- 455 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Lütfen beni aydınlatırmısınız.
Değerli Dostlar!
Ağırlığı her gün biraz daha artan çok değerli ve hassas bir yükü,
Zorluğu her an birazda çekilmez hal alan,
Uzun, zorlu ve engebeli bir yolda taşımaya mecbur edilseniz!
Karşılığında onurlu ve rahatlatıcı bir mükâfat beklemezmisiniz?
Beklemek hakkınız ve aklınızın gereği değimlidir?
Baskıları ve zorlukları her gün biraz daha çekilmez hal alan,
hakaretler altında ağır işlerde zorla çalıştırıldığınız bir esir kampından özgürlüğünüze kavuşmak ve çektiklerinize karşı iyi bir tazminat istemezmisiniz?
İstemek sizin insanlık onurunuzun gereği değilimdir?
Önemli ve hayati rollerde oynatıldığınız bir oyunda veya zorlu vazifeler ile görevlendirildiğiniz bir organizasyonda, yaptığınız iş, icra ettiğiniz görev karşılığında iyi bir ücreti hak ettiğinize inanmazmısınız?
O ücreti talep etmek sizin en doğal hakkınız değimli?
Ya bu beklediğiniz mükâfat,
İstediğiniz tazminat,
Hak ettiğinize inandığınız ücret yoksa!
Yine de O zorlu yolda,
O ağır yük ile yürümenizi belli olmayan sona doğru sürdürürmüsünüz?
O esir kampındaki esaretinizin bitmeyeceğini ve sonucu itibariyle hiç bir şey kazanmayacağınızı bile bile yanınıza çektiklerinizden başka bir kar kalmayacağı halde O kamptaki çileli hayata devam edermisiniz?
Hiç bir ücret veya ödül vaat edilmemiş olmasına rağmen O önemli rollerde hayati zorluklar ile oynar, O zorlu organizasyonda görev alıp O organizasyonun sorumlu bir parçası olmayı kabul edermisiniz?
BU SORULARI OKUDUKTAN SONRA ALLAH’A VE AHİRETE İNANMADAN, HAYATI TÜM ZORLUKLARINA RAĞMEN YAŞAMANIN NE ANLAMA GELDİĞİ HAKKINDA Kİ DÜŞÜNCELERİNİZ ÖĞRENMEK İSTİYORUM….
Anlatmak istediğim!
Yaşamak zorunda olduğumuz hayatı, sonunda büyük pişmanlıklar yaşamamak için anlamlı kılma adına bir uyarıdır.
Hayatın sonunu düşünmemizi engelleyen gaflet perdelerini aralayıp başta ben şahsım olmak üzere, hali hakikatimizi görmemize yardımcı olmaya çalışmaktır.
Herkesi bekleyen son için kıyameti beklemek ne büyük bir aldanmışlık.
Herkesin nüfus cüzdanında doğum tarihi yazılı olduğu halde, kimsenin ölüm tarihi belli değil.
Hayatın her safhasında ölen insanları görmek mümkün iken,
hiç ummadığı bir gün ve anda kendisinin de ölebileceğini düşünemeyen bizlerin gafletini anlamak ne mümkün.
Değerli dostlar yazıma salt dini bir yazı olarak bakılmamasını dilerim.
Okurlarım arasında materyalist mantık taşıyan dostlar da olabilir.
Zaten yazımın asıl muhatabım onlardır.
Şimdi o dostlardan birçoğunun yaptığı gibi beni kendilerine Allh’ın varlığını ispatlamaya davet etmelerini bekliyorum.
Ben düşünce, anlayış ve görüşü madde ile sınırlı olan kimselere; DÜŞÜNCEYİ VE MADDEYİ YARATANI (mikroba organizmayı) anlatmaya uğraşmak gibi sonuçsuz bir mücadele içinde değilim.
Öyle bir niyet ve amacımda yok.
Onlar istedikleri gibi düşünebilirler.
İster tabiat dedikleri sanatı ilahiye ve kudreti sonsuzun kanunlar manzumesini ilah edinsinler.
İsterlerse her şeyden çok sevdikleri zevk ve rahatı adına,
akıl, mantık, izzet ve onurlarını uğruna feda ettikleri nefislerini ilah edinsinler.
İster Mecusiler gibi ateşe, Hindular gibi ineğe batıl dinlerde tarifi mümkün olmayan ikonlara tapınsınlar, BENİ HİÇ ilgilendirmiyor.
Bu onların kişisel tercihleri, her insana insan olarak yaratılmış olduğundan dolayı saygı duyarım.
Benim inandığım gibi inanmayanlara da en azından ruhlarının sonsuzluğunun farkında oluşlarından, akıllarının metafizik ihtiyaçlarına cevap aradıklarından dolayı saygı duyarım.
Amma beni inancımdan dolayı sorgulayan insanlara hayatın anlamlı yaşaması adına yukarıda sormuş olduğum sorulara makul ve mantıklı cevap istemekte benim hakkımdır.
ÇÜNKÜ MANTIKSIZ BİR YAŞAM TARZI MANTIKLI İNSANLARINDA ZİHNİNİ KARIŞTIRIP HAYATI ANLAMSIZLAŞTIRIYOR.
Yazımı okuma zahmeti gösteren tüm okurlarıma saygılarımı arz eder itirazı olan dostlarında itirazlarını edep ve saygı sınırları içinde bana bildirmesini dilerim.
Özellikle İnsan hayatı hakkındaki düşüncelerimde hatam var ise gösterilmesini de bir insanlık borcu olarak herkesten beklerim.
Fikrinize ihtiyacım var lütfen beni aydınlatırmısınız.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.