Gittin...
Gittin... Ne de güzel gittin. Gönüllü değildin hiç ya giderken; hatta son konuşmamızda, gittiğin için heyecanlı. Aramayı unutmuş, cevapsız mesajlara bırakmamıştın beni. Halinden belliydi yapmak istediklerin, sen kendini koşullamıştın bitirmeye, unutmaya.
Gittin... Hani gittin, haber vermeden. Günlerce aradım durdum, öğrenmek için gidebildiğini. Hani acizsin ya bir telefon açmaya, düşüncelisin ya çok seversin beni.
Gittin... En beklemediğim şeydi unutman. Gittiğinden beri duymadım sesini. Tek giden de sen değildin yakın bir zamanda, ben yeni gelmiştim. Meğer değer kazanıyormuş 3,5 kuruşluk aramalar, değerliymiş 1,2 tane mesaj atmalar. Bilmezdim cimriliğini.
Gittin... Sen şimdi eğleniyorsun ya hani, geldiğinde kimse olmayacak yanında. Ordaki insanlar, belki de yeni sevgililerin unutucak hep seni. Sen de unuttuğun insanla kalıcaksın. Sözde en değerlin, sözde en farklın, sözde en sevdiğin.
Gittin... Unutmak için gittin, umarım unutup da gelirsin. Teşekkürler değerimi gösterdiğin için, hala düşündüğüme pişman ettin. İyiliğini istedim, onu bile cevapsız bıraktın, tabi telefon hep telefon bozuktur o telefon...
Gittin ve iyi de ettin!
Fırat BAKİ
4 Eylül 2010
YORUMLAR
Gönüllü değildin hiç hatta son konuşmamızda, gittiğin için heyecanlı. Anlamı bozan belirsizlikleri çözmeli kısa cümleler haline getirmelisiniz.
"Gönüllü değildin hiç ama son konuşmamızda, gittiğin için heyecanlandığını söylemiştin." gibi...
Anlam kayması oluşturacak bir konuşma dili kullanmışsınız.
fRat
'Gönüllü değildin hiç; hatta son konuşmamızda, gittiğin için heyecanlı.' tezat var sadece.. Teşekkürler yorumunuz için...