- 606 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
KORKUSUZ SELİM (23)
“Artist” Davut,”kız kolejinin” önünde rahat tavırlarıyla dolaşıp duruyordu. Avını yakalamaya kafasına koymuştu bir kez. Bu konuda oldukça hassas ve dikkatliydi. Üstelik, kıyafetlerini de özenle seçmişti. Spor siyah bir badi, vücudunu biraz sıkmış, adeta gergin kasları ortaya çıkmıştı.Kumral saçları,jeleli ve geriye doğru taranmıştı.Spor giyim,onu daha da çekici kılıyordu.Son model Mercedes taksisi de altındaydı.Siyahi bir renk,gizemlilik kazandırıyordu ona.
Okulda son dersin zili de çaldıktan sonra öğrenciler, dağılmaya başladılar. Çoğunluğu servise binip okuldan ayrıldılar. Çok az öğrenci de kaldırımda güle oynaya yürüyerek evlerine doğru, içlerinden bir kaçı da nasıl olsa eve gitmek için; zaman, bol düşüncesiyle yakındaki iki katlı pastaneye yöneldiler. Pastanenin ikinci katında genellikle genç aşıklar, kösnül bakışlarla birbirlerini süzüyorlar, arada bir cesurca öpüşüyorlardı.
Artist Davut, taksisinin dikiz aynasından, yaklaşmakta olan iki kız öğrenciye bakışlarını fırlattı. İkisi de sigaralarını yeni yakmışlar, etraftakilere göstermemeye özen göstererek içmeye çalışıyorlardı. Hemen pratik zekasıyla kafasında kurguyu yapmıştı bile. Kızlar, taksiye yanaşmışlardı ki, oldukça güzel diksiyonu ile:
- Affedersiniz arkadaşlar, sigaramı yakacaktım da; sizin ateşinizden yararlanabilir miyim?
Etkileyici ses tonu, kızların dikkatini çekmekte gecikmedi. İkisi birlikte çakmağına davrandı.
- Estağfurullah! Buyurun!..
Artist Davut, sigarasını yaktığı anda; cin gibi fikirleri, beyninde şimşeler gibi şakırdamaya başladı. Gizli emellerini, tam da yerine getirmenin sırasıydı. Kıvrak zekasıyla planını yerine getirmekte gecikmedi. Arabanın kapısını açarak :
- Buyurun arkadaşlar! Ben de sizin gidiş istikametinize doğru gitmekteydim zaten. Eğer zamanınız varsa sahil boyu gezinti yapmaya ne dersiniz, ha?dedi.
Kızlar, hiç tereddüt etmeden arabanın içine kendilerini attılar. Artist Davut, bir av derken ; iki av yakalamanın sevinciyle adeta kendinden geçmişti. Dikiz aynasından süzdüğünde doğrusu keyfine diyecek yoktu.İkisi de sigaralarını keyifle içiyorlar diğer taraftan da arabanın cd.çalarından gelen müziğe eşlik etmeye çalışıyorlardı.Artist Davut,kızlarla biraz daha sıcak iletişim kurmak düşüncesiyle muzip bir şekilde gülümsedi:
- Hanımlar, kaçıncı sınıfa gidiyorsunuz? Mezuniyet ne zaman?
- Kısmetse bu yıl olacak!
Araba, sahil yoluna girmiş, hızı oldukça düşmüştü. Davut, zamandan kazanmak, kızların ruhuna girmek istiyordu.”Kız tavlamak” onun için bir sanattı. Sanatını tam manasıyla yerine getirmesini bilirdi.
Sahildeki kafeteryalardan birine oturdular. Garsona üçlü bir semaver siparişi verdiler.
Davut, kendini tanıştırmakta gecikmedi. Diksiyonu oldukça yerindeydi. Vücut dilini kullanmakta da kusursuzdu. Kendinden emin görünüyordu. Bakışları sinsi ve kurnazcaydı. Kızlar, hareketlerinden ve konuşmalarından kendine öz güveni hissi veren bu yakışıklı gence hayran hayran bakmayabaşladılar. Anlattıkları karşısında kah hayrete düşüyorlar, kah da gülmekten kendilerinden geçiyorlardı.
Davut, kendisini avukat olarak tanıtmış, girip çıktığı davalardaki başarılarından atıp tutuyordu. Özellikle cinayet mağdurlarını kurtarmakta üzerine başka bir avukat olmadığından dem vuruyordu. Arada bir şiir ya da şarkı sözleri mırıldanmaya çalışarak, havayı yumuşatmaya çalışıyordu.
Kızlar, karşılarındaki entel görünümlü avukata hayran kaldılar, ikisi de aynı anda aşık olmaktan kendilerini kurtaramadılar.
Zaman hayli ilerlemiş olmasına rağmen, aralarındaki sohbetler tatlı bir şekilde devam ediyordu. Kızların yavaştan alması, sahte avukatın oldukça hoşuna gitti. Bir nabız yoklaması çekmek istedi. Masanın üzerindeki kendi sigarasından tekrar ikramda bulundu.
- Arkadaşlar, isterseniz dostluğumuzun pekişmesi için bu gece eğlenmeye ne dersiniz? Gece kulüplerinden birine gidelim ha?Tabi ki derslerinizden geri kalmayacaksanız.
Kızlar, bir an karar vermekte tereddüt ettiler. Birbirlerine bakıştılar. Sonra da yapılan teklife kayıtsız kalmayarak, olumlu yanıtlarını vermekte gecikmediler. Nasıl olsa kendilerinden başka hesap verecek kimseler yoktu. Okumak için tuttukları evde kirada duruyorlardı. Zaman zaman her ikisinin de aileleri aralıklı olarak gelerek,yemeklerini hazırlamakta,çamaşırlarını yıkamakta yardımcı oluyorlardı.Bu aralar kimse yoktu evde.Yalnız kalıyorlardı.Bu da onların aradığı bir fırsattı.Felekten bir gün çalmak düşüncesi,her zaman belleklerinin gizemli bir tarafında gizlice durmaktaydı.Gece hayatını yakından görmek,içlerinde ki bir tutkuydu adeta.Şimdi ise tam zamanı sayılırdı.Yanlarındaki “sahte” avukat, onlar için biçilmiş kaftandı.Nasıl olsa onun da güvenini kazanmışlar,saygın bir kişi olduğuna yürekten inanmışlardı.
Hep birlikte Artist Davut’un kullandığı siyah araba ile birlikte pavyonların bulunduğu sokağa yanaştılar. Işıklar yanıp sönüyordu. İçerilerden dışarıya yansıyan müzik sesleri, suskun atmosferin içerisinde insanın ruhunu okşamaya devam ediyordu adeta.
Pavyonun içerisinde boş bir masaya oturdular. Artist Davut, buraların müdavimiydi yıllardır.
DEVAM EDECEK!