Şizofren dediler bana..
Geçtim aynanın karşına o parlayan gözlerime, çektim kapkara sürmeleri…
Hani bana aldığın mavi elbise vardı ya onu giydim. Bugün ilk defa…
Neden giydim bende bilmiyorum ama giymem gerektiğini düşündüm ve hiç tereddüt bile etmeden giydim. Babamın annem ölmeden önce bana hediye ettiği küpeleri hatırlıyor musun? Hani annemin ananesinin annesinden kalan şu tarihi küpeler. Onları da taktım, sonra bir fular boynuma, birde deri ceketimi alıp çıktım evden. Sokaklarda yalın ayak yürüdüm ayağıma batan camlara aldırış etmeden, canımın yandığını hiç hissetmedim. Uzun zamandır konuşmadığımı söylüyorlar arkadaşlarım, telefonlarına, maillerine cevap vermiyormuşum eve gelip gidiyorlarmış televizyon sesi geliyormuş ama kapıyı açmıyormuşum öldüğümü falan zannetmişler ben ölebilir miyim ki hiç zannetmem…Ben evdeyken hiçbir ses duymuyorum ki kapının, telefonun bir kere bile çaldığını duymadım geçen gözüme bir fotoğraf ilişti sen varmışsın fotoğrafta koskoca yeşillikte tek başınasın uzanmışsın çimlere onu yanımda ki teyzeye gösterdiğimde ne güzel çıkmışsın dedi bana iyide orada iki kişi var dedim garip garip baktı yüzüme bende sesimi çıkarmadım. Ben sen mi oldum diye şüphelendim bir anda ve kalkıp hızla uzaklaştım oradan trene bindim nereye gittiğimi bilmeden… İndiğimde Eskişehir deydim İstanbul dan Eskişehir e gelmişim sonra döndüm ilk trenle geriye. Hapishanelerin önünden geçiyorum sokaklara bakıyorum denizlere soruyorum seni, belki uğramışsındır diye ama kimse geldi demiyor biliyor musun? Sanki benden başkası seni tanımıyor. Yoksa sen benden başkasına gözükmüyor musun! Seninle tanıştığımız zamanı hatırlar gibiyim yağmur yağıyordu, kız kulesine gezmeye gelmiştim, arkaya doğru gerilirken düşecektim sen kurtarmıştın beni, sonra çantamı kapkaççı çalmıştı adamı bulup öldüresiye dövmüştün. Bunu neden yaptığını sorduğumda karşılaşmamız tesadüf değil demiştin. Bende gülüp geçmiştim. Sen gittiğinden beri deli divane oldum, o kadar çok yüreğim yanıyor ki ateşlere atsam kendimi, söndüremiyorum içimde ki alevi.... Senin geldiğin gün bana beyaz bir elbise giydirdiler ellerimi de arkadan bağladılar komşular haber vermiş onlara , deliler hastanesine götürüyorlarmış beni bir de aralarında konuşurlarken duydum teşhis olarak şizofreni demişler aman ne derlerse desinler sen geldin ya ben senle mutluyum…