O değil de;

Bazı dostlar ortalıklarda görünmüyor. Onlara buradan ’şiiiiii nerdesiniz?’ demek istiyorum. Şurada merak ediyoruz, insan arada sırada da olsa bi el sallar dimi!

O değil de;

Minibüsçünün acelesi olmalı. Tam bir trafik canavarına dönüştü. Millet ön koltuklara sıkıca tutundu. Ani duruş kalkışlar, öndeki arabaların sağından solundan son sürat geçmeler... Daha fazla dayanamadım, ’arkadaşım sakıncası yoksa eve tek parça halinde ve sağ olarak varmak istiyorum’ dedim.

’Hanfendi ne diyosunuz siz, ben hocayım!’ dedi....

O değil de;

Cami hocası da olsa okulda öğretmen de olsa berbat bir sürücüydü. Arabadan inerken, ’mümkünse bidaha karşılaşmayalım’ dedim. :))) O ne dedi duymadım...

O değil de,

Bi videoda seyretmiştim. Polis eve baskın düzenliyor, öncesinde zile basıyor, kapı açılmayınca kapı kırılmak suretiyle eve girilmeye çalışılıyor. Dakikalarca süren hengemeden sonra Sağır Sultan bile duyduğu halde çok sonra içerden komik bir arkadaşımız, okul kıyafetiyle ve elinde bir kitapla polisin karşısına çıkıp, ’okuyom ben yaa!’ diyor. Ve bunu inanarak söylüyor ya.... Allah seni bildiği gibi yapsın emi!

O değil de;

Magnum Double Karadut&Böğürtlen yediniz mi hiç... Cevap ı ıh mı? Büyük kayıp...

O değil de;

Antalya’da deniz şimdi ne güzeldir. Ne kadar ilginç... denizin rengi olağanüstü güzel ve farklı. Normalden fazla tuzlu olması da bir başka fark. Eylül’de kaçıp gitmek lazım... Denizim geldi...

O değil de;

Bazı marketlerde poşeti müşteriye sayıyla veriyorlar ya... Poşet istenldiğinde de prosedürden bahsediyorlar ya.. İşte o zaman gerçekten psikopata bağlanıyorum. O sistemi kuranların çocukluğuna inmek istiyorum...

O değil de;

’Yalnızlık bize gelir/Geldiği gibi gitmez/Mutluluk bir çiçektir/Bastığın yerde bitmez’

O değil de;

İyi bayramlar...