur.
........Köpeğin Havlama hakkına, İnsanın Hoşt deme hakkı vardır. Ama Köpeği taklit ederek değil. İnsan gibi İnsan’a dair hareket ederek. Bunu nasıl mı tespit edecek İnsan ‘‘Bu bana yakışır mı ‘‘?diye sorsun.
.......Evet, Saygı kime duyulur. Saygının kim’i olmaz. Saygı bir tek eşya ya duyulmaz.
O nun ötesinde her canlıya duyulması gereken bir histir saygı. Ve Kişiliğinizi takviye eden sizden çıkan cılız bir hissin; Devleşen bir sevgi, olarak size yansımasını sağlar. Bir kediyi okşarsınız,o sizin ardınızdan sürüklenip gelir. Ona saygı duymak sayısını artırmak gibi algılanmasın. Her canlı neslinin devamı için gerekli donanıma sahiptir. Gücü yeten yetmeyeni korusun ona saygı duysun bu yeterde artar bile.
........Öncelikle şunu da yazmak istedim. Saygı büyük olabilir. Lakin Büyüğe saygı diye bir şey yoktur zaten. Büyüklük yaş ile alakalı bir kavram da değildir Belki küçük olana cehaletinin kemale erebilmesi açısından saygı duyulabilir bu saygı hisside tamamen sezgisel ve ihata edici türden olup kişinin zamanla noksanını tamamlaması içindir. Kim oluırsanız olun mevkiniz ne olursa olsun,kendisine saygılı olmadığınız her şahıs ki bu küçük cocuğunuz yada en alt birim çalışanınız olsun henüz onurunu yitirmemiş ise size nefret hissi duyacaktır.Burada saygı duyulmasını beklemek ikinci bir saygısızlık olup incinenin aptal olduğu hissinden doğar.Yada incitenin tam bir şuursuzluk halidir.Eğer büyük olana saygı esas kabul edilirse. Ağaçlar Kargalar. Kaplumbağalar ilah olurdu. Şu an hala yaşayan bin yaşını aşmış Kaplumbağalar vardır. Büyüklükte küçüklükte hissidir.
.......İnsan ve ya canlılar. Kişinin ya da varlığın "ŞAHSI" ile değil Şahsiyeti ile ilgilenirler. Yani canlıların ortak yanları, paylaşabilecekleri duygularıdır. Hiçkimsenin;Başkalarının bedeni ile bir alıp veremediği yoktur.
......Saygıda bunun kendisidir zaten. Başkalarının hayat hakkını kısıtlamamak. Yaşanılan dünya, yer, muhit, bölge ve bunun gibi paylaşım alanlarını, mamur etmek için gerekirse, diş’e diş,hak bildiğini savunma ve savunma yapanı objektif dinleye bilme yeteneğine Saygı diyiyoruz.
.......‘Yaaaa! Sen. Niye Böyle düşünüyosuuun’?. Deme hakkına hiç kimse sahipdeğildir.
.....Ben senin yerin de olsam.İfadesinin hayatım boyunca gereksizliğine inandım. O kendi yerindedir zaten. Ve ancak Böyle düşünüp yapabilmiştir. Bu bir saygısızlık ve aşağılama sinyalidir.
.....Hoş görü dediğimiz dedikoduda da, bu hinlik yatar zaten.’ Yaa zaten yapamazsın biliyorum. Çapın bu kadar senin.’İfadesinin Zihnimizde şekil verdiği kibrimizin dışa yansımasıdır.
.....HOŞGÖRÜLEN. Esasen kötüdür de, siz bir menfaatiniz gereği, Onun hatasını yokmuş gibi yaparsınız yani. Denkler arasında hoş görü olmaz. Buradaki olsa olsa "UKALALIK" olur.
..... Yirmili yaşlardı sanırım. Milletin bildiği anlamda saygı duymaktan vaz geçtim. Ben’i yok eden her tavrın, karşı tavrı olarak geri döndüm. Bana göre Saygı duyulacak olan Fikirler. İdeolojiler değil. Sadece ve sadece. Canlının hayat hakkıdır. Onu üzmeye hakkımızın olmadığını bilmektir.
.......Bir adam gelip bana ‘- Adnan bey. Ben sizin İnsan olmadığınızı düşünüyorum. Bence siz sadece laf kalabalığı yapıyorsunuz. Dese. Allah aşkına ben buna nasıl saygı duyayım. Tabii ki ağzını burnunu kırmaya hakkım yok. Tek hakkım var. ‘Nereden bu kanıya vardığını bulup onu,samimi olduğum konusunda İnandırmak benim işim. İkna etmek bile değil.Bence saygı bu arada bir yerde varsa var. Yoksa korkaklıktır.
................Biraz düşünün dilerseniz.
......Biz korkularımızı saygı dediğimiz bir elbisenin altına gizleriz bu bizim gerçek suretimiz dururken,maskeli bir hayatı tercih etme gafletimizden doğar.Saygının asla girmemesi gereken evliliklerde bile,"Birbirine saygısı olmayan çiftler evliliklerini yürütemezler" diye bir ifade kullanırız.Bence saygının girdiği evlilikler sevginin bittiği evliliklerdir.
......Burada saygı dediğimiz şey ise.Ayrılmanın getireceği sosyal statü veya kamu oyu yaptırımından çekincelerin zoraki evlilik sürdürme oyununa dönüştürdüğü tuhaf ve sıkıntılı birlikteliklerdir.Tamamen sevgiye dayalı olması gereken evlilik kurumu saygının çelmesine takıldıktan sonra çocuklarımız için Yaşamak yalanına dönüşür.Bu dönüşüm okadar çıplak bir yalandırki."eşeğe kızan palanını dövermiş"ata sözünde olduğu gibi hayatın tüm sıkıntısını,hınç yapıp çocuklardan çıkarır;Senin baban,baban olacak,sen olmasan.çocuklarım olmasa.Senin annen ,annen olacak " gibi teranelerle çocukların ufuklarını budama hastalığı beceri zannedilen ev hayatımız olur farkında olmadan.
.....Bu tavrın haysiyetsizliği genlerimizden gelen deha ile çocuğun çok yakından kavradığı bir gerçektirde aslında. Çocuk bize duyduğu zaruretten kurtulduğunda içinden çıktığı bu kaosu bize haykırarak ödemeye başlar ve biz.Eskiden edep ve terbiye vardı -
......Şimdiki çocuklar çok saygısız anamm çoookkk demeye başlar.
......Olup bitenin bir hasat olduğunu anlamaz yada anlamazlıktan gelerek.Oğlum ,kızım biz seni seviyoruz.Diyerek buı defa başka bir yalanın köleliğine soyunuruz.
.....düşünmek gibi bir nimet’e sahip olan sizlere sevgi ve saygı kavramını yeniden düşünülsün diye terk ediyor,ve ben asla Fikir ve ideolojilere saygı duymuyorum.
.........Zamanla her fikrin eriyeceği kanaatindeyim.Evlilikler sevgi üzerine kurulmuş tahtlardır.Tahtı yıkılan padişahın devrilmişliğine izah arama telaşı boşunadır.Ya ülkesini terk edip yeni imparatorluk kurmalı ya da açık yüreklilikle benden kıral olmaz olsa olsa solucan olur diyip
kendi varlığını inkar etmemelidir.sevgi ve selam.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.